GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı merhum Alparslan Türkeş'in 18'inci ölüm yıl dönümüne ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:90
Tarih:03.04.2015

OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yarın, Türk milletinin, devletiyle, vatanıyla onurlu bir şekilde kıyamete kadar yaşamasını hayatı boyunca kendine gaye edinmiş büyük siyaset ve devlet adamı Alparslan Türkeş Bey'in Hakk'a yürüyüşünün 18'inci yıl dönümü. Evet, 4 Nisanda karlı bir günde milyonlar onu Hakk'a teslim etti. Bugünkü gündem dışı konuşmam onun aziz hatırasını yâd etmek içindir. Hepinize saygılarımı arz ediyorum.

Evet, merhum Alparslan Türkeş, Türk milletinin büyüklüğüne, gücüne, kabiliyetine sarsılmaz bir imanla inanmış, hayatını da bu güzel millete vakfetmiş bir şahsiyetti. 9 Şubat 1969'da Adana'da başladığı siyasi yolculukta o zamanki kongrede "Sizleri, pazarlarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, adalete değil, hakka, hakikate, adil bir paylaşıma davet ediyorum; hakikat yoluna, Allah yoluna çağırıyorum." demişti. İşte, o günden bugüne kadar kırk altı yıldır Milliyetçi Hareket Partisi bu yolda siyasetini yapmaya devam ediyor. Evet, rahmetli Türkeş, milletimizin bu büyük duruşuna vurgu yaparak "Türk milleti yabancı akımların tasallutundan kurtulup kendi öz devlet felsefesine yeniden döndüğü gün, büyük devlet vasfını tekrar kazanacak, dünya milletleri üzerinde üstün yerini alacaktır. Türk milletinin varlığını korumak, yükseltmek ve onu ebediyen devam ettirmek fikrine hizmet etmeyen, bu fikre uygun olmayan hiçbir davranış, hiçbir hareket Türk milleti için meşru sayılmaz." demişti.

Son dönemde, millî değerlerimizi, milletin adını, bayrağını horlayan, milletin birliğine ve dirliğine göz diken, toprağını, egemenliğini terör örgütleriyle müzakere masalarında pazarlayanları gördükçe aslında Alparslan Türkeş Bey'in bu uyarıları daha da anlam kazanmaktadır. Onun "millet" kavramı, şimdi kimi siyasilerce kullanıldığı gibi mücerret bir kavram değildir; Türkeş Bey'e göre millet, ne fertlerin maddi toplamından ne de bugün bazı siyasilerin kullandığı biçimiyle bir partiye üye olan, o partiye oy verenlerden ibarettir. Millet, somut bir varlıktır; işçiden köylüye, öğrenciden öğretmene, esnaftan memura aynı tarih bilinciyle, tasada ve kıvançta ortak olanların tamamını temsil eder. Millî iradeyi de bu bütün temsil eder. Onun "millet" anlayışı "bizden olanlar-olmayanlar" diye ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı bir dili değil, millet mensubiyetini hisseden herkestir. Onun devlet anlayışının temelinde bu nedenle toplumun tamamını temsil eden millet yatar. O, bu anlayışa "millî demokrasi" der. O, her zaman millî bütünleşme ve millî demokrasi ülküsünü savunmuştur.

Alparslan Türkeş, Türk milletinin, Türk'ün yönetim yolunu, kader çizgisini daima demokratik sistemde görmüştür. O, Türk milletinin inancına, değerlerine saygılı bir yönetim anlayışını ömrünün sonuna kadar savunur. Bu nedenle "İnsan kişiliğinin gelişip şekillenebilmesi hür ve demokratik rejimlerde mümkündür. Hür ve demokratik olmayan rejimler insan şahsiyetine aykırıdır. Bu rejimlerde insana saygı duyulmaz, insan sevgisi yoktur. Bu sebeple, hür demokratik düzene muhalif olan bütün rejimlere karşıyız, bunlara inanmıyoruz." diyerek demokrasi dışına çıkan her türlü eylemin, talebin, düzenlemenin milletin hürriyetine kasıt olduğunu işaret eder. Onun için -ona göre- "En kötü demokrasi, en iyi darbe, en iyi diktatörlükten daha iyidir." diyerek kararını vermiştir.

Milletine âşık bir devlet adamı olduğu gibi, aynı zamanda güçlü öngörüleri olmuştur. "Çözüm süreci" olarak pazarlanan yıkım senaryolarına yıllar öncesinden işaret etmiş, idarecileri uyandırmıştır. Bu eksende, geldiğimizde, kendi devletine, kendi insanlarına karşı, açıkçası, bir plan uygulamak suretiyle düşmanlık yaratanlara karşı "Doğulusuyla batılısıyla memleketimizin insanları birbirinin kardeşleridir." demiştir ve bu süreçle ilgili açılımlarla Türkiye'nin bölünmeye götürüleceğini ve "Bir bölgeye ayrılık istemek, 'Ayrı halklar var.' demek, özerklik istemek ya da demokrasi kılıfı altında bölücülüğe yol açacak birtakım durumlar ortaya çıkarmaya çalışmak Türkiye'nin dağılmasına yol açar. Türkiye'yi parçalatmayız. Bunda kararlıyız. Bunu iyi anlayın." demiştir.

İşte, bugün, biz, 24'üncü Dönem içerisinde milletvekilleri olarak kırk altı yıldır bu siyasetin temsilcisi olan Sayın Genel Başkanımızın liderliğinde aynı siyaset anlayışında milletin bütünlüğünü korumaya, demokrasiyi korumaya, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." anlayışı, felsefesi içerisinde siyaset yapmaya devam ediyoruz.

Bu vesileyle, rahmetli Genel Başkanımızı bir kez daha minnetle, rahmetle anıyorum ve bu vesileyle de Milliyetçi Hareket Partisi Grubu milletvekillerinin bu davaya 24'üncü Dönemde yaptıkları görevlerden dolayı bu temsil görevini yerine getiren milletvekillerimize de şükranlarımı arz ediyorum.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)