| Konu: | 684 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın ilk 3 maddesinin usulsüz görüşüldüğüne yönelik itirazlar Başkanlık Divanında karara bağlanmadan görüşmelere devam edilemeyeceğine ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının ayrımcılık yaparak vekâletini sadece iktidar partisinden Başkan Vekillerine vermesini kınadığına ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 02.03.2015 |
OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkanım, açıkçası Sayın Meclis Başkanı eğer Başkanlık Divanını toplamaya karar vermişse hukukun gerektirdiği tek bir karar vardır, bu oldubittilerle, İç Tüzük'e aykırı olan hususlarla ilgili bu görüşmelerin keenlemyekûn olduğuna, yok olduğuna karar vermektir. Dolayısıyla, olmamış bir görüşmeye istinaden bugün 33'üncü maddeye gelmemizin bir anlamı yoktur. Dolayısıyla, Sayın Meclis Başkanının Meclis Başkanlık Divanını toplamak suretiyle, bununla ilgili, sadece toplamış olma iradesi bizce yeterli değildir. Bu iradenin... Bizim İç Tüzük'ten kaynaklanan haklarımızı ve hukukumuzu aynen geri iade edecek bir karar oluşmadan böyle bir müzakerenin yapılması kabul edilemez.
Sayın Başkan, bu çerçevede, çok önemli bir hususu da burada değerli milletvekillerine milletimizin huzurunda açıklamak istiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Meclis başkan vekilleri İç Tüzük çerçevesinde görev yapar. Dolayısıyla, İç Tüzük çerçevesinde, Meclis Başkanının yurt dışına gittiği zaman ya da olmadığı zaman bu konuda vekâlet verme görevini sadece iktidardan birisine vermek gibi, iktidar partisinden bir Meclis başkan vekiline vermek gibi bir ayrımcılığın, bu konuda, muhalefetin, muhalefet Meclis başkan vekillerinin hakkını, hukukunu gasp olduğunu ifade etmek istiyorum. Meclis başkan vekilleri İç Tüzük çerçevesinde görev yapar, İç Tüzük çerçevesinde yaptıkları bu görev iktidar ya da muhalefet Meclis başkan vekilliği değildir. Hukuku uygulayacak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı vekilidir. Dolayısıyla, bu eksende, Meclis Başkanının yurt dışına gittiği zaman bu konudaki vekâleti muhalefetten oluşan Sayın Meral Akşener ile size bu yetkiyi vermemesi ayrıca bu görevi yaparken ayrımcı bir düşünceyle hareket ettiğini ortaya koyar. Bu çok vahimdir, çok yanlıştır. Bu durumda, Meclis başkan vekili âdeta iktidarın her istediğini yerine getiren, bu konuda İç Tüzük'te bize tanınan hakları yok sayacak bir iradeyi ortaya koymasını da meşrulaştırmasıdır. Huzurunuzda Meclis Başkanının bu konudaki iradesini ve tercihini kınadığımı, bundan sonraki süreç içerisinde, bunlarla ilgili, Meclis Başkanlığı görevini vekâleten vereceği zaman da bu ayrımcılığı yapmaması gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ederim.