| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 25.03.2015 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
İktidardan gideceğini anlayan ve paçaları tutuşan AKP, seçim yatırımı niteliğinde bazı düzenlemelere girişmektedir. Bankada çeyiz hesabı açan, asgari üç yıl sistemde kalan ve 27 yaşını doldurmadan evlenen gençlere en fazla 5 bin lira olmak üzere hesaptaki paranın yüzde 20'si oranında çeyiz yardımı yapılması öngörülmektedir. Yine, bankada konut hesabı açan, asgari üç yıl sistemde kalan ve konut sahibi olmayan vatandaşlarımızın satın alacakları ilk konut için azami 15 bin lira olmak üzere hesaptaki paranın yüzde 20'si oranında konut yardımı yapılması öngörülmektedir.
Sayın Başbakan "çeyiz yardımı" diyor ama gençlerimize "İşin var mı? Paran var mı? Evlenirsen evini geçindirecek gelirin var mı?" diye hiç sormuyor. Gençlerimiz işsizlikten evlenemiyor. Nitekim, kaba evlenme hızının her geçen yıl azaldığını, özellikle geçim sıkıntısı nedeniyle kaba boşanma hızının da her geçen yıl arttığını TÜİK istatistikleri ortaya koymaktadır.
AKP döneminde işsizlik kronik hâle gelmiştir. Resmî işsizlik oranı 2014 Aralık ayı itibarıyla yüzde 10,9'a, iş aramayan işsizlerle birlikte gerçek işsizlik oranı yüzde 17,8'e çıkmış olup işsiz sayısı da 5,5 milyonu aşmıştır. İşsiz sayısında yaşanan artış toplumdaki iş ve aş umutlarını giderek tüketmiştir. Özellikle genç işsizlik yüzde 20'nin üzerine çıkmıştır. Bugün yüz binlerce öğretmen adayımız işsiz, iktisatçılar, işletmeciler işsiz; ziraat mühendisleri, gıda mühendisleri, su ürünleri mühendisleri, veteriner hekimler, teknikerler işsiz durumdadır. Üniversiteler âdeta işsizlik diploması vermektedir.
TÜİK'in gelir ve yaşam koşulları araştırmasına göre nüfusun yarısı borçla yaşamaktadır. AKP döneminde vatandaşımızı yoksulluktan kurtaracak ve hakça gelir paylaşımı sağlayacak bir sosyal düzen tesis edilememiştir. Aile Bakanlığının 2012 Sosyal Yardım İstatistikleri Bülteni'ne göre, "yoksulluk envanteri" olarak ifade edilen Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemi'nde 6 milyon 300 bin hane ve bu hanelerde yaşayan 23 milyon kişi yer almaktadır. Bakanlık bu verileri altı ayda bir yayınlarken yoksul sayısındaki artışı saklamak için olacak ki şimdi İnternet sitesinden bile kaldırmıştır. Yine, Aile Bakanlığının yaptırdığı ve Şubat 2013'te açıkladığı Türkiye'de Aile Yapısı Araştırması, ülkemizdeki ailelerin gelir durumu ve gelir dağılımının içler acısı hâlini ortaya koymuştur. Türkiye'de gerçek hane geliri ve gelir dağılımı konusunda iktidar kendi yaptırdığı araştırmayla kendi yalanını ortaya çıkarmıştır. Araştırmadan çıkan veriler, 2011 yılı itibarıyla Türkiye'deki hanelerin yüzde 61,2'sinin ayda 1.200 liranın altında gelirle hayatta kalmaya çalıştığını gözler önüne sermiştir. Hanelerin yüzde 78,5'i ise 1.900 lira ve altında gelirle geçinmeye çalışmaktadır. Diğer taraftan, geliri asgari ücretin üçte 1'inin altında olduğu için sağlık sigortası primleri devlet tarafından ödenen kişi sayısı 9 milyon 369 bindir. Dolayısıyla, AKP Hükûmetinin "Büyüdük, zenginleştik." söylemi milletimizin geniş kesimleri için hiçbir şey ifade etmemektedir. Tabii ki zenginleşenler var; AKP döneminde rüşvetçiler, kaçakçılar, vurguncular, faizciler, rantiyeciler, havuzcular köşe olmuştur.
Değerli milletvekilleri, konut ve çeyiz yardımı yandaş medya tarafından o kadar abartılmıştır ki konutun ve çeyizin ve sanki beşte 1'ini devlet karşılayacakmış gibi bir algı oluşturulmuştur. Bankada üç yıl kalacak paranın getirisinin de ne olacağı belli değildir. Bu paranın üç yıllık getirisi verilecek yardımın üzerine çıkacağından AKP klasiği bir aldatmaca mı olduğu sosyal medyada tartışılmakta, açıkçası bu düzenlemeyle dalga geçilmektedir.
Ayrıca, vatandaşlarımızın bankaya yatırıp üç yıl bekleyebileceği parası, tasarrufu var mı, hiç düşünülmemektedir. AKP döneminde tasarrufların seviyesi dibe vurmuştur. Yurt içi tasarrufların millî gelire oranı yüzde 13,4'e kadar inmiştir. Hanehalkı tasarrufu ise sadece yüzde 7 civarındadır.
Vatandaşlarımızın en büyük sorunu geçim zorluğu olup geçimlerini borçla sürdürebilmektedirler. Milletimizin büyük çoğunluğu borçludur, meteliğe kurşun atmaktadır. 2002 yılında 6,4 milyar lira olan tüketici kredisi ve kredi kartı borçları yıldan yıla katlanarak bugün itibarıyla 360 milyar lirayı aşmıştır. Tüketici kredisi ve bireysel kredi kartı borçlarını ödeyemeyenlerin sayısı 3 milyon kişinin üzerine çıkmıştır. Resmî verilere göre, AKP döneminde hanehalkı borçları tam 58 kat artmıştır. Aileler 2002 yılında her 100 liralık gelirinin sadece yaklaşık 5 lirasını borç ödemeye ayırırken bu rakam 2013 yılı itibarıyla 55 lirayı aşmıştır. Milletimiz faiz batağına saplanmıştır. Sadece tüketici kredisi ve kredi kartı borçları için yapılan faiz ödemeleri 2002 yılında 2,5 milyar lira iken şimdi 36,5 milyar liraya ulaşmıştır; yaklaşık 15 kat artış olmuştur. Ücret, komisyon, dosya parası da buna dâhil değildir. Bankaların 2014 yılında aldığı faiz dışı paralar 37,5 milyar liraya ulaşmış olup sadece dosya parası 20 milyar liradır; 2002 yılına göre 8 kat artmış bulunmaktadır. AKP'nin gerçek yüzü buradadır. AKP'nin vatandaşı faiz lobilerine nasıl soydurduğunu, borç ve faiz batağına nasıl sürüklediğini resmî rakamlar göstermektedir. Geliri yetmediğinden borçlanan, bankadan bankaya koşup kredi ve kredi kartı borcunu bir başka bankanın kartıyla, kredisiyle kapatmaya çalışan, hatta tefecilerin eline düşen vatandaşlarımızı bu duruma düşürenlerin kendilerine pay çıkaracak utanç duygusu olmalıdır.
Değerli milletvekilleri, AKP iktidarının sonu gelmiştir ve son demlerini yaşamaktadır. Giderayak getirilen çeyiz yardımı, konut yardımı gibi göz boyamaya dönük seçim yatırımları da AKP'yi kurtarmaya yetmeyecektir. Dar ve sabit gelirli insanımızı pazar artıkları arasında sağlam sebze, meyve aramaya muhtaç eden AKP iktidarı miadını doldurmuştur. Kur yükselmesinden dolayı daha da artan borçlarını nasıl ödeyeceğini kara kara düşünen, adım adım iflasa sürüklenen sanayi ve ticaret erbabımız, AKP iktidarına mutlaka ağır bir fatura çıkaracaktır. Dünyanın en pahalı mazot, yem ve gübresini alan ve tarlasını ekemez hâle düşen köylü ve çiftçimiz, kendisini yok sayan AKP'ye bunu pahalıya ödetecektir. Merkezî sınava girip umutla memur olmayı bekleyen milyonlarca işsiz gencimiz, kendi çocuklarını, yakınlarını memur kadrolarına sınavsız atayanlara tabii ki dersini verecektir. "Maaş zammı" diye 15-20 lira reva görülen emekliler, sefalete mahkûm edilen asgari ücretliler, elbette AKP iktidarının defterini dürecektir. Mahkeme kararlarına rağmen kadro alamayan, köle gibi çalıştırılan taşeron işçiler, AKP'yi sandığa gömmenin hazzını yaşayacaktır. Aynı işi yapmalarına rağmen düşük maaş verilen, haksızlığa uğrayan kamu çalışanları, 4/C mağdurları, vekil ebe, hemşireler, aile sağlığı çalışanları, iş ve meslek danışmanları, usta öğreticiler, üniversite mezunu işçiler, mevsimlik ve geçici işçiler, AKP'ye hesap soracağı günü sabırsızlıkla beklemektedir. Millete "Kefenin cebi yok." deyip, kendileri kasalarına, ayakkabı kutularına, villalarına dolarları, avroları istifleyenleri, millete "Hepimizin gideceği yer 2 metre çukur." deyip milletin parasıyla 1.150 odalı kaçak saray yaptıranları Türk milleti çukura gömecektir. Kendilerine kadro verilmesi son anda engellenen vekil imam ve müezzinlerimiz, siyasi mevtaya dönüşecek AKP için son vazifesini şevkle yapacaktır. İş yeri kirasını dahi ödemekte zorluk çeken, sermaye lobilerine yem edilmek istenen esnaf ve sanatkârımız da AKP'nin helvasını seve seve dağıtacaktır. Milletimizin umudu Milliyetçi Hareket Partisidir. Milliyetçi Hareket Partisi iktidara doğru yürümektedir. "Bizimle yürü Türkiye" diyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)