| Konu: | Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı'nın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 79 |
| Tarih: | 18.03.2015 |
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Grup Başkan Vekilinin itirazlarına ilişkin öncelikle şunu söyleyeyim: Tabii, Türkiye'de hep bir çözüm sürecinden bahsediyoruz ama ne kadar çözüm sürecinin kurallarına göre değerlendiriyoruz, bunu halkımızın takdirine bırakıyoruz. Bu konuda özellikle iktidarın yeterince adım atmaması, Kürt sorununun çözümü konusunda, bırakalım işte 2005'te "Kürt sorunu vardır." deyip, şimdi "Kürt sorunu yoktur." noktasına gelen politikalarını herkes takdir ediyor.
Ben, Kürdistan illeri deyince, burada çok açtık diye düşünüyorum, bu kürsüde. Onu, "Türkiye illeri" ya da "Kürdistan" diye bir ayrım yapmaktan ziyade bunu bir tespit, coğrafi terim olarak değerlendirdim. O açıdan, hem Türkiye'de hem Trakya'da -Anadolu, Mezopotamya diyebilirsiniz ya da Trakya, Anadolu, Mezopotamya- orada da başka tanımlar var. Kürdistan, Türkiye diye tanımlıyoruz.
Her yerde halkların, ezilenlerin, emekçilerin partisi olmaya tabii ki devam edeceğiz. O konuda hiç şüpheniz olmasın. Seçimlerde de mutlaka bunun sonuçları ortaya çıkacaktır.
İkincisi: Bu, özellikle elektrik kaçakları meselesinde, ben, iktidarın, tam da Bakanın söylediği, bu, Kürtlere bunu mal eden politikalarına itirazla bunu söylüyorum.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Ne zaman "Kürtler" dedi ya? Yalan söylüyorsun!
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Genelleme yapmak doğru değil, katılıyorum size. Asıl eleştirmek istediğim şey, aslında yaptığınız, kurduğunuz sistem bütün bunlara zemin sunuyor yani bu özel şirketlere orada kaçak elektrik kullanılmasına... Hırsızlık belki kurumlar yapmıyor ama bu sistemin kendisi tam da bunu üretiyor. Bunları çözelim, birlikte tartışalım. Biz daha önce Sayın Bakanla kaç defa bir araya geldik, "Bu meseleyi nasıl bir müzakere içerisinde çözebiliriz?" diye. İşte insanlara, köylülere tazyikli suyla polis müdahale ederken bunu yapmadan nasıl çözeriz diye biz de tabii ki bir araya geldik, birlikte bu meseleleri tartıştık, tartışmaya da çalışıyoruz. Ama burada yaptığınız düzenleme başka bir nokta yani bu sorunu çözecek bir düzenleme değil, kaçak elektrik şeyini giderme adına aslında mevcut olan sorunların üzerini örtme yaklaşımı. Bizim itiraz ettiğimiz nokta bu. Bunu beğenirsiniz, beğenmezsiniz; ayrı bir nokta.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Son olarak bir şey daha...
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Sayın Bakanın "Kürtler" diye başlayan bir cümlesi yok. Yalan söylüyorsun!
BAŞKAN - Bir dakika sayın milletvekilleri...
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Yalan söylüyor!
BAŞKAN - Buyurun.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Yalanı kimin söylediği belli!
BAŞKAN - Tamam, teşekkür ederim.
Siz cevaplarınızı verdiniz.
Başka...
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Ucuz, beylik laflar!
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Bir cümleyle...
Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN - Son bir dakika...
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Şimdi, bir şey daha ifade etmek istiyorum. Tabii ki biz muhalefet olarak burada kendi eleştirilerimizi, önerilerimizi sunmaya çalışıyoruz, katkı sunmaya çalışıyoruz. Sadece derdimiz muhalefet etmek falan değil, aynı zamanda doğru bir kanun çıksın, doğru bir şey çıksın diye ifade ediyorum.
Bir de yani bu beğenilir, beğenilmez; ayrı bir şey. Ben Sayın Grup Başkan Vekilinin yaklaşımlarını çok şey olarak görmedim. Düzeltme açısından da teşekkür ediyorum, en azından ne demek istediğimizi açıklama açısından. Ama buradan bağırıp "Yalan söylüyor!" diyen zatın kendisi kendi geçmişine baksın diye düşünürüm.
Teşekkürler.