GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken tarafından, toplumun önemli bir bölümünü oluşturan engellilerin sorunlarının araştırılması amacıyla 4/12/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun, 2 Nisan 2015 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:89
Tarih:02.04.2015

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 78 milyon nüfusa sahip bir ülkede toplam nüfusumuzun yaklaşık yüzde 13'ünü oluşturan engellilerimizin sorunlarının araştırılması talebiyle vermiş olduğumuz araştırma önergesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Engellilerimizin sorunları öyle bir boyutta ki artık engellilerimiz kendi sorunlarını gündeme taşıyabilmek için, kendi seslerini duyurabilmek için maalesef açlık grevlerini tercih etmek durumunda kalıyorlar. Bizlerin burada, Parlamentonun daha doğrusu, Cumhurbaşkanının örtülü ödeneğini konuştuğu gün ve saatte, 9 milyon engellinin sesi olabilmek için, 9 milyon engellinin sesini duyurabilmek amacıyla 28 Mart günü "Uyumuyoruz, uyarıyoruz." sloganıyla engelliler yirmi dört saatlik bir açlık grevi gerçekleştirdiler. Eğer bu ülkede engelliler kendi sorunlarını yetkililerine ulaştırmak için böyle bir yola başvurmak durumunda kalıyorlar ise engelli olan onlar değildir; engel olan, onların sorunlarını çözmeyen mekanizmadır. O nedenle, onların uzun süreden beri tercih ettiği "Engel Sizsiniz" sloganı bu duruma modu moduna oturuyor.

Şimdi, bu soruna dikkat çekmek, bu engellilerimizin sorunlarına dikkat çekmek hem de onların taleplerini bir şekilde burada dile getirmek, onların taleplerine bir nebze tercüman olabilmek için bu Meclis araştırma önergesini verdik. Umut ediyoruz ki Parlamento çatısı altında bulunan bütün milletvekillerimizin engellilerimizin bu sorunlarının çözümüne dair yüksek bir duyarlılık gösterip bu sorunlarının, sıkıntılarının bertaraf edilebilmesi için asgari ölçeklerde bazı adımlar atacaklarını umut ediyorum.

Şimdi, yaklaşık 9 milyon insanın sıkıntılarından söz ediyoruz. Talepleri ne? Mesela, taleplerinden çok basit bir talep: "Biz seyahat özgürlüğümüzü kullanmak istiyoruz. Kimseye muhtaç olmadan evimizden çıkmak istiyoruz, çarşı pazar dolaşma imkânımız olsun istiyoruz. Toplu taşıma araçları buna uyumlu hâle getirilsin." diye söylüyorlar. Bunun için bir ekstra yasal düzenleme yapmaya ihtiyaç yok. Engellilerimizin bu sıkıntısını bertaraf etmek için mevzuatımız içerisinde uygun yasal düzenleme var ama bir engel konulmuş. O uygun yasal düzenlemenin yürürlüğü sürekli erteleniyor; tekrar ertelenmiş, geçen yıl tartışmaları yapıldı, komisyonlarda yeniden o araçların engellilerin rahatlıkla inip binebilecekleri şekilde dizaynına ilişkin toplu taşıma araçlarının uygun hâle getirilmesine dair düzenleme uygulama boyutuyla ertelendi. Kim erteledi? Vallahi, iktidar partisinin oylarıyla ertelendi. Plan ve Bütçe Komisyonunda biz bunun kavgasını yaptık, "Yapmayın, etmeyin, tutmayın, bunu yapın." Ama çok sudan gerekçelerle belediyelerin bütçesinden ya da hazineden üç beş kuruş para çıkacak diye engellilerden bu esirgendi, ertelendi. Toplum yararına olan ne yasalar varsa bir gıdım -halk deyimiyle ifade ediyorum- bir maddi külfet oluşturacağı yerde, pat diye erteleme gündeme geliyor. İç güvenlik paketini tartıştığımız zaman da bu gündeme geldi, bu hususlar gündeme geldi. Ne yaptınız, mesela, iç güvenlik paketini tartıştığımızda da ne yaptınız? Toplum yararına olan 63 maddeyi bir gecede sildiniz. Ama sizin yararınıza olan maddeleri kavga gürültü buradan çıkardınız. Bunu yapmak için ne İç Tüzük tanıdınız ne yasa tanıdınız ne yönetmelik tanıdınız. Size yarayacak olan şeyleri bir gecede çıkardınız. Toplum yararına olan madde ve düzenlemeleri ise Komisyona çektiniz ve orada bir bir tasarı metninden, paketten çıkardınız. Esasında o biraz sizin ne yapmak istediğinizi ya da çalışma yönteminizin neye dönük olduğunu, yönünüzün neye dönük olduğunu bir şekilde deşifre ediyor ama en azından vicdanının sesini duyan herkesin, engellilerin sorunu konusunda duyarlılık göstereceğini umut ediyoruz, parti farkı olmaksızın bunu yapabileceklerini umut ediyoruz.

