GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Genel Kurulun daha önce toplanılması kararlaştırılan 5 Nisan 2015 Pazar günü toplanmamasına, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7 Haziran 2015 Pazar günü yapılacak 25'inci Dönem milletvekili genel seçimine ilişkin kesin sonuçların 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 37'nci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 3'üncü maddesine göre Yüksek Seçim Kurulunca Türkiye radyo ve televizyonlarından ilanını takip eden beşinci gün saat 15.00'te toplanmak üzere 7 Nisan 2015 Salı (Salı günü dâhil) gününden itibaren tatile girmesine ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:91
Tarih:04.04.2015

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlarken bizlere burada olma fırsatını veren, cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşlarını da saygıyla, sevgiyle selamlıyor ve kendilerini rahmetle anıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; seçildiğimiz zaman heyecanlı geldik Türkiye Büyük Millet Meclisine ve bu heyecanı paylaşmak için geldiğimiz Türkiye Büyük Millet Meclisinde önce 8 milletvekili arkadaşımızın eksik olduğunu ve o eksikliğin giderilemediği bir süreç içerisinde Cumhuriyet Halk Partisi olarak, hangi partiden olursa olsun o anda tutuklu olup da milletin iradesini ve vekâletini aldığı hâlde Mecliste bulunamayan bütün arkadaşlarımızın, onların heyecanını, onların burada bulunamayışını hepsi adına paylaştık ve Cumhuriyet Halk Partisi olarak da bu ayıbın ortadan kalkması için mücadele ettik.

Şimdi, bugün, Meclisimizi kapatırken yine 4 eksikle kapatıyoruz, bir başka nedenden dolayı. Mecliste seçildikten sonra aramızdan ayrılan AKP Milletvekili Harun Çakır'ı, HDP milletvekilleri Şerafettin Elçi, Murat Bozlak'ı ve Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu'nu sevgiyle, saygıyla, rahmetle anıyorum, ruhları şad olsun. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; buraya niçin geldik, halkımız bize niçin oy verdi ve niçin milletvekili olarak bizi burada görevlendirdi? Öncelikle halkımızdan aldığımız yetki Cumhuriyet Halk Partisinin sol, sosyal demokrat bir parti olarak emeğe saygı, insan haklarına saygı, demokrasiyi yüceltmek, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla örselenmeden hayata geçirilmesini sağlamak, adaleti gerçekleştirmek. Bunları yaparken kadın-erkek eşitliği, engellilerin, işsizlerin, atanamayan öğretmenlerin, işçinin, köylünün, esnafın kısaca Türkiye'de yaşayan bütün yığınların, bütün sosyal sınıfların, herkesin çıkarını korumak ve onların sesi olmak için buraya geldik. Sesimiz çoğu zaman yüksek çıktı, burada zaman zaman haykırdığımız zamanlar oldu ama biliniz ki sesimizin en yüksek çıktığı anda dahi her şey Türkiye içindi. Bir gemide gidiyoruz hep beraber, iktidar olarak muhalefet olarak. Tüm arzumuz bu geminin batmaması, bu geminin istikametinde, Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği laik cumhuriyet ekseninde, çağdaş uygarlık seviyesinde ve bütün dünyadaki evrensel hukuk kurallarının en iyisinin uygulandığı, çağdaş demokrasinin en iyi kurallarının uygulandığı, işsizliğin olmadığı, Türkiye'de güven ortamının bulunduğu bir süreç için Cumhuriyet Halk Partisi olarak elimizden geleni yapmaya çalıştık. Cumhuriyet Halk Partisi olarak sesimizi haykırdığımızda biliniz ki orada demokrasi sorunu vardı, orada iç güvenlik paketi konuşulurken Cumhuriyet Halk Partisi elbette sesini yükseltecekti çünkü kuruluş felsefesi demokrasiye ve Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık seviyesine yönelikti.

Yine, kadın-erkek eşitliğinde sesimizi yükselttik. Engelliler için o zaman hep beraber sesimizi yükselttik ve ortak kararlar aldık.

Yine, atanamayan öğretmenler dedik, işsizler dedik, yoksullar dedik, yolsuzluk dedik. Elbette bunların olduğu yerde Cumhuriyet Halk Partisi sesini yükseltecekti, halkımız bize bunun için yetki verdi, vekâletname verdi.

Ana muhalefet partisi olarak biz, doğal olarak, Anayasa Mahkemesi de dâhil olmak üzere başvurduğumuz bütün yollarda, meşru yollarda iktidarı denetleyerek verdiğimiz önergelerle, konuştuğumuz her sözcükte iktidarın denetlenmesini, iktidarın muhalefetin katkı ve görüşlerini, önerilerini almalarını arzu ettik. Bu amaçla hepsiyle ayrı ayrı çalışmaktan onur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekilleri tam 1.838 kanun teklifi verdi değerli milletvekilleri, Türkiye'nin çıkarına, halkımızın yararına. Yine, iktidarı denetlemek açısından 32.399 soru önergesi verdik, bunları alarak kamuoyuyla paylaştık ve seçmenlerimize ileterek Türkiye'deki bir fotoğrafı, tabloyu onlarla beraber paylaştık. 19 gensoru, 10 soruşturma önergesi verdik. 1.744 araştırma önergesiyle Türkiye'nin muhtelif sorunlarını gündeme getirerek gündeme alınmasına, konuşulmasına, tartışılmasına ve çözüm üretilmesine katkı sağlanmasına naçizane ölçüde katkı sağlamaya gayret ettik.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; istiyoruz ki bir dahaki Parlamento döneminde bu dönemde olduğu gibi kararnamelerle yönetilmeyelim; torba yasalarla, "temel yasa" adı verilen yasalarla yönetilmeyelim; buradan kanunlar öyle çıkmasın. Bakın, burada bir demokrasi kültürü içerisinde "iş güvenliği paketi" adı altındaki bir paketi hep beraber hepimizin katkısıyla ve ortak çabasıyla eleştirilerin olduğu, muhalefetin sesinin dinlendiği, muhalefetin Hükûmeti ikna ettiği, Hükûmetin muhalefeti ikna ettiği bir çerçeve içerisinde, çok önemli bir yasayı uzlaşma kültürü içerisinde kabul ettik.

Elbette, bizim arzumuz çok daha ileri. "Emek en yüce değerdir." diyen bir partinin mensupları olarak, biz, burada bugün gerçekleştirdiğimiz oturumla kabul edilen yasayı yetersiz buluyoruz. İşçimizin, emeklilerimizin çok daha fazla sosyal haklarla, özlük haklarıyla, emekli haklarıyla donatılmasını istiyoruz. Bu açıdan yine de burada görüşülen pakete bir uzlaşma içerisinde "Yetmez ama evet." dedik.

Gördüğünüz gibi, bir demokrasi kültürünü gerçekleştirdiğimizde yasalar çıkabiliyor, burada kavga etmeden çıkabiliyor, birbirimizle tartışmadan, yüksek seslerle hitap etmeden çıkabiliyor. Ama bu Meclisin bu dönemdeki en büyük eksiklerinden bir tanesi, burada şiddet olaylarının yaşanmasıydı. Umuyorum ve diliyorum ki bu olaylardan herkes dersini almıştır. Siyaset kurumuna ve siyasetçiye itibarı en çok sarsan konulardan bir tanesi olan Meclisteki şiddetin bir dahaki dönemde asla ve asla olmaması temel arzumuzdur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepimiz bu gemide bütün bunları dikkate alarak ve Türkiye'nin demokrasi çıtasını yükseltmek, hukukun üstünlüğünü artırmak, insan haklarını en üst seviyeye getirmek için çalışmak durumundayız.

Kürt sorununu çözmek durumundayız. Biz, Türkiye'deki Kürt sorununun Cumhuriyet Halk Partisinin önerisiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütün partilerin bir araya geldiği bir komisyonla, Parlamentonun denetimi ve Parlamentonun bilgisi ve elbette kamuoyunun bilgisi çerçevesinde çözülmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda, Türkiye, başka örneklerini yaşadığımız dünyadaki çatışmasızlık ortamlarına en rahat geçebilecek ülkelerden bir tanesidir. Çünkü bizim ülkemizde yaşayan Türk olsun, Kürt olsun, Alevi olsun, Sünni olsun, bütün yurttaşlarımız binlerce yıllık bir ortak geçmişten geliyor, biz asla ayrılamayız. Ulusal bütünlük içerisinde demokrasiyi, insan haklarını, temel hakları en üst sıralara çıkarttığımız zaman, Türkiye'de başta Kürt sorunu olmak üzere çözemeyeceğimiz hiçbir sorunun olmadığını düşünüyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; elbette her şey Türkiye için, her şey huzurlu ve güvenli bir Türkiye için. Son birkaç gündür ülkemizde gerçekleşen terör olayları hepimizi düşündürmelidir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak çok açık ve net bir şekilde, terör nereden gelirse gelsin, karşısında durmayı ve buna karşı bir duruş sergilemeyi kendimize ilke edinmiş bir partiyiz. Her şey meşru olacaktır; her şey siyaset kurumuyla olacaktır; her şey konuşarak, en aykırı fikri dahi konuşarak, tartışarak, uzlaşma kültürü içerisinde olacaktır. Demokrasinin zaten kabaca ana tarifi de budur.

Demokrasi, çoğunluğun azınlığa tahakküm ettiği bir rejim değildir; tam tersine, demokrasi, azınlığın da haklarının korunduğu bir rejimdir. Bu nedenle, "Çoğunluğum var." diyerek bunu meşruiyet saymadan, azınlığın da, herkesin düşüncesini alarak, tartışarak ve uzlaşarak bir kültür içerisinde bunları ortaya çıkartmak ülkemiz açısından en menfaatli yoldur ve bugün de gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla bunu gerçekleştirmiş durumdayız. Siyasetin itibarı açısından, siyasetçiye olan güven açısından çok önemli olan bu hususun bundan sonraki 25'inci Dönemde çok daha farklı bir şekilde, çok daha coşkulu bir şekilde ve artarak devam etmesi en büyük dileğimizdir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görev süremizin sona erdiği şu saatlerde bizlerle bu çalışmalara ortak olan başta Meclis Başkanımız olmak üzere, şu anda oturumu yöneten Sayın Güldal Mumcu şahsında tüm başkan vekillerimize, Parlamentoda bize yardımcı olan tüm personelimize, burada yaptığımız çalışmaları kamuoyuna duyuran tüm basın mensuplarına, elbette bizi yakından takip eden tüm halkımıza ve her birinize, bütün muhalefet partilerine, iktidar partisine, herkese, ayrı ayrı teşekkürlerimizi bir borç biliyor ve hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)