| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 19.03.2015 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Kamu çalışanlarıyla ilgili, daha doğrusu, kamu kurum ve kuruluşlarındaki tüm yönetici kadroların görevden alınmasıyla ilgili önemli bir düzenleme yapılması öngörülmektedir. Baştan söyleyeyim, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konuda bir düzenleme yapılmasını prensip olarak olumlu buluyoruz. Yalnız verilen önergeyle ilgili...
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
Sayın Kalaycı, bir dakika.
Dışarı çıkmak durumunda olan milletvekilleri lütfen bir an evvel dışarıya çıksın ve sessizliğimizi muhafaza edelim.
Bir dakika ekleyeceğim size Sayın Kalaycı.
Buyurun.
MUSTAFA KALAYCI (Devamla) - Tekrar edeyim, baştan söyleyeyim, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu konuda bir düzenleme yapılmasını prensip olarak olumlu buluyoruz. Yalnız, verilen önergeyle ilgili usul ve içerik olarak eleştirilerimiz ve katılmadığımız konular var. Bir defa, sizin de ne yapmak istediğiniz belli değil, kafanız net değil. Şöyle ki: Komisyonda görüşülen ve Genel Kurulun gündemine gelen 687 sıra no.lu Kanun Tasarısı'nın 23'üncü maddesinde benzer düzenleme var ama içerik olarak ikisi birbirinden farklı. Tasarıda, 7.000 ve üzeri yöneticilerin Başbakanlık merkez müşavirliğine atanması öngörülürken, önergede, 7.600 ve üzeri yöneticilerin atanması öngörülmektedir. Bu kapsamda, bazı, SGK gibi, Devlet Personel gibi, TİKA gibi kurum başkanlarımızın statüsü bir anlamda genel müdür seviyesine düşürülmüş olmaktadır. Dolayısıyla, sizin de bu konuda net olmadığınız ortadadır.
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye madde ilavesini öngören bu önerge öncelikle usul yönünden de tartışmalıdır. Zira, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, çıkarılış amacı ve özü itibarıyla kamu çalışanlarına uygulanacak ortak mali hükümleri düzenlemektedir.
Bakınız, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin adını okuyayım, "kanunlarda değişiklikler"i geçiyorum, "Devlet Memurları ve Diğer Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı ve Kıdem Aylığı ile Ek Tazminat Ödenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname" diyor. Eklenmek istenen madde ise görevden alınacakların atanacağı kadroları belirlemektedir. Dolayısıyla, uyumlu bir düzenleme olmamaktadır. Hâlbuki kamu yöneticilerinin atamalarıyla ilgili, biliyorsunuz, iki ayrı kanun var: 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanun. Bu kanunda müşterek kararname ve üçlü kararname ile atanacak kamu yöneticileri tadat edilmekte. 2451 sayılı Kanun'un kapsamı dışında kalan 2477 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usulüne İlişkin Kanun'da da bakan onayıyla atama yapılacak kadrolar, yönetici kadroları tadat edilmektedir. Dolayısıyla, kamu yöneticilerinin atamalarıyla ilgili iki ayrı kanuni düzenleme var. Bizim de burada önerimiz, kamu yöneticilerini görevden almanın da ayrı, müstakil bir kanuni düzenlemeyle yapılmasıdır, değilse 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenmesi usul açısından, şekil açısından doğru olmayacaktır, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yi iyice karma karışık hâle getirecektir.
Değerli milletvekilleri, bu maddeyle kamu kurum ve kuruluşlarındaki bazı istisnalar dışında tüm yöneticilerin görevden alınmaları hâlinde atanacakları kadrolar belirlenmektedir. Teknik olarak bu alandaki eksikliğin giderilmesi, bir çerçeve oluşturulması bakımından genel anlamda makul görülebilir. Ancak, binlerce yetişmiş, tecrübeli personel için şahsa bağlı kızak kadrolar oluşturulması söz konusu olacaktır. Boş oturan, maaş alan, bankamatik memurları öngörülmektedir. O nedenle hem deneyimli insan kaynaklarımızın hem de milletimizin kaynaklarının israfına neden olunacaktır. Aslında yapılması gereken personel rejimine ilişkin reformun hayata geçirilmesi, bu konunun da orada düzenlenmesidir. Bu konuyla ilgili olarak da bizim görüşümüz şudur: Hükûmetlerle gelip gidecek siyasi kadroların oluşturulması yani müsteşar, müsteşar yardımcısı gibi kadroların siyasi kadrolar olarak hükûmetle gelip gitmesini sağlayacak bir düzenleme yapılması, böylelikle boş yere kızak kadrolar, bankamatik memurlukları oluşturulmasının da önüne geçilebilecektir.
Diğer taraftan, bir eleştirimiz de şu: Bugüne kadar yan gelip yatanların şimdi böyle bir düzenlemeye girişmesinde farklı ve özel amaçlarının olduğunu düşünüyoruz. Öyle bir şey yok, gerekli bir düzenleme, onun için yapıyoruz diyorsanız aklınız başınıza yeni mi geldi, jetonunuz on iki yılda mı düştü diye ben de sizlere sorarım.
Bu düzenleme aynı zamanda görevden almaları da kolaylaştırmış olmaktadır. Göreve gelirken görevden alınması hâlinde atanacağı kadronun bilinir olması ve bazı haklar yönünden mağduriyetin ortadan kalkacak olması nedeniyle keyfî uygulamalarda yargının iptal kararlarının önüne geçilmesi söz konusu olacaktır. Bürokraside yıldırma ve yıpratma sürecinin yaşandığı, yönetici kadrolara atamalarda ehliyet, liyakat ve hakkaniyetin göz ardı edildiği, kadrolaşmanın had safhaya ulaştığı, kamu çalışanlarının tayinlerine, yükselmelerine AKP teşkilatları ve yandaş sendikanın karar verdiği, parti teşkilatı ve yandaş sendikanın istemediği dürüst memurların sürgün edildiği, görevlerinden uzaklaştırıldığı bir ortamda böylesine bir düzenleme keyfî ve haksız uygulamaların daha da önünü açabilecektir.
Değerli milletvekilleri, bu kanunun -yani görüştüğümüz torba kanunun- iki ayrı maddesinde çelişkili bir durum da söz konusu olacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde aynı konuda iki farklı irade oluşması söz konusudur. Şöyle ki: Bu önergeyle getirilen madde ile dün kabul edilen 21'inci maddede yapılan düzenleme birlikte dikkate alındığında Başbakanlık ve bakanlıklarda görevden almalar için çerçeve bir düzenleme, Gençlik ve Spor Bakanlığı için ise özel bir düzenleme yapılmış olmaktadır. Böyle bir çelişkinin izah edilebilecek tarafı yoktur.
Bakınız -önergeyi yanıma aldım- "Gençlik ve Spor Bakanlığında genel müdür yardımcısı, müşavir, teftiş kurulu başkanı, hukuk müşaviri -saymış tüm kadroları- il müdürü, federasyon sekreteri, yurt müdürü, gençlik merkez müdürü, bu kadrolarda sayılanlar araştırmacı kadrolarına atanır." diyor. Hâlbuki çerçeve düzenlemede ek göstergelere göre -bana göre daha tutarlı- bir atama öngörülmekte. Müşavirliklere, uzmanlıklara, müfettişliklere ek göstergesi itibarıyla bu kadroların atanması öngörülmekte ama Gençlik ve Spor Bakanlığında aynı düzenlemeye uyulmamakta, farklılık oluşturulmakta. Bu durum Anayasa'nın eşitlik ve adalet ilkelerine açıkça aykırı bir duruma neden olacaktır.
Dün kabul edilen 21'inci maddede başka eleştirilerimiz de var.
Arkadaşlar, maddeye "mahkeme kararları gereği" diye bir şey yazılabilir mi? Kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırıdır böyle bir düzenleme. Dünkü kabul edilen 21'inci maddenin ikinci fıkrasında "açtıkları davalara dair mahkeme kararlarının gereği" diye bir ifade var. Böyle bir düzenleme olamaz yani bu, kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırıdır.
Yine, üçüncü fıkrasında da "Gençlik hizmetleri ve spor ilçe müdürü, gençlik merkezi müdürü ve yurt müdürü kadrolarına, her bir kadro için bir defaya mahsus olmak üzere 657'deki şartlar aranmaz." diyor. Yani görevde yükselme ile ilgili mevzuat baypas ediliyor. Bu da yanlış bir düzenleme. Ayrıca, bu konudaki Danıştayın iptal kararının da etkisiz hâle getirilmesi söz konusu.
Bizim bir başka eleştirimiz de kariyer mesleklerle ilgili olacak. Bu, kariyer meslekler açısından da sorunlu bir düzenlemedir. Yapılan düzenleme, uzun ve meşakkatli bir süreç sonucunda elde edilen kariyer mesleklere gerekli şartlar sağlanmadan ve dolaylı yöntemlerle atanmayı mümkün kılmaktadır. Yarışma sınavıyla girilen bir kariyer meslek kadrosuna, mesleğe girme şartları delinerek, meslek dışı atama yapılabilmesi öngörülmektedir. Kariyer meslek kadrolarının yöneticilik görevlerinde bulunan personel için bir geçiş kadrosu ya da kızak kadro hâline gelmesi söz konusudur. Ayrıca, ek gösterge farklarından dolayı hizmet gereğinden ziyade siyasi ve keyfî atamalara da yol açabilecek bir düzenlemedir.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.