| Konu: | Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı merhum Alparslan Türkeş'in 18'inci ölüm yıl dönümüne ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 04.04.2015 |
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Başbuğumuz merhum Alparslan Türkeş'in ölümünün 18'inci yılı dolayısıyla gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bizleri yaratana hamdederim ki İslam'la müşerref olduk. Mevcudiyetimiz onun yolundan giderek değer kazanacaktır. Muhakkak ki, her canlı ölümü tadıcıdır. Dünyada yaptıklarımız ahiretimizin hazırlayıcısıdır. Bu sebeple hayırla veya nefretle anılmak biz insanoğulları için büyük önem taşımaktadır. İşte bugün, hayırla anılan bir kişiden bahsetmek istiyorum.
Ölüm yıl dönümü olan bugün, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin katılımlarıyla, tüm camiamızla birlikte kabri başında bir anma toplantısı gerçekleştirdik. Genel Başkanımızın merhum Başbuğumuzun kabri başında yapmış oldukları konuşmadan alıntı yaparak sizlere hitap ediyorum.
Mücadeleyle geçen seksen yılık bir ömürden sonra, 4 Nisan 1997'de ebediyete intikal eden Başbuğumuz Alparslan Türkeş'i, minnet ve rahmetle anıyorum.
Özlem dolu hissiyatımızla, şükran ve bağlılık duygularımızı ifade etmek, aziz hatırasını dualarla yâd etmek, ruhuna Fatihalarımızı okumak bizler için vazgeçilmezlerdendir.
Aradan geçen on sekiz yıla rağmen ona olan sevgimiz hiçbir zaman azalmamıştır; aksine, yaşadığımız siyasal gelişmelerin onu hep haklı çıkarmış olması, hayattayken ortaya koyduğu vizyonun doğruluğuna bizleri daha da inandırmış, gücümüze güç katmıştır.
Merhum Başbuğumuz mücadeleci bir ruh, inanmış bir kalp, milletine sevdalı bir yürek, tarihine sadık bir şuur, zorluklara eğilmeyen bir cesaret, yılmayan ve teslim olmayan bir iradedir. Bu az bulunur özellikler, onu, yaşadığı çağın önemli devlet ve siyaset adamlarından biri hâline doğal olarak yükseltmiştir.
Onu ve eserlerini anlamanın en emin yolu, fikirlerini, aksiyonunu ve metodunu, verdiği mücadelenin imkân ve şartlarını dönemine göre yorumlamaktan geçmektedir.
Merhum Alparslan Türkeş, milliyetçiliği dışlayan ve tehlikeli gören düşüncelerin rağbet bulduğu bir dönemde, Türk milliyetçiliğinin bayraktarlığını yapan gönül, fikir ve eylem adamıdır. Milletimizin şahsında taçlandırdığı Başbuğ unvanını millet, vatan ve devlet sevgisiyle özdeşleştirerek âdeta bayraklaştırmıştır.
Yapılan karşı mücadelelere rağmen Türk milliyetçiliği, Anadolu'nun her köşesine onunla yayılmış ve Türk gençlerinin vicdanında yer bulmayı onunla başarmıştır.
"Doğru bir fikri yenecek hiçbir kuvvet yoktur." diyen Başbuğ, iki asırdır fikir ve felsefe arayışının sürdüğü Türk düşünce tarihine istikamet vermiş, milliyetçiliği milletle buluşturacak iman ve aşk dolu hareketin öncülüğünü yapmıştır. Bu liderlik özelliğiyle etki alanı Türkiye dışına da taşmış, Türk dünyasına ve ortak kültür dairesindeki bütün mazlum milletlere umut olacak yeni bir diriliş ateşi yakmıştır.
O, bir siyasal hareketin mimarı olmasının yanı sıra hayat çizgisi içinde sarsılmaz inancın ve ufuk ötesini gören engin bir muhakemenin de temsilcisi olmuştur.
Yürekten inandığı ve gönülden bağlandığı Türklük sevgisi uğruna her türlü meşakkati göze alabilmiştir.
Örnek bir inanç timsali olarak Türkiye'nin "Aç hürler ve tok esirler" ülkesi olmasını tümüyle reddetmiştir.
Soğukkanlı ve sağduyulu analiz kabiliyeti, Türk milletinin değerleri ve çıkarları konusundaki derin hassasiyeti herkes tarafından kabul görmüştür.
Onun uzlaşmacı, barışçı, yapıcı siyaseti Türkiye'yi birçok kez krizden kurtarmış, Türk milletinin kardeşlik bağları için hep ümit aşısı olmuştur.
Fırtınalı geçen hayatı boyunca herkesin düştüğü yerde ve zamanda o kalkıp dosdoğru ve tek başına yürümeyi başarabilmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi onunla başlayan süreçte öze dönüşün, ilkeli tutumun, dürüstlüğün, tarihî ve kültürel ihtişamın simgesi olmuş ve bugün Türkiye'nin yegâne kurtuluş çaresi mevkisine hak ederek çıkmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Bir dakika alabilir miyim...
BAŞKAN - Tabii, buyurunuz Sayın Halaçoğlu, tamamlayınız sözünüzü.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.
Merhum Başbuğumuzun diktiği fidan bugün çınarlaşmış, milletimizin takdir ve teveccühünü üst seviyede kazanmıştır.
Onun en büyük eseri ülkücülerdir.
Vatan ve millet bekasına adanmış ülkücü ömürler Türkiye'nin gelecek iddiası, sosyal ve ekonomik meselelerin reçetesi, birliğinin ve bölünmez bütünlüğünün teminatıdır.
"Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır." diyen merhum Türkeş'in bizlere bıraktığı mücadele disiplinini mutlaka iktidara taşıyacağız.
Üzerimizde projelendirilen oyunlar dün işe yaramadı, bugün de yaramayacaktır.
Varlığımızı hedef alan saldırılar dün başaramadı, bugün de aynısı olacaktır.
Düşmemizi amaçlayan karanlık kampanyalar, şirret operasyonlar, çirkin emeller, yıkım ve yenilgiye odaklanmış tezgâhlar dün sonuç alamadı, bugün de olacak olan budur.
Öz güvenimiz tam, heyecanımız tarifsizdir.
Mensubiyetinden onur duyduğumuz Türk milleti her türlü badireyi aşacak, her türlü çileyi yenecek, her türlü mihneti yutacak ve yok edecek çap ve kırattadır.
Yürekleri vatan sevgisiyle çarpan Türk milliyetçileri hiç olmadığı kadar diri, hiç olmadığı kadar uyanık, hiç olmadığı kadar azim ve inançla perçinlenmiştir.
Bu vesileyle, gönlümüzdeki yeri hiç değişmeyecek olan Başbuğumuz Alparslan Türkeş'i, dava ve ülkü şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla yâd ediyorum.
Merhum liderimizin kabrinin nur, mekânının cennet olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ediyorum.
Ruhu şad olsun.
Saygılarımla. (MHP sıralarından alkışlar)