GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Anayasa'nın 114'üncü maddesine göre atanan ve milletvekili olmayan geçici Bakanlar Kurulu üyesi 11 bakandan 8'inin bağımsızlığıyla ilgili anayasal bir ihlal olduğu gerekçesiyle, Anayasa'nın 112'nci maddesine göre ant içmelerinin Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında usul görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:9
Tarih:03.09.2015

OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinize saygılarımı arz ediyorum.

Tabii, sözlerimin başında, gerçekten, bugün yine kahpe bir pusuda 1 emniyet amirimiz, 3 polisimiz şehit oldu, Cenabıhak'tan rahmet diliyorum. Yani bugün bunları konuşacağız ama bilemiyorum. Gerçekten, Diyanet İşleri Başkanının söylediği gibi, vicdanlar ne zaman ayağa kalkacak, bu sürecin sorumluları ne zaman vicdanlarından dolayı nedamet getirecek? Bunu söyleyerek sözlerime başlamak istiyorum.

Sayın Başkan, sizin de Meclis Başkan Vekili olarak yönetimde başarılı olacağınızı ve gerçekten İç Tüzük çerçevesinde milletvekillerinin, parlamenter demokrasinin arzuladığı bir yönetim sergileyeceğinize olan inancımızı bugünkü uygulamalarınızla müşahede ettik. Başarılar diliyorum, heyetinize de bu divanda olanlara da.

Evet, bugün 25'inci Dönem milletvekilleri, 7 Haziranda hep beraber, birlikte milletin iradesiyle geldik ama Türkiye Büyük Millet Meclisinden sorumlu bir hükûmet kurulmadı, kurdurulmadı. Onun sonucunda bir seçimin yenilenmesi kararıyla karşı karşıyayız ve 1 Kasımda milletimiz bu süreyle ilgili olarak, bu süreçle ilgili olarak hükmünü ifade edecek. Gerçekten, 7 Haziran seçimlerinin siyasi sonuçlarını hazmedemeyenlerin, bu süre içerisinde "400 milletvekili verin, bu iş barış içerisinde çözülsün." diyerek bugünkü kaotik ortamı ve parlamenter demokrasiyi çalıştırmayarak millet iradesine dayalı bir hükûmetin oluşmasını sağlayamayanların "Tekrar milletimize gidelim, hata yaptı." diyerek milleti suçlayıp tekrar seçime götürdüğü bir süreç.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak tavrımız çok açık ve net oldu. 7 Haziran seçimlerinin verdiği siyasi kararlar doğrultusunda, Milliyetçi Hareket Partisi açık yüreklilikle "Çözüm sürecinin ortakları, bu çözümünüz neyse gelin milletin huzurunda anlatın." dedik, anlatın. Çıkıyorsunuz televizyonlara "Görüşüyoruz, mutabakatlar, şunlar bunlar..." Topçuları, popçuları topluyorsunuz. Madem öyle, buyurun gelin dedik. Nerede? Destekçileri nerede, ortakları nerede? Olmadı. Dedik ki: Milliyetçi Hareket Partisi olarak 7 Haziran seçimlerinde millet iradesinin verdiği siyasi mesaj doğrultusunda gelin hep beraber, birlikte temiz yönetim, temiz siyaset olsun. Rüşvet ve yolsuzluklar, ucu kime dokunursa dokunsun gidelim, buluşalım. "Hayır." dediler. Gelin hep beraber, birlikte uyuyan bombaların yerleştirilmesini sağlayan, bugün kahpe pusularla PKK'nın güçlenmesine yol açan, hepimizin vicdanını yaralayan bu süreci, PKK'yı güçlendiren bu süreci sonlandıralım." dedik. "Hayır." dediler. "Gelin, parlamenter demokrasiyi bekleme odasına almak yerine -hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir ve millî egemenlik Parlamentoda temsil edilir- Parlamentoya sorumlu bir Hükûmet kurulsun, kuvvetler ayrılığı olsun." dedik. "Makamları tartışmayız." dediler. "Gelin, hep beraber, birlikte bu milletin millî devletini, üniter devletini, millî kimliğini, vatandaşlığın adını tartışmayalım, mutabakat oluşturalım -gelecekte beraber, birlikte- gelin, bu temel üzerinde bir koalisyon oluşturalım." "Hayır."

Otuz iki gün boyunca Cumhuriyet Halk Partisiyle oturup görüşüp sonra "Koalisyon bile teklif etmediler." deyip otuz iki günü tüketenler geldiğimiz bu noktada hangi siyasi iradede mutabakat oluşturmadığının hesabını elbette millete verecektir 1 Kasımda. Değerli milletvekilleri, elbette bu hesap verilecektir. Onun için Milliyetçi Hareket Partisi olarak tavrımız çok açık ve net olmuştur. Hiç kimsenin, 7 Haziran seçimlerinden önce yöneten zihniyetin aynı şekilde PKK'yı güçlendiren çözüm sürecini, haram paracı Rıza'nın oluşturduğu şebekeyi aklayacak şekilde devam etmesine izin vermezdik, milletimiz de bize bunun için destek verdi, milletimiz de iktidarı bunun için tek başına iktidardan alıkoydu.

TUFAN KÖSE (Çorum) - Meclis Başkanlığında ne yaptınız?

OKTAY VURAL (Devamla) - Onun için bugün seçime götüren sürecin müsebbiplerinin kim olduğunu gayet net bir şekilde herkes bilmektedir.

Sayın milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı sorumlu bir Hükûmet kurdurmayarak, kurmayarak tekrar seçim iradesi sonucunda geçici Bakanlar Kurulunun teşkiline yönelik süreç ile bu heyetin oluşmasında Milliyetçi Hareket Partisi siyasi iradesi yoktur. Böyle bir irade de burada temsil edilmemektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Vural, bir dakikalık ek süre veriyorum.

Buyurun.

OKTAY VURAL (Devamla) - Teşekkür ederim.

Bu konuda, kırk altı yıllık şerefli, ülkücü ve milliyetçi hareketin temsilcisi Milliyetçi Hareket Partisinin bu süreçle ilgili siyasi iradesini bu şekilde yozlaştırmaya yönelik hiçbir girişim bizim açımızdan kabul edilemez. Bu heyette Adalet ve Kalkınma Partisi ile HDP'nin siyasi iradesi bulunmaktadır. Bu, AKP'nin seçim kampanyasıdır. Anayasa ve milletin iradesine göre kurulmuş bir geçici Bakanlar Kurulu yoktur, Anayasa'nın lafzına ve ruhuna uygun bir heyet de söz konusu değildir.

Ayrıca, bu çerçevede, 12 Mart gibi bir askerî muhtıranın siyasi sonuçlarının parlamenter demokrasinin bu kadar geliştiği böyle bir ortam içerisinde milletvekillerinize bir örnek olarak sunulmasını da -zannederim- bir hata olarak değerlendirmenizi istirham ediyorum. Bu vesileyle bu geçici Bakanlar Kurulunun aldığı her türlü kararın da geçici olduğunu ifade ederek, Milliyetçi Hareket Partisinin bu süreçte siyasi iradesinin olmadığını tekrarlayarak hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)