GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubunun, Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ve 26 milletvekili tarafından, Artvin ilinin Yusufeli ilçesinde yeni yerleşim yerinin belirsizliğinden kaynaklı sorunların tespiti ve yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla 18/3/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 25 Mart 2015 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:83
Tarih:25.03.2015

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Artvin'e bağlı Yusufeli ilçesinde Çoruh havzasına yapılacak baraj ve hidroelektrik santralleri dolayısıyla ilçe merkezinin yeri değiştiriliyor. "Türkiye'nin en mağdur ilçesi hangisidir?" diye sorarsanız, bilen insanlar şüphesiz ki "Yusufeli" diyecekler.

Yusufeli, 1879 yılında Erzurum sancağına bağlı olarak kurulmuş, ilçe merkezi Öğdem olarak belirlenmiş. On yıl sonra merkezi Kılıçkaya'ya taşınmış, 1926 yılında Öğdem'e yeniden nakledilmiş. 1933 yılında Artvin ilçe olunca yeniden Erzurum'a bağlanan Yusufeli, 1936'da merkezi Artvin olarak kurulan Çoruh vilayetine bağlanmış, 1950'de çıkartılan kanunla da Yusufeli bugünkü yerine tekrar taşınmıştır.

Değerli vekiller, şu nakil bilgilerini sizlerle paylaşırken bile inanıyorum ki benim de, sizin de başınız döndü, düşünün bir de orada yaşayan kardeşlerimizi. Göçebelik Anadolu'da neredeyse bitti ama Yusufeli'de insanın hayatı göçebelik üzerine kurulmuş; âdeta devam ediyor kültür, vazgeçilmez yazgısı ilçenin. Bugün itibarıyla ilçenin merkezi yeniden değiştiriliyor.

Yusufeli'yi görmeyenler için kısaca bahsedeyim. İl merkezine 104 kilometre uzaklıkta, dağlık, engebeli bir arazi üzerine kurulmuş, Artvin'in dışarıya en fazla göç veren ilçesi. İlçe merkezi nüfusu yaklaşık 6 bin civarında. Bu bölgede 1962 yılında bir dizi baraj ve HES kurma çalışmalarına başlanmış. Çoruh Nehri üzerinde 10, yan kolları üzerinde de 17 adet, toplam 27 adet baraj ve HES kurulmasına karar verilmiş. Bu santraller bittiğinde 10,3 milyar kilovatsaat elektrik enerjisi üretilecek. Türkiye'nin toplam enerji ihtiyacının yüzde 8'i, hidroelektrik santrallerinden elde ettiği enerjinin ise yüzde 34'ü.

İlçenin taşınma sebebi Yusufeli Barajı. 34 kilometrekarelik alanda 2 milyar metreküp su toplayacak. Deriner Barajı'ndan sonra, bölgede en çok enerjiyi üreten baraj Yusufeli Barajı olacak. Ülke açısından son derece önemli bir yatırım.

İlçenin merkezinin değiştirilmesi bazılarına göre sıradan bir şeymiş gibi gözükebilir. Yusufeli'nin problemlerini Milliyetçi Hareket Partisi olarak 23'üncü Dönemde, 16 Nisan 2008'de de bu kürsüde dile getirdik. Hatta, Sayın Genel Başkanımızın görevlendirmesiyle, Yusufeli'ye kadar gidip saygıdeğer Yusufelili hemşehrilerimizle beraber olduk. İlçe halkı, hakikaten, vatanına, milletine canıgönülden bağlı, mutedil, mütedeyyin insanların yaşadığı bir ilçe. Türkiye için bu büyük yatırıma engel olma niyetleri asla yok. Her zamanki gibi, "Vatanımız için biz bir kere daha fedakârlığa hazırız." diyorlar ama "Devletimizin bu büyük mağduriyetimizi görmesini ve sıcacık elini bölgeye uzatmasını bekliyoruz." diye, beklentilerini de ifade ediyorlar. Sonuna kadar haklılar.

2008'de Milliyetçi Hareket Partisi olarak önerge vermiştik. Maraş gibi, Antep gibi ülke savunmalarına verdikleri büyük hizmetler dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisince şeref madalyalarıyla onurlandırılmış iller var. Ülke kalkınmasına, büyük fedakârlıklara katlanarak katkı veren Yusufeli gibi yerlere de Meclisimizce, bu fedakârlıklarından dolayı, şeref madalyası verilsin istemiştik. "Onların gönülleri alınsın, helalleşilsin, devletin ve milletin şükranları iletilsin buralara demiştik." ama maalesef, önerimize dönemin Yusufelili AKP milletvekili de dâhil, AKP Grubundan destek görememiştik.

Bu fedakârlık sadece maddi mağduriyetlerden ibaret değil. Onlar bir şekilde karşılanabilir değerli arkadaşlar ama zaten ilçe merkezi sürekli değiştirilmiş, Yusufeli'nin bir kez daha merkezini değiştirmekle, aslında ilçe sakinlerinin geçmişleriyle, hatıralarıyla bağlantılarını koparıyorsunuz. "Biz atalarının, dedelerinin mezarı olmayan bir ilçeyiz. Bayramda seyranda ziyaret edebileceğimiz ne kabirleri ne ata ocakları kaldı. Çocuklarımıza çocukluğumuzu yaşadığımız sokakları, evleri dahi gösteremiyoruz. Suyun üzerinde yüzen nilüfer çiçeklerine benzedik." demişlerdi üzüntüyle. Bu fedakâr ilçenin Meclisimizden ve Hükûmetinizden beklentileri vardır ve bunların derhâl, her şey bir tarafa bırakılarak karşılanması lazımdır.

İlçe halkının mağduriyetini anlatmak açısından, bu projenin 17 köy ve 42 mahalleye ait tüm ev ve arazileri su altında bıraktığını söylememiz sanırım yeterli olacaktır. Üstelik, bu projeyle alakalı bu yatırımdan etkilenecek binlerce kişinin rızası bile alınmadan kazma vurulmuş olması da ayrı bir yürek yangınıdır. İdarenin işlemleriyle alakalı birçok dava açılmış ve hemen hepsi Yusufeli'yi haklı bulan kararlarla sonuçlanmıştır ama dediğim gibi, Yusufeli'nin bu büyük yatırımı engellemek, önünde durmak gibi bir düşüncesi olmadığından devletine karşı hep anlayışlı, hep sabırlı olmuştur ama şu husus da devletin bir ayıbı olsa gerektir: Barajın temelinin atılmasının üzerinden iki buçuk yıl, "Barajı yapacağız." denmesinin üzerinden on yedi yıl geçmiş olmasına rağmen, baraj yapımı son derece hızlı ilerlerken Yusufeli halkı için, memleketi için hiçbir şey yapılmamış olması AKP için utanç verici bir sayfadır. Yusufelililer bağıra bağıra sitemlerini dile getiriyorlar AKP Hükûmeti duysun diye. Bu kadar süre sonunda duvarlar dile gelmiş ama Kabinede Yusufelili bakan bile olmasına rağmen, feryatlarını AKP Hükûmetine bir türlü ulaştıramamışlardır. 2002'de ilçede bir heyet kurup derdimizi anlatmak için Ankara'ya gönderdik. Üç gün içinde Cumhurbaşkanı dâhil, bütün parti genel başkanları, genel merkezleri ziyaret edildi ve dönüldü. Şimdi, onların buradaki temsilcisi vali ve il yöneticileriyle dahi görüşemiyoruz. Bu, nasıl bir ilgisizliktir? Sesimiz, feryadımız olun." diye Meclise, milletvekillerine sesleniyorlar.

Bakın, ne istiyor Yusufelili hemşehrilerimiz: Öncelikle bu projeyle ilgili halkın birinci ağızdan bilgilendirilip onların da katkıları ve rızalarının alınmasını ve bundan sonra alınacak kararlarda fikirlerinin sorulmasını şart koşuyorlar. Yeni ilçe merkezinin ve köylerinin inşasına hemen başlanılmasını istiyorlar. İsteyenlere ev, dileyenlere arazi tahsisi olmak üzere Yusufelililerin taleplerinin dikkate alınmasını zaruri görüyorlar. "İlçe merkezindeki konutlar bedelsiz verilmeli hak sahiplerine." diyorlar.

Yusufeli'de arazi az ama kıymetli. Biraz önce Uğur Bey de söyledi. Alım satımların, mahkemelere gitmeden gerçek değerleriyle yapılmasını istiyorlar. Proje bitene kadar mevcut ev ve arazilerini kullanmaya devam etmek arzusundalar. Yusufeli'den ayrılıp başka illere göç edecek hemşehrileri için gittiği yerlerde de bedelsiz konut verilmesini talep ediyorlar. Esnaf, müşterisi ve ticaret portföyünü kaybediyor. Türkiye'nin genelinde zaten esnaf zor durumda ama Yusufeli esnafı artık takatinin sınırlarını zorluyor. Bu yüzden esnafın, çiftçinin banka borçlarının yeniden yapılandırılmasını, yeni işlerini kurmak üzere faizsiz kredi ve ilçeden ayrılırken hibe, yardım ve sermaye desteği verilmesini arzu ediyorlar. Bölge insanının üzerinde sıladan ayrı düşmenin getireceği her türlü sosyopsikolojik sorunları gidermek üzere sosyal projelerle ilçenin desteklenmesini bekliyorlar. Yeni yapılan yolların bir an önce ve çağdaş standartlara uygun olarak yapılmasını istiyorlar. Yeni orman kadastrosu yapılarak tarım arazilerinin geniş tutulmasını ve böylece, tarıma destek verilmesini bekliyorlar. Yeni yerleşim yerine sanayinin ama özellikle tarımsal sanayinin getirilmesini, teşvik edilmesini istiyorlar.

Değerli arkadaşlar, bu talepler, hele hele Yusufelililerin fedakârlıkları göz önüne getirildiğinde gerçekten Türkiye Cumhuriyeti için bin at, bin deve değil, devletimiz bunu yapmaya muktedirdir. 2 milyon Suriyeli göçmene milyarlarca dolar harcayan devlet, yıllardır fedakârlıkların tarihini yazmış Yusufelililere de sahip çıkmalıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Yusufeli'nin maddi, manevi desteklenmesini istiyor ve Hükûmetin getireceği destekleme projelerine siyasetüstü bir anlayışla da destek olacağımızı buradan ifade ediyoruz. Yok, bugüne kadar yaptığı gibi, bir başka ülkenin vatandaşlarına gösterdiği yakınlığı Yusufelililerden de esirgeyecek ise ellerimizin AKP Hükûmetinin iki yakasında, nefesimizin de ensesinde olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)