| Konu: | (10/2, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18) No.lu Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ile Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 10.12.2015 |
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önemli bir toplumsal problem hâline gelen boşanma konusunda nedenleri, aile ve sosyal yapıya etkileri, alınması gereken tedbirler konulu araştırma önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, konuşmama başlamadan önce yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Kıymetli milletvekilleri, dünkü oturumda Sayın Bakan konuyla ilgili alınan yasal ve idari tedbirlerden bahsetti. Alınan tedbirler olumlu ise de görülmüştür ki yeterli olamamıştır. Boşanmalar, kavgalar, cinayetler hızla artarak devam etmektedir.
Kıymetli milletvekilleri, iktisat ilminin genel kabulüne göre gelir arttıkça harcamalar artar ise de gelir azalması hâlinde giderlerin azalması aynı oranda olmamaktadır. Gelişen teknolojiye bağlı olarak ihtiyaçların artması ve çeşitlenmesi giderlerin artmasına sebep olmaktadır. Gelirlerde aynı oranda artış olmaması hane halkının bütçelerini olumsuz etkilemekte, bunların neticesinde de borç girdabına düşen fertler, aileler istenmeyen durumlarla karşılaşabilmektedirler. Başta söylemek gerekirse ailenin reel geliri azaldığı müddetçe huzursuzluğu, bunların sonucunda da gelişen olguları önlemek mümkün olmayacaktır.
Kıymetli milletvekilleri, çok güzel bir atasözümüz var, daha sonra buna da değineceğim ama başta belirtmem gerekirse "Yokluk dövüştürür, varlık seviştirir." Olayın özeti budur.
Kıymetli milletvekilleri, dün ve bugün gerek Hükûmet adına yapılan konuşmalarda gerekse gruplar ve önerge sahipleri adına yapılan konuşmalarda daha ziyade boşanma ve boşanmanın sonuçları üzerinde durulmuştur. Ben sonuçlarından daha çok sebepleri üzerinde duracağım. Özellikle de üzerinde duracağım konu emeklilerin gelirlerindeki azalmalardır.
Değerli milletvekilleri, sosyal güvenlik sistemi, çalışanlar ve emekliler olmak üzere milyonları kapsamakta olup ailenin ve toplumun huzuruyla sistem arasında direkt ve yakın bir ilişki vardır. SGK milyonların gelir kaynağıdır.
Kıymetli milletvekilleri, olayı da biraz yumuşatmak, havayı dağıtmak amacıyla güzel bir türkümüzden bahsetmek isteyeceğim. Sosyal güvenlik sistemi denince benim aklıma hep çok güzel bir Erzincan türküsü gelir. "Kadir Mevlâm senden bir dileğim var,/ Beni muhannete muhtaç eyleme." şeklinde başlayan, Fidan ve Turan Engin'den alınan bu güzel türkü bana göre sosyal güvenlik sistemini çok güzel bir şekilde tarif etmektedir. Sosyal güvenlik sistemi, insanımızı güç durumlara düştüğünde muhannete muhtaç etmemenin adıdır. Biz insanlarımızı muhannete muhtaç eder hâle getirir isek boşanmaları ve diğer toplumsal yaraları asla önleyemeyiz.
Sayın milletvekilleri, boşanma, sebepleri, Türk aile yapısına ve sosyal dokuya etkileri ve alınması gereken tedbirler konuları üzerinde çok durulması gereken geniş bir konudur. Burada yapacağım on dakikalık konuşmayla bunun küçük bir bölümünü dahi izah etmem mümkün olmayacaktır. Bu sebeple ben konuyu önemli başlıklar altında, kısaca işi sosyal güvenlik yönünden ele almak istiyorum.
Sayın milletvekilleri, bildiğiniz gibi, dün SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığının, 2007 yılından itibaren de birleştirilmiş şekliyle Sosyal Güvenlik Kurumunun önemli finans açıkları öteden beri hazine tarafından karşılanmaktadır. Çok önemli miktarlara ulaşan Sosyal Güvenlik Kurumunun finans açıkları bugün ülkemiz için en başta gelen ciddi problemdir. Sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilir, kendi kendine yeter hâle gelmesi için geçmişte önemli düzenlemeler yapılmış, aktif-pasif dengesinin sağlanması yönünde yasal adımlar atılmış ise de, aşağıda, kısaca özetleyeceğim üzere, yapılan düzenlemeler önemli ve ciddi başka problemleri de beraberinde getirmiştir.
Özellikle belirtmem gerekirse, sosyal güvenlik sisteminin finans açıklarının kapatılmasında Hükûmet kolay yolu seçmiştir. Sürdürülebilir bir sistem için gerekli olan aktif-pasif sigortalı dengesinin sağlanmasında aktif sigortalı sayısını çoğaltmak, başka bir ifadeyle büyük orandaki kayıt dışı istihdamı kayıt altına almak yönünde ciddi adımlar atılması gerekirken, maalesef, pasif sigortalı sayısını azaltmak, aylıklarını düşürmek şeklinde kolay yol seçilmiştir. Aylıkların birkaç yasa maddesiyle azaltılması sonucunda da, maalesef, geliri ve aylıkları azaltılan büyük kesimler mutsuzluğa itilmiştir. Sistemi revize edelim derken, görülmemekle beraber, çok daha ciddi problemlere yol açılmıştır.
Bugün, Türkiye haricinde, çalışma süresi uzadığı hâlde aylığı azalan başka bir ülke yoktur. Tekrar ediyorum: Bugün, Türkiye haricinde, çalışma süresi uzadığı hâlde aylığı her geçen yıl azalan başka bir ülkeyi aklınıza dahi getiremezsiniz.
Bugün üzerinde durduğumuz boşanmanın sebepleri, sosyal dokuya etkileri konusuyla sosyal güvenlik alanında yapılan düzenlemelerin doğrudan ve yakın ilişkisi vardır. Zira sistem, milyonlarca emeklinin yegâne gelir kapısıdır.
Sayın milletvekilleri, konuyla ilgili hususları açıklamadan önce, kısaca, çok sevgili, muhterem, ellerinden öptüğüm, Fransızca öğretmenim Sayın Ali Çetin Bey'in -Kırıkkaleli- konuyla ilgili olduğunu düşündüğüm bir anekdotunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sevgili hocam derdi ki: "Memurun ay başındaki yürüyüşüyle ay sonundaki yürüyüşü farklıdır. Ay başında para cebindedir, yere daha bir sağlam basar; alnı açık, başı diktir. Ay sonunda cebinde para suyunu çektiği zaman kafası düşmüştür, kamburu çıkmıştır."
Evet, bu tespite aynen katılıyorum. Araştırmacıların ulaştıkları sonuçlar nedir, net olarak bilmemekle beraber ben boşanmaların, kavgaların, dövüşlerin daha çok cepte paranın suyu çektiği zamanlara denk geldiği kanaatindeyim.
Sayın milletvekilleri, az önce de ifade ettiğim gibi, sürdürülemez hâle gelen sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilir hâle gelmesi için önemli yasalar çıkarılmışsa da çıkarılan yasalar birçok yönden olumsuz gelişmelere de sebep olmuştur.
Burada -tabii, zamanımız çok kısa- ben somut örneklerle konuyu açıklamak istiyorum. Özellikle, yapılan düzenlemelerle alt gelir gruplarının durumları daha da kötüleşmiştