| Konu: | AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 25.11.2015 |
OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, öncelikle bütün milletvekillerimize 26'ncı Dönemin şahsınızda ve temsil ettiğiniz aziz milletimiz nezdinde hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Sayın Başkan da ilk oturumu yönetiyor. Sayın Başkan, sizi de tebrik ediyorum. İnşallah, hepimiz bizi buraya gönderen aziz milletimizin menfaatleri doğrultusunda, kendi siyasi görüşlerimizi de dikkate alarak, hep beraber, birlikte hizmet etme imkânı buluruz.
Bakanlar Kurulu listesi de açıklandı, atanan bakanlara da başarılar diliyorum. Gerçekten, parlamenter demokrasi içerisinde Parlamentoda sorumluluklarını hissederek görev yapmalarını içtenlikle diliyorum.
Sayın Başkan, ilk oturumun polemiklerle ve tartışmalarla başlamasını arzu etmezdik tabii. Tabii, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim İç Tüzük'ten ve hukuktan kaynaklanan hakkımız var. Dolayısıyla, Adalet ve Kalkınma Partisinin grup önerisinin hangi ihtiyaca binaen verildiği konusunu zaten grupları açıkladı. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak Başkanlık Divanının teşekkülü konusunda "bir eksik, bir fazla" gibi bir yaklaşım içerisinde olmadık. İç Tüzük'te 15 üyeden oluşur diyor. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz 15 üyeden oluşmasını arzu ettik. 15 üyenin dağılımı nasıl olacaksa İç Tüzük'te öyle olsun diye söyledik ama Parlamentoyu çalıştıracak çoğunluk iradesinin, açıkçası bu konuda tercihinin Meclisi çalıştırmak açısından da kendi tercihleri olduğunu ifade etmek isterim. "Bir eksik olsa, bir fazla olsa ne ifade eder?" diyenlerin aslında bir eksik ya da bir fazla olmasını sorun yapmasını da kendi takdirlerine bırakıyorum tabii. Doğrusu, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz İç Tüzük'ten kaynaklanan hakkımızı, hukukumuzu siyasi partilerin isteklerine, arzularına bırakamayacağımız gayet açık ve net.
Radyo ve Televizyon Üst Kuruluyla ilgili konuda da Milliyetçi Hareket Partisi ilkesel tutumunu ortaya koymuştur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak RTÜK üyeliği konusunda, eşit olması hâlinde tercihin nasıl olması gerektiğine ilişkin bir sav dikkate alındığında, Milliyetçi Hareket Partisi olarak Siyasi Partiler Kanunu'nun 35'inci maddesine göre, ana muhalefet partilerine ait milletvekillerinin eşit olması hâlinde en fazla oy alanın ana muhalefet olacağına ilişkin hususun kriter olarak ele alınması ve RTÜK dağılımında da bunun yapılmasını istemiştik. Ne enteresandır ki o zaman Başkanlık Divanında -zannederim Naci Bey de oradaydı- bu savı kabul etmediniz, Milliyetçi Hareket Partisinin bu iddiasını Başkanlık Divanında kabul etmediniz. Dolayısıyla, öyle olunca da bu durumda da belki de o sonucu dikkate aldığımızda, Milliyetçi Hareket Partisinin Siyasi Partiler Kanunu'na dayalı olarak haklı olan isteğini Başkanlık Divanında çoğunlukla kabul etmeyen de Adalet ve Kalkınma Partisiydi. Bu durumda Adalet ve Kalkınma Partisinin kimin lehinde hareket etmiş olduğunu da sizlerin takdirine bırakıyorum.
Tabii, riyakârlık meselesi... Değerli arkadaşlar, riyakârlığın gruplara, kişilere atfedilmesi çok büyük talihsizliktir; partilere, gruplara atfedilmesi talihsizliktir. Tabii, riyakârlık konusunda çok çeşitli örnekler vermek mümkün olabilir. Tabii, bir taraftan terörü bir araç olarak kullanıp da ondan sonra "Barış istiyoruz." diyenler; diğer taraftan terör örgütünün acımasız talimatlarıyla, baskıları karşısında bölgede, çeşitli bölgelerde yaptığı uygulamaları dikkate almayıp da "Demokrasi istiyoruz." diyenlerin de riyakârlığının takdirini zannederim aziz milletimiz dikkate alacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak şunu ifade etmek istiyorum: Bu yeni dönemde, bundan önceki dönemde olduğu gibi, diyalog ve uzlaşmayla Parlamentonun yönetilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Danışma Kurulunda Sayın Başkana da ifade ettim. Bu eksende, Sayın Başkanın da özellikle Parlamentoda iktidarın sayısal çoğunluğu olmakla birlikte muhalefetin de İç Tüzük ve Anayasa'dan kaynaklanan hakları olduğunu, İç Tüzük ve Anayasa'dan kaynaklanan haklarını da özellikle ortadan kaldıracak girişimler karşısında Başkanlığın da inisiyatif oluşturması gerektiğini belirttim. Bu çerçevede de grup başkan vekillerine ve Meclis başkan vekillerine İç Tüzük'ün uygulanması ve muhalefet partilerinin bu konudan kaynaklanan haklarının sayısal çoğunlukla değil tamamen hukuk çerçevesinde ele alınması ve uygulamanın bu şekilde yapılması gerektiğini de belirttim. İnşallah bundan sonraki dönemde bu konuda diyalog ve uzlaşma temin edilir.
Tabii, Türkiye Büyük Millet Meclisinin muhabbeti ve saygınlığı çok önemli. Dolayısıyla, hepimiz aynı gemideyiz. Aziz milletimizin iradesiyle burada bulunduğumuza göre, aziz milletimizin terbiyesi istikametinde de hareket etmemiz, millî terbiyemizi, aile terbiyelerimizi dikkate alarak gerçekten üslubumuzun da bu şekilde oluşması gerektiğini bu vesileyle ifade etmek istiyorum.
Biraz önce ifade ettiğim gibi, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizler, gerçekten, Parlamentoda iktidar ya da muhalefet çatışması yerine, tamamen kendi partimiz zaviyesinden aziz milletimizin menfaatleri, ihtiyaçları, değerleri doğrultusunda tercihlerimizi ortaya koyup görüşlerimizi ifade edeceğiz. Burada bulunan 40 milletvekilim de, kendilerini Parlamentoya gönderen aziz milletimizin sorunlarını ve aziz milletimizin menfaatlerini ve değerlerini dikkate alarak Milliyetçi Hareket Partisinin kırk altı yıllık şerefle yürüttüğü mücadeleyi burada demokrasi içerisinde dile getirme konusunda kararlı bir tutum sergileyecektir. Bu yeni dönemin bu vesileyle hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Ben, bu çerçevede güncel birkaç konu hakkında da görüşlerimi ifade etmek istiyorum. Özellikle, maalesef Suriye'de meydana gelen gelişmeler, PKK ve PYD'nin sınır bölgemizde egemenlik alanı oluşturmasının yanında Türkmenlerin tehcire zorlanması, yurtlarından edilmesi, Bayır Bucak Türkmenlerine yönelik Esad rejiminin ve özellikle Rusya'nın da müdahil olmasından sonra burada güçler dengesi içerisine Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya'nın yaptığı uygulamalar Türkiye'nin millî menfaatlerini ve millî güvenliğini tehdit ettiği gibi Türkmen varlığını da yok edecek noktaya götürmüştür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu son gelişmeler istikametinde 23-24 Kasım 2015 tarihlerinde bölgede inceleme yapmak üzere milletvekillerimiz Sayın Genel Başkanımız tarafından gönderildi. Sayın Profesör Doktor Ümit Özdağ Genel Başkan Yardımcısı Başkanlığında, Sayın Ruhi Ersoy Osmaniye Milletvekili, Sayın Fahrettin Oğuz Tor Kahramanmaraş Milletvekili ve Mehmet Necmettin Ahrazoğlu Hatay Milletvekili bölgede araştırmalar yaptılar. Türkmen Dağı'nda verilen mücadelede özellikle 19 ve 22 Kasım tarihleri arasında yapılan saldırılarda 70'in üzerinde şehit 250'nin üzerinde de yaralı olduğu bilgisi edinildi.
Özellikle bu vesileyle ifade etmek isterim ki Türkiye sınırına yakın birkaç yüz metrede kurulan Yamadı Kampı'na da 500 aile sığınmış, yaklaşık 2 bin kişi kampta yaşamaktadır. Maalesef, Rusya ve Suriye güçleri, bölgede âdeta bir etnik temizlik girişiminde bulunmaktadır. Ne kadar ilginçtir ki PKK, PYD egemenlik alanında da bu tehcir ve temizlik girişimi önemli ölçüde göçlere yol açmıştır. Bölgede Türkmenler, tıpkı millî mücadele yıllarını andıran bir direniş göstermektedir. Bu çerçevede yaptığımız incelemelerde, arkadaşlarımızın yaptığı incelemelerde, bu bölgede Türkmenler arasında IŞİD ve benzeri örgütlerin yer almadığı, aslında iki yıl önce bölgeden IŞİD terörünün Türkmenler tarafından defedildiği bilgisine ulaşılmıştır. İnsani yardımların, onların hayati varlığının artırılması, hayati varlığının sağlanması, hayatlarının idame ettirilmesi için destekler çok önemli. Bu çerçevede, Ülkü Ocaklarının yaptığı desteklerin önemli boyuta ulaştığını Sayın Hatay Valisi de ifade etmiştir.
Ayrıca şunu ifade etmeliyim ki Rus hava kuvvetlerinin 16-22 Kasım arasındaki saldırılarında 5 kilometre angajman kuralına uymadığı bu saldırıdan bir gün önce öğrenilmiştir. Bu bakımdan, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, sınır güvenliğimiz çok önemli, millî güvenliğimiz çok önemlidir. Sınır güvenliğimizi ihlal eden girişimler karşısında ortaya konulmuş, angajman kurallarına uymayanlarla ilgili verilen karar... Açıkçası herkes tarafından bilinmelidir ki Türkiye'nin millî güvenliği ve sınır güvenliği bizim en temel vazgeçilmez menfaatlerimizdir. Bu konuda kim ne yaparsa yapsın, bu ihlali yapanlar karşısında da elbette gerekli tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Bu bakımdan da bu Rus uçağının düşürülmesi münasebetiyle meydana gelen gelişmeler karşısında Türkiye-Rusya ilişkilerinin, ikili ilişkilerinin diplomatik alanda karşılıklı bir soruna yol açmadan çözülmesi ama Suriye'de de özellikle Türkmen bölgesine yönelik olarak da yapılan bu girişimler karşısında Türkiye'nin caydırıcılığını kullanmak suretiyle bu bölgede Türkmen varlığının...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL (Devamla) - ...hayatiyetini devam ettirecek tedbirler alması gerektiğini bu vesileyle ifade etmek istiyorum.
Sayın Başkan, hayırlı uğurlu olsun.
Tekrar hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)