| Konu: | Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 31.03.2015 |
ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu üniversitelerle ilgili olarak her yeni bir üniversite açıldığı zaman veya bu konuyla ilgili bir kanun teklifi geldiği zaman huzurlarınıza geliyoruz, benzer şeyleri konuşuyoruz ancak maalesef, Hükûmetin eğitim politikasının düzeltilmesi ve değiştirilmesiyle ilgili bir etkide bulunamıyoruz. Havaya konuşuyoruz, zabıtlara geçiyor ama maalesef, bunlarla ilgili Sayın Bakan ve Sayın Hükûmet ciddi hiçbir adım atmıyor.
Nedir itirazlarımız? Bunlardan birincisi, her ile bir üniversite açılması başlangıçta kulağa çok hoş geliyor. Şimdi, büyük ilçelerimize de üniversite açılıyor. Eğer bu iş böyle popülist bir mantıkla gidecekse keşke her köye de bir üniversite açılsa. Yani bu tıpkı "Her ilçeye, her köye, her beldeye bir fabrika açılsın." demek gibi bir sanayileşme politikasına benziyor. Yani eğer ham maddesi yoksa, liman yoksa, ithalat, ihracat, üretim, nakliye, maliyet, kalifiye eleman, hadi her köye, her ilçeye bir fabrika kurun, devletin desteğiyle kurun, iki ay sonra kapatırsınız. Bunu söylediğimiz zaman da "Siz bu üniversitelere karşı mısınız?", "Siz bu üniversitelerin Türkiye'nin her tarafında açılmasının o bölgeye ne kadar katkı sağlayacağını bilmiyor musunuz?" gibi popülist cevaplarla karşılaşıyoruz.
Değerli arkadaşlar, tabii ki üniversiteler işte sadece belli bir öğrencinin gelip okumasıyla alakalı bir katkı sağlamıyor, o ilin sosyokültürel yapısıyla ilgili, kültürel dokusuyla ilgili ciddi katkılar da sağlıyor ama keşke, gerçekten doğru düzgün bu katkıları sağlayabilse. İşte, biraz evvel, benden önce konuşan diğer partilerdeki arkadaşlarım da altını çizdiler. Her yere üniversite açıyorsunuz ama bunların binası var mı, yurdu var mı, hocası var mı, laboratuvarı var mı? İşte, bunlara baktığınız vakit, maalesef, doğru düzgün bir "Evet." cevabı alamıyoruz. Ne kadar bilim üretebiliyorsunuz? Ne kadar kaliteli öğrenci yetiştirebiliyorsunuz? Bu yetiştirdiğiniz öğrencilere ne kadar iş imkânı sağlayabiliyorsunuz? Bunların hepsi, maalesef, cevaplandırılamıyor.
Mesela, geçenlerde, Fransız dili ve edebiyatı okuyan öğrenciler odama geldiler, benden başka diğer partilerin de değişik milletvekillerini ziyaret ettiler. Yüzlerce Fransızca bölümü mezunu öğrenci, maalesef, bunların hiçbirisinin öğretmenlik tayinleri yapılamıyor. Bunlar bazen üç yıl, dört yıl, beş yıl sıra bekliyorlar. Devlet şunu söyleyebilir: "Ben her Fransız filolojisinden mezun olan, pedagojisi olan veya Fransızca öğretmeni olan bütün öğretmenleri atamak zorunda değilim, gidin, nerede bir iş bulursanız bulun."
E, peki, Devlet Planlama Teşkilatı ne yapıyor? Yani, bu üniversitelerin kurulmasıyla ilgili etütler, hesaplar, kitaplar, ihtiyaçlar neden hesaplanmıyor? İşte, biraz evvel yine dillendirildi. Orman fakültesiyle ilgili, orman mühendisleriyle ilgili de aynı sıkıntı var, ziraat mühendisleri için de aynı sıkıntı var, arkeoloji mezunları için de aynı sıkıntılar var; var, var var, var, var... Bunların hesabı kitabı yapılmazsa, ne kadar ihtiyaç var, nerelerde ne yapılması lazım, bu üniversitelerin doğru düzgün bir eğitim yapması için hangi imkânların sağlanması lazım, bunların tamamının hesabı kitabı yapılmamışsa, değerli arkadaşlar, sadece levha asarsınız, oradan birileri mezun olur, adlarına "doktor", "mühendis", "avukat" denir ama bu arkadaşlar, maalesef, kendi meslekleriyle ilgili ciddi hiçbir şey yapamazlar. İşte, en son, sanırım, YÖK bir karar aldı, özel tıp fakültelerine çok düşük puanlarla giren öğrencilerin eğitime uyum sağlayamadıklarından, daha yüksek puanlarla devlet üniversitelerine girenler ile bu üniversitelere girenler arasında ciddi farklılıklar ortaya çıktığından dolayı tıp fakülteleriyle ilgili belli bir kontenjan ve puan kıstasları getirdi. Doğru bir hareket. Onun için, bugün, bu açılan üniversiteleri de keşke dünya standartlarına getirebilsek. Peki, ne yapalım, getiremiyoruz, açmayalım mı? Hayır. Var olan üniversiteleri doğru düzgün bir zemine oturtun, var olan üniversiteleri büyütün, altyapılarını güçlendirin ve dünyanın ilk 500 üniversitesinin içerisine doğru düzgün üniversiteler sokun.
Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)