Şimdi, yasal düzenleme yaptınız. Öyle bir yasal düzenleme yaptınız ki, eğer ailede ikinci derecede bir yakını bile çalışıyor durumda ise evde bakıma muhtaç durumda olan engellilere ödenen ödenek kesildi, maaş da demiyorum, bir ödenekti, bunu kestiniz. Varsayın ki bir engellinin birinci derecede yakınının -kardeşi, ağabeyi, babası, amcası, neyse- fabrikası dahi olsa, birey olarak o engelliyi esas almak durumundasınız; o engelliye hiç kimseye muhtaç kalmaksızın kendi yaşamını idame edebilecek bir koşul sağlamanız gerekiyor. Yasaya böyle bir şey koymak, böyle bir koşul koymak hem adaletsizlik olmuştur hem de vicdansızlık olmuştur. Bunun çıkarılması gerekir. Her engelliye, özellikle de bakıma muhtaç engelliye kendi başına yaşamını idame edecek insani koşulların sağlanması bizim temel görevlerimizden bir tanesidir.

Biz, yeri geldiğince, kendimizi pohpohlamak için "Demokratik, sosyal hukuk devletiyiz." diyoruz. Sosyal devlet bunun için vardır, kendi engellisine sahip çıkabiliyorsa vardır, kendi yaşlısına sahip çıkabiliyorsa vardır. Bunların olması gerekir; bu olanakların, bu imkânların olabilmesi gerekiyor.

Çalışma koşulları itibarıyla bakalım: Devlet dâhil olmak üzere yani kamusal alan dâhil olmak üzere mevcut yasalarda kendi engelli çalıştırma koşulu hiçbir yerde, hiçbir yerde kanunların hükmettiği şekilde uygulanmıyor, ne özel sektörde ne kamuda, hiçbir yerde engellilere konulan çalışma kotası uygulanmıyor, belediyesinden tut şirketine kadar hiç kimse uygulamıyor. Bunun denetiminin yapılabilmesi için Meclisin bu işe el koyması gerekir. Engellisine sahip çıkmazsa bu Meclis kelimenin tam anlamıyla ayıp etmiş olur. Biz bu ayıbı üstümüzde taşımayalım diye Meclisin bu son dönem, son günlerdeki çalışmasında engellilerimizin bu temel sorununu gündeme taşıdık. Siz varsanız biz dünden hazırız. Kanun teklifimiz burada duruyor. Meclis Başkanlığı, esas komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna havale etmiş, tali komisyon olarak da Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna havale etmiş. 10 maddeden oluşan bir kanun teklifidir. Buyurun birlikte bu kanunu çıkaralım, Meclisin 24'üncü Dönem son icraatı bu olmuş olsun. Bugün komisyon çalışmaya davet edilirse, üç dört saat içerisinde çalışmasını tamamlar, en geç pazartesi günü de Meclisi tatile sokmadan bunu kanunlaştırabiliriz ve 9 milyon insanımızın problemlerine, sorunlarına bir nebze çözüm bulmuş oluruz. Hükûmet varsa, iktidar partisi buna varsa biz hazırız, kanun teklifimiz burada duruyor. Bir ay öncesinden verilmiş. Emin olun, Meclis gündemine taşıdığınız bütün sorunlardan daha acil bir sorunu ifade ediyoruz. Eğer ki, bu ülkede engellilerimizi de kendi haklarını dile getirmek için, ifade edebilmek için, kendi seslerini duyurabilmek için açlık grevlerine mecbur kıldıysak, vallahi bu ayıpsa bu ayıp en başta iktidar partisinindir. Parlamentoyu bu ayıptan kurtarmamız gerekiyor. Bunun için de bir araştırma komisyonu kurulması elzemdir. Buna destek vereceğinizi umut ediyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)