GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:90
Tarih:03.04.2015

İDRİS BALUKEN (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, çalışma hayatı ve emek alanını ilgilendiren aslında önemli bir düzenlemeyi görüşüyoruz ancak maalesef, kanun yapma tekniğinize yönelik eleştirilerimizi tekrar ifade ediyoruz.

Neredeyse Türkiye nüfusunun büyük bir kısmını ilgilendiren bir alanla ilgili, işçileri, emekçileri ilgilendiren bir alanla ilgili bu şekilde özensiz hazırlanmış ve yapısal, köklü sorunları çözmekten uzak bir torba yasa örneğiyle yine karşı karşıyayız. Bu, torba yasayla buraya yasa getirme alışkanlığınızı maalesef bırakmadınız. Burada ben hatırlıyorum, şubat ayında Sayın Bülent Arınç Başbakan Yardımcısı olarak bu kürsüden torba yasayla ilgili tekniği eleştiren ve bundan sonra da Meclise bu şekilde yasa getirmeyeceğine söz veren bir konuşma yapmıştı ama ne ilginçtir ki Sayın Arınç'ın bu konuşmasından sonra AK PARTİ Grubu ve Hükûmet durmadan, şişirilmiş torba yasaları bu Meclisin gündemine getirdi. Burada da yine aynı durumla -dediğim gibi- karşı karşıyayız. Aslında çalışma alanının en köklü sorunları yerinde duruyor. Bu torba yasa yasalaştığında neyi çözeceksiniz, oturup bir düşünmeniz lazım. Yani çalışma hayatında sendikasız çalışmayla ilgili, güvencesiz, esnek çalışmayla ilgili hangi sorunu çözmüş olacaksınız? Kayıt dışı çalışma ve taşeronlaştırmayla ilgili neyi düzeltmiş olacaksınız? Bunu kendinize sormanız gerekiyor. Buraya bir yasa getirdiğiniz zaman en azından yakın dönemde çalışma hayatında karşı karşıya kaldığımız facialardan, felaketlerden, iş katliamlarından ders çıkarmanızı beklerdik. Yakın dönemde Soma, Ermenek, Torunlar inşaatında yaşanan iş katliamları önümüzde duruyor. Bu iş katliamlarının daha çok taşeronlaştırma ve redevans sistemi üzerinden geliştiğini biliyoruz. Hiç olmazsa buraya bir yasa getirirken bu taşeronlaştırma ve redevans sistemiyle ilgili doğru dürüst bazı düzenlemeler yapmanızı beklerdik ama anlıyoruz ki bu beklentimizin hiçbir karşılığı yok. Gerçi Sayın Çalışma Bakanı Kabinedeki diğer bakanlar arasından sıyrılarak şöyle bir yöntemi hep benimsedi: Yani bir yasayı yasalaştırmadan önce bütün gruplara bir nezaket ziyareti ve önerilere açık olduğunu belirten bir erdemli duruşu hep gösterdi ama maalesef, biz isterdik ki bu erdemli duruş torba yasa hazırlanmadan önce olsun. Bu torba Mecliste Komisyondan geçtikten sonra Genel Kurula gelmeden önce ziyaretin bir anlamı olmuyor. Aslında hazırlanmadan önce siyasi parti gruplarını ziyaret etse, ilgili meslek örgütlerini, sendikaları, sosyal tarafları ziyaret etse, onlardan gelen önerileri gerçekten bu yasa tasarısında dikkate aldığını belirten birtakım düzenlemelerle Genel Kurulda bazı yasa teklifleri getirmiş olsa belki de bugün çalışma hayatında yaşadığımız pek çok sıkıntıyı yaşamamış olacaktık. Yani ben tekrar ifade ediyorum, bütün sıkıntılar bir yana ama 300'den fazla işçinin yaşamını yitirdiği, katliam gibi olan iş kazalarıyla, felaketlerle karşılaştık. Hiç olmazsa bunların önüne geçecek birtakım düzenlemelerin burada olması gerektiğini düşünüyoruz.

Biz, Çalışma Bakanlığının, sendikaları hiçe sayan, meslek örgütlerini dikkate almayan, onların önerilerine sürekli kapalı olan ve kendi parti çıkarları doğrultusunda seçim öncesi biraz popülist yaklaşımlar üzerinden meseleyi ele alan yaklaşımlarının çalışma ve emek hayatındaki sorunları çözmediğini düşünüyoruz. Umarız ki önümüzdeki dönemde bu yanlışlardan vazgeçilir. Gerçi, önümüzdeki dönemde hükûmet olup olmayacağınız da belli değil ama en azından hükûmet olacak olan siyasi partiye biz şimdiden kendi uyarılarımızı yapalım.

Umarım, Halkların Demokratik Partisi iktidarıyla, halk iktidarıyla burada muhatap oluruz, o zaman bu eleştirileri bu kürsüden duymamış olursunuz diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.