| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 26.03.2015 |
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu torba kanunda bizim için önemli olan iki şey var. Bunlardan bir tanesi çeyiz yardımı, diğeri de çocuk yardımıyla ilgili.
Değerli arkadaşlar, hepiniz biliyorsunuz, Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı olmadan önce de, Başbakanken yaptığı hemen hemen bütün konuşmalarda biz kadınlara en az üç çocuk yapmamızı tavsiye ediyordu. Hatta bazen tavsiye ederken daha ileriye de gidip talimat verir gibi bazı değerlendirmeler yapıyordu. Şimdi, tabii ki Sayın Cumhurbaşkanı Başbakan olduğu dönemde de bu değerlendirmeleri yaparken, bu ülkede genç nüfusun azaldığını, Türkiye'nin genç bir nüfusa sahip olması gerektiğini, Türkiye'nin ancak kendisini ileriye genç bir nüfusla taşıyabileceğini söylüyordu.
Şimdi, gerçekten Türkiye'de genç nüfus yok mu? Ben baktığımda, Türkiye'nin aslında çok genç bir nüfusu olduğunu görüyorum. Özellikle, görev yaptığım, milletvekilliği yaptığım bölgede yani Diyarbakır'da çocuk sayısına baktığımda, en az çocuk sayısının 5 olduğunu görüyorum, ortalama 7-8, bazı ailelerde 11-12 tane çocuk olduğunu görüyorum. Şimdi, durum böyleyken neden ısrarla en az 3 çocuk yapılması meselesine gelince, biz bunu şöyle değerlendiriyoruz: Türkiye'de artan bir nüfus var ancak artan bu nüfus ülkenin doğusunda. Yani, Kürtlerde bir nüfus artışı var, Türklerde, Türkiye'nin batısında bir nüfus azalması var. Bundan yirmi beş otuz yıl sonrayı değerlendirdiğimizde, Türkiye'de Kürt nüfusunun ileri derecede artacağını, bunun karşısında da Türk nüfusunun azalacağını istatistiki veriler bize gösteriyor. İşte, aslında, Sayın Cumhurbaşkanının ısrarla "3 çocuk yapın." demesinin ardında bu dengeyi kurmak var. Yani, artan Kürt nüfusunun karşısında Türk nüfusunu dengeleme niyeti var.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Bizim Kürtler de bundan sonra yapmasınlar!
NURSEL AYDOĞAN (Devamla) - Şimdi, bu, böyle palyatif tedbirlerle...
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Bizim Kürtlere "Yapmayın." mı diyoruz?
NURSEL AYDOĞAN (Devamla) - Bir dakika... Bir dakika...
Şimdi, palyatif tedbirlerle bu önlenebilir mi? Önlenemez. Niye önlenemez? Bu ülkenin batısı kapitalist moderniteyle tanışmış.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Siz kendi partinize yapmamayı tavsiye edin.
NURSEL AYDOĞAN (Devamla) - Bu ülkenin batısındaki insanlar, evet, liberalizmle tanışmış ve çocuk yapmıyorlar. Bu ülkenin doğusu da hâlen kapitalizmle tanışmamış, kapitalist modernitenin etkisi altında değil, çocuk yapmaya devam ediyorlar.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - O dönemler geçti.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Senin kaç çocuğun var?
NURSEL AYDOĞAN (Devamla) - Dolayısıyla, bu tedbirlerle, böyle şeylerle yani yok çeyiz parası vererek, insanları evliliğe teşvik ederek, işte, çocuk yardımını 600 milyon liraya çıkararak bunu engellemek mümkün değil. Nasıl yapacağız? Elimizde tabii ki formüllerimiz var.
Biz hepimiz bu ülkede yaşıyoruz, hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Sayın Cumhurbaşkanı da bu ülkede yaşayan herkesi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak görecek, Kürt nüfusunun artışından rahatsızlık duymayacak. Herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kendini hissettiği müddetçe; bu ülkeye, bu devlete aidiyet hissettiği sürece de böyle, gençlerimizin önüne gerçekle de hayatla da yaşamla da alakası olmayan kanunlar çıkartmayacağız diyorum.
Hepinizi tekrar selamlıyorum.