| Konu: | Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 31.03.2015 |
CHP GRUBU ADINA ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gecenin bu saatinde hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 24'üncü Yasama Döneminin sonuna yaklaşmış vaziyetteyiz. Bir yandan AKP fiilî genel başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, uydurma toplantılar düzenliyor, her vesileyle toplantı düzenliyor ve oralarda yaptığı konuşmalarda "400 vekil verin." diyor, 400 vekil istiyor. Madem 400 vekil alacaksınız, bu kadar, yasaları niye bu saatlerde çıkartmaya çalışıyorsunuz, niye sıkıştırıyorsunuz? Ben diyorum ki: Acaba bu yasaları bu kadar çok çıkartmaya çalışmanızın nedeni, bu saatlere kadar, işte üniversitelerin kuruluşu falan filan hepsi, gerçekten iktidardan düşme telaşı sardı da onun için mi yapıyorsunuz? Yoksa 400 vekil çıkarttığınız zaman bunu yapabilirsiniz.
Bugün mesela, Anayasa Komisyonunda seçilme yaşının 18'e indirilmesini konuştuk. Şimdi, yani bir yandan bir hafta bile zaman kalmamış, bir Anayasa değişikliği yapıyoruz, "Seçilme yaşı 18'e insin." Şimdi orada, bunu, AKP'li arkadaşlarımız, samimiyetle ve inanarak, gençliğe güvenerek getirdiklerini söylediler. İnanarak ve gençliğe güvenerek seçilme yaşının 18'e düşürülmesini getirdilerse, bunun samimiyet testi, bunu Genel Kurula getirmeleri. Bu Anayasa değişikliği, bu Genel Kurula gelmelidir.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Gelecek.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Gelmelidir ve geçirmelisiniz.
Bir yandan 400 vekil istiyorsunuz, bir yandan da halkı kandırmaya çalışıyorsunuz. Siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili Anayasa değişikliği Komisyondan geçti, getirin, buraya getirin. Öyle kimsenin gözünü boyayamazsınız.
Ben, 25'inci Dönemde iktidar olacak parti kim olursa olsun Adalet ve Kalkınma Partisinin yasa yapma konusunda izlediği yöntemi izlememesini öneriyorum. Hukuku katlettiniz arkadaşlar, yargıya sizin dönemde güven kalmadı sayenizde, Parlamentonun itibarını da ayaklar altına aldınız. Sadece Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın itibarını koruyacağız diye kendiniz de dâhil olmak üzere 550 milletvekilinin itibarını yerle bir ettiniz. Yasa yapma adabını, ahlakını, yöntemini yerle bir ettiniz. Bu Parlamentoda, devlet kurumlarında görüşülerek, tartışılarak, Bakanlar Kurulunda görüşülerek, tartışılarak kanun tasarılarının hazırlanmasına bile imkân vermediniz, milletvekillerine imzalattırdınız, buraya getirdiniz. Önergelerle yasa yaptınız, o yetmedi, Anayasa'yı da önergelerle yapmaya kalktınız.
Şimdi, arkadaşlar, bunun size faydası yok. Bu yaptıklarınız, önümüzdeki iktidara çok kötü örnektir, çok kötü örnektir yani bu, hoş bir şey değil. Kendi kendinizi inkâr ediyorsunuz.
Şimdi, değerli milletvekilleri...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kötü örnekleri almayız, merak etme.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Bu saatte rüya görmen normal!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Vallahi ben size söyleyivereyim yani rüya mı görüyorsun, ne görüyorsun, buradan belli. Eğer siz iktidara geleceğinize inansanız bu kadar şeyi sıkıştırmazsınız. Her şeyi sıkıştırıyorsunuz, "Her şeyi aman bir an önce yapalım." diyorsunuz. Bu telaşın bir tek nedeni vardır, sizi iktidar korkusu sarmıştır.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Güle güle!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Eğer bu ülkenin Cumhurbaşkanı, burada söylediğini beş saat sonra "Söylemedim." diyorsa, televizyonlar şak diye o görüşmeyi veriyorsa artık sizin yolunuz şaşmış, ben size söyleyivereyim, şaşırmışsınız siz ya. Beş saat önce "Ben AKP'nin bildirgesini okudum." diyor. Televizyon veriyor. Oraya gidiyor "Ben öyle demedim." diyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ama ilk defa yapmıyor ki bunu, her zaman yapıyor.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Bu, kaçıncı kere.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Ayıptır ya. Televizyonlar söylüyor bunu ya. Adam veriyor televizyonda.
Arkadaşlar, şaşkınsınız şaşkın. Recep, şurada dört senedir hep laf attın.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Hiç laf atmadım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Hep laf attın. Hiç hukuktan biraz öğreneyim demedin. Ama ben sana söyleyivereyim, başkalarının böyle şeyini yapmak çok hoş bir şey değil. Sen bir hukuk adamısın, önce hukuku savunacaksın.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Hukuku savunuyoruz zaten.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Partiye mensubiyetini bir kenara koyacaksın, önce hukuku savunacaksın. Sen hayatta hukuku savunmadın.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Hukuku savunuyoruz.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Sen getirdiğin önergeyi önce reddettin, sonra kabul ettin. Bu Genel Kurulda da bana söyledin "Ağabey nasıl yaptık?" dedin, arkadan, gittin orada kabul ettin Adalet Komisyonunda, ayıptır, yakışmıyor, hukukçu adama hiç yakışmıyor.
Değerli milletvekilleri, şimdi, bununla da ilgili söylemek istiyorum. Anayasa'nın 130'uncu maddesinde yükseköğretim kurumlarının nasıl kurulacağı belirlenmiş. 131'inci maddesinde de yükseköğretim üst kuruluşları, YÖK'ün çalışması öngörülmüş.
Şimdi, burada bir üniversite kuruyorsunuz. Türkiye Uluslararası İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi. Tabii, oraya bir hukuk fakültesi de kurmuşsunuz. Ben hemen söyleyeyim bir hukukçu olarak, bugün, Türkiye'de 87 bin avukat var ve şu anda hukuk fakültelerinde 45 bin öğrenci var. Zaten yargının seviyesinin bu kadar düşmesinin en önemli nedenlerinden birisi, hukuk öğrenim kalitesinin düşmesidir. Yani bugün Türkiye'nin önemli hukuk fakültelerinde yetişen hukukçular serbest avukatlığa yöneliyor. "Hadi, onlar iyi fakülteden eğitim aldı." diyoruz. Bu sefer, eğitim kalitesi düşük olan üniversitelerden gelenler de hâkim oluyor. Hâkim olunca da bu iş gene gitmiyor. Hâkimde hukuk bilgisi lazım. Dolayısıyla, ben bir kere, bu hukuk fakültesi açılmasına şiddetle karşıyım, onu size söyleyeyim.
İkincisi: Şimdi, burada, diğer üniversitelerde olmayan bir üniversite danışma kurulu oluşturuyorsunuz. Niye oluşturuyorsunuz? "Efendim, uluslararası üniversiteymiş." Ya, adını "uluslararası" koymakla uluslararası olmuyor. Eğer üniversite uluslararası bir anlaşmaya istinaden kuruluyor ise o zaman üniversite danışma kurulu oluşturulabilir. Bu, bizim bildiğimiz devlet üniversitesi. Devlet üniversitesinin nasıl kurulacağı da çok açık belli.
Şimdi, geçmişte, Anayasa Mahkemesi, üniversitelerin en üst düzeydeki bilim kuruluşları ve toplumun itici gücü olduklarını vurguladıktan sonra, Anayasa'da yer verilen bilimsel özerkliğin, kuruluştan işleyişe kadar bilimin gerektirdiği özgürlük ortamının tüm çalışmalarında ve yönetimde sağlanması gerektirdiğini kabul etmiş, devletin üniversiteler üzerindeki denetim ve gözetim hakkının ise, yürütmenin üniversiteler üzerinde söz sahibi olması, çalışmalarını yönlendirip yönetmesi biçiminde anlaşılamayacağı yargısına vararak bunu iptal etmiş, böyle bir şeyi iptal etmiş.
Değerli arkadaşlarım, burada da bu danışma kurulu, YÖK'ün üniversitelerdeki denetimini etkisiz hâle getirecek bir düzenlemedir. Öbür taraftan da Anayasa'nın 130, 131 ve 10'uncu maddesindeki eşitlik ilkesine aykırıdır. Yani diğer devlet üniversitelerinde olmayan bir danışma kurulunu getirmenin burada hiçbir anlamı yoktur. Bu kürsüden tekrar çağırıyorum, tüm gençleri çağırıyorum: Adalet ve Kalkınma Partisi sözüm ona sizin 18 yaşında seçilme hakkınıza ilişkin Anayasa teklifini getirdi, şimdi onu Genel Kurula getirip o Anayasa değişikliğini yapmasını talep ediyorum; bu bir.
İkincisi: Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin bir prosedür değişikliği getirdi, onun da bu Genel Kurula getirilip yasalaştırılmasını istiyorum. Gençlerin 18 yaşında seçilme hakkını Cumhuriyet Halk Partisi olarak destekliyoruz.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)