| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 78 |
| Tarih: | 17.03.2015 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
3'üncü maddedeki bu önergemiz, bu maddenin kanun metninden çıkarılmasını öngörüyor çünkü bu madde de sağlıkta özelleştirmenin yolunu açan, özel sektöre alan yaratan, özel sektöre rant sağlayan bir düzenleme. Biz, sağlıkta özelleştirmeyle ilgili, AKP Hükûmeti döneminde zirveye ulaşan bütün uygulamalara karşıyız. Özellikle yürüttüğünüz bütün politikaların bugüne kadar özelleştirmenin önünü açan politikalar olduğunu defalarca dile getirdik. Bu maddede de yine aynı şekilde, kamuya ait arazilerin özel sektör aracılığıyla işletilmesiyle ilgili bir düzenleme var.
Halkların Demokratik Partisi olarak, Anayasa'da da belirtilen sosyal devlet olma ilkesi gereği bu devletin bütün vatandaşlarına eşit, ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve ana dilde sağlık hizmeti vermesinin bir görev ve sorumluluk olduğunu ve Hükûmetinizin de bunu yerine getirmekle mükellef olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.
Tabii, bütün bu sağlıktaki uygulamalarınızın, özelleştirmeyle ilgili yapmış olduğunuz düzenlemelerin bazı istatistiki verilerini sizinle paylaşmak istiyorum. Bakın, 2008 yılında vatandaştan yüzde 30 oranında bu özel hastanelerle ilgili katkı payı alırken 2010 yılında bunu yüzde 90'a çevirdiniz, şu anda da bu oran yüzde 200'ün üzerine çıkmış durumda. Yani başlangıçta SGK'lılara özel hastanelerin yolunu açarak iyi bir propaganda yaptınız, seçimde oy aldınız, politik bir rant devşirdiniz ama sonra ortaya çıktı ki o oy aldığınız vatandaşın cebine de elinizi uzatıp oradan alıp özel hastanelerin kasasına aktardınız.
Burada özellikle şu veri önemlidir: Özel hastaneye verilen fark ücretleri sadece son beş yıl içerisinde yüzde 700 gibi korkunç bir artış oranına sahiptir.
Türkiye'de 2001 yılında özel hastanelere ödenen miktar 284 milyonken 2009 yılında tam 17 kat artmış ve 4 milyar 682 milyon TL'ye yükselmiştir.
2002 ile 2010 yılları arasında özel sektörün sağlık içerisindeki payı yüzde 6'lardan yüzde 30'lara yükselmiştir. Yani bütün sağlıktaki uygulamalarınız vatandaşın sağlık sorunlarının çözümüne yönelik değil, hizmet alanların ya da hizmet veren sağlık emekçilerinin daha rahat koşullarda sağlık hizmeti vermesiyle ilgili değil, tam tersine özel sektörün pastadan daha fazla pay almasına yönelik olarak gerçekleşmiştir.
Sadece özel hastane sayısı üzerinden bunu değerlendirebiliriz. 2002 ile 2010 yılları arasında 180 olan özel hastane sayısı 500'ün üzerine çıkmıştır. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ülkesinde kendisini "sosyal devlet" olarak tanıtan, addeden bir ülkede bu rakamları görmek mümkün değildir. Dolayısıyla, burada, sağlık politikasıyla ilgili tavrınız son derece nettir. Siz özel sektöre alan yaratmak, o bölgede bir rant alanı oluşturmak ve bunu da hastaların sağlığı ve sağlık emekçilerinin hakkının aleyhine bir şekilde işletmekte kararlısınız.
Bakın, döneminizde, Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan taşeron işçi sayısı 11 binken bugün bu rakam 150 binin üzerine çıkmıştır. Yani "modern kölelik" olarak tanımladığımız taşeron sistemini âdeta sağlık sisteminin bir parçası hâline getirmişsiniz. Dolayısıyla sağlıkla ilgili yaptığınız bütün düzenlemeler emek karşıtıdır, sağlık karşıtıdır, sermaye yanlısıdır, rant yanlısıdır.
O nedenle, bu 3'üncü maddedeki düzenlemenizi de biz doğru bulmuyoruz. 3'üncü maddenin kanun metninden çıkarılmasını burada tavsiye ediyoruz. Aynı zamanda "Sağlıkta Dönüşüm Projesi" adı altında yürütmüş olduğunuz özel sektöre rant sağlama işinden de bir an önce vazgeçmeniz gerektiğini söylüyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)