GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi tarafından, Türkiye'de milletvekili genel seçimlerinde uygulanan seçim barajı sistemi ve Siyasi Partiler Kanunu'ndan kaynaklanan sorunların tespiti ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla 23/3/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 23 Mart 2015 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:81
Tarih:23.03.2015

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye açısından, Türkiye'nin siyaseti açısından son derece önemli bir konuyu tartışıyoruz. Çünkü yurttaşın iradesinin Türkiye Büyük Millet Meclisine, Parlamentoya ve ülkenin geleceğine yansıması lazım. Bu alanda eğer aykırılıklar varsa bunu düzeltmek de hepimizin görevi.

Yüzde 10 seçim barajının Avrupa'da başka hiçbir ülkede olmayan, savunulmasının da mümkün olmayacağı bir engel olduğunu Türkiye'de siyaset yapan ve siyasetle uğraşan herkes biliyor. Buna karşın AKP Grup Başkan Vekili diyor ki: "Türkiye'de uzlaşma kültürü eksiktir. Onun için biz bunu düzeltemiyoruz."

Bakın, bizim Grup Başkan Vekilimiz bir çağrı yaptı, dedi ki: "Uzlaşma kültürü var bizde. Anayasa'nın bir yıllık engelini de bir Anayasa değişikliğiyle düzeltmek gene bizim elimizde." Gelin, işte, burada, CHP'nin önerileri var yüzde 5'e çekmeye yönelik, onlarca önerimiz var, kanun tekliflerimiz var. Bir yıllık hükmü de bir aya çekelim ve bugün düğmeye basarak Türkiye'nin bu ayıbını ortadan kaldıralım, var mısınız? Eğer mesele, eğer eksiklik siyasi uzlaşma kültüründeyse muhalefette böyle bir uzlaşma kültürü eksikliği yok. O hâlde, sözünü ettiğiniz uzlaşma kültürünün bizatihi sizde olduğunu sadece bu değerlendirme bile saptamış bulunuyor.

Sevgili arkadaşlarım, şimdi AKP Grubu adına bir hatip konuştu, dedi ki: "Avrupa ülkelerinde de var canım bu baraj." Evet, Avrupa ülkelerinde gerçekten var, doğru söylüyor hatip. Örneğin, Hollanda'da yüzde 1...

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Rusya'da?

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Rusya'yı da söyleyeceğim, hiç merak etme, acele etme. Ben hepsini doğru söylerim, hiç merak etme.

Yüzde 2 olanları söylüyorum: İsrail, Danimarka ve Filipinler yüzde 2.

Yüzde 3 olanları söylüyorum: Arnavutluk, Arjantin, Bosna-Hersek, Yunanistan ve Karadağ.

Yüzde 4'ler: Avusturya, Bulgaristan, İtalya, Norveç, San Marino, İsveç, Slovenya.

Peki, bir de yüzde 5'lik grubu sayalım: Belçika, Hırvatistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Almanya, Gürcistan, Macaristan, İzlanda, Letonya, Litvanya, Moldova, Romanya, Sırbistan, Slovakya, Ukrayna. Bunların tamamında yüzde 5.

Şimdi, sizin sorunuz, telefonla konuşuyorsunuz: Rusya'da da var bu baraj. Rusya'da bile yüzde 7.

Peki, şimdi bana söyleyin. Avrupa'da ya da kör topal bir demokrasiyi yürütmekte olan herhangi bir ülkede yüzde 10 baraj var mı? Olmadığını görüyoruz ve burada siz oturmaya devam ediyorsunuz. Ondan sonra muhalefet milletvekili "Bu ayıptır, utanılacak bir şey." deyince düzgün dilden bahsediliyor. Elbette biz burada düzgün dil kullanacağız ama bu memleketin, demokrasinin ayıbını ortadan kaldırmamakta direnen, ondan sonra da bunu uzlaşma kültürü eksikliğine bağlamaya çalışan bir siyasal anlayış asıl ayıbı yapmıyor mu arkadaşlar? Yani başkasının oyları üzerinden, başkasının milletvekilleri üzerinden siyaset yapmanın siyasi ahlakla anlaşılır ya da örtüşür açıklanabilir bir durumu var mı?

Bakın, somutlayayım ben size. 2002 yılından bahsedeyim size; barajları aşarak geliyorlarmış, hangi barajı nasıl aştığınızı anlatayım size. 41,5 milyon seçmen vardı 2002 yılında, AKP'nin aldığı oy 10 milyon 808 bindir. Yani siz 30 milyon 599 bin seçmenden oy alamadınız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Seçmenin ne kadarı oy kullanmış? Seçmenin ne kadarı sandığa gitmiş, onu da söyle!

RECEP ÖZEL (Isparta) - Niye geçerli oyu saymıyorsun?

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Hiç sinirlenme bak, sinir sana yakışmıyor, hemen onu ben söyleyeyim. Sinir sana yakışmıyor, hemen onu da söyleyeyim. Yahu, arkadaşlar, sinir iyi bir şey değildir. Bakın, ben rakamları hiç çarpmam, bölmem; beni kendinizle karıştırmayın. Ben rakamları çok açık veririm.

Bir kez daha söylüyorum: 10 milyon 808 bin kişiden oy aldınız, 30 milyon 599 bin kişiden oy alamadınız. Peki...

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Sen kaç oy aldın, onu söylesene!

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Onu da söyleyeceğim, yahu dur kardeşim, önce sorduğuna cevap vereyim be, insaf et! Önce sorduğuna cevap vereyim.

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Kaç oy aldınız, kaç?

BAŞKAN - Sayın Başer... Sayın Başer...

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - 32 milyon seçmen oy kullandı ve siz 21 milyon 960 bin seçmenden oy alamadınız. Al sana, bu da bunun cevabı.

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Kaç tane aldınız? Siz kaç oy aldınız?

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Peki, ne ifade ediyoruz? Barajdan bahsediyoruz, barajdan.

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Kaç oy aldığınızı söyle!

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Barajdan bahsediyoruz. Ne oldu biliyor musun? Aldığınız yüzde 34...

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Kaç oy, kaç? Kaç oy aldınız?

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Aldığınız oy, oy kullananın yüzde 34'ü ama siz yüzde 66 oranında Türkiye Büyük Millet Meclisinde sandalyeyle temsil edildiniz ve hâlâ -gerçekten bunu söylemekten imtina ediyorum ama- birazcık sıkılma duygusu duymadan bu barajı burada savunabiliyorsunuz.

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Sıkılması gereken sizsiniz! Kaç oy aldınız?

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Ayıp denen bir şey yok mudur? Vatandaş ne diyor? "12 Eylül darbesinin ürünüdür." diyor. Yahu, 12 Eylül darbesinin ürünü olduğunu bilmeyen var mı bu Mecliste? Evet, bu, 12 Eylül darbesinin ürünü; siz de 12 Eylül darbesinin devamcısısınız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Herkes kendi sıfatını söyler!

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Çünkü sizden başka bir şey olmaz, anlatabiliyor muyum? (CHP sıralarından alkışlar) 12 Eylülün ürünüsünüz ve 12 Eylülü bugün devam ettirmek için de elinizden geleni yapıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Sizin bir tek şeyden bahsetmeye hakkınız yok.

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Yargılanmadan bahsediyoruz biz! Kaç oy aldınız, onu söyle!

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Siz diktadan bahsedebilirsiniz, siz otoriterleşmeden bahsedebilirsiniz ama siz demokrasiden bahsedemezsiniz.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Hadi oradan! Hadi oradan!

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Çünkü siz Kenan Evren'in uygulamalarının bire bir bugün savunuculuğunu yapıyorsunuz ve bundan herhangi bir sıkılma içerisinde değilsiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Şimdi, ben devam edeyim.

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Söylediklerine sen de inanmıyorsun.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Ya, sen matematik öğrenmediysen suç benim mi kardeşim, matematik öğrenmediysen suç benim mi?

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Kaç tane oy aldın?

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Yani, utanma yoksa suç benim mi? Bu kadar açık konuşuyorum ya!

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Kaç oy aldın, kaç?

BAŞKAN - Sayın Alpay...

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - İnsan biraz utanır!

RECEP ÖZEL (Isparta) - Utanma sende yok. Lafları çarpıtıyorsun.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Şimdi, sevgili dostlarım, sevgili arkadaşlarım; Recep Tayyip Erdoğan diyor ki... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

YILDIRIM M. RAMAZANOĞLU (Kahramanmaraş) - "Dar bölge, sıfır baraj." dedik, doğru bilgi verin.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Ya, şart değil. Hemen ondan bahsedeyim, ayıp ediyorsun, ondan da bahsedeyim ya.

"Yüzde 10 seçim barajını kaldıralım, yüzde 5 yapalım ama daraltılmış bölgeyi 5'li gruplar hâlinde dönelim veya yüzde sıfır yapalım ama dar bölge yapalım." Ya, sizden daha akıllısı yok mu?

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Ya, siz önce Türkiye partisi olun, 11 ilde aday çıkaramadınız.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Bunların tamamının milletvekilliği hırsızlığı üzerine yapılmış oy hesapları olduğunu bilmeyen var mı? Bilmeyen yok.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Lokal partisiniz, lokal...

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Ama insan birazcık hicap duyar ve der ki: "Ya, hiç olmazsa bunu ben savunmayayım çünkü Meclisin kayıtlarına giriyor, hiç olmazsa benim adım görünmesin." Ama böyle bir duygu olmadığı zaman elbette her şeyi savunmaya çalışırsınız.

Şimdi buradan devam edelim. Daha geçen hafta içerisinde Avrupa'da oğluna saat hediye edilen bir bakan derhâl istifa etti bakanlıktan, oğluna saat hediye edilen bakan derhâl bakanlıktan istifa etti daha geçen hafta. Türkiye'de ne oldu? 700 bin liralık saatleri takanlar sizin oylarınızla aklandı ve dediniz ki: "Yargıya gerek yok, sandığa gideriz, sandığa." Ben de söylüyorum: Hırsızlık sandıkta aklanmaz kardeşim. Bu bir.

İkincisi: İşte karne önünüzde, "Yüzde 50'yi zor tutuyoruz." diyenler yüzde 34'le bu memleketin geleceğine ipotek koydular.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Allah Allah! 2011'i söylesene.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Dolayısıyla burada şunu söyleyin, kabul edelim: Biz Kenan Evren'i severiz, biz diktatörleri severiz deyin, biz size bir şey söylemeyelim veya deyin ki: Ben on üç yıldır iktidarım. 276 milletvekiliyle yasa değiştirebilirim.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Bu kesin matematikten kalmıştır. Kesin matematikten sınıfta kalmıştır bu ya.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - "Ben Anayasa değişikliği yaptım, kadınlara daha çok hak verdim. Bütün bunları yaptım ama bir tek şeyi değiştirmedim. Niye? Neyi değiştirmedim? Başkasının oyuyla 70-80 milletvekili cebe cukka yapmaktan vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğim de. Benim böyle bir demokrasi anlayışım yoktur." deyin, kimse de size bir şey demesin. Zaten fiilî durum da budur.

Arkadaşlar, görüyorsunuz ki AKP'nin savunulacak bir hâli yoktur.

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Matematikle ilgili ciddi bir problem yaşıyorsun arkadaşım.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Bu hâlde, bir kez daha ifade etmek istiyorum ki Türkiye Büyük Millet Meclisinde 24'üncü Yasama Dönemi devam ediyor. 5 Nisan itibarıyla bu Meclis kapanacak. 5 Nisan günü bu Meclisten ayrılanların yüzde 70'i bu Meclise bir daha dönmeyecek. Belki ben de dönmeyeceğim, belki sizlerden de bir sürüsü dönmeyecek. Hiç olmazsa şu tutanaklara ben böylesine haksız, böylesine usulsüz bir antidemokratik uygulamayı gönlümün bütün açıklığıyla savundum diye geçmeyin de bari sessiz kalmayı öğrenin.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Sana ne?

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - İnsan birazcık der ki: "Ya, ben bugüne kadar 70 tane -başkasının oyuyla- milletvekilinin üzerine oturmaktan hicap duyuyorum." deyin, tarih belki sizi affeder.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Vah vah!

GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun. (CHP sıralarından alkışlar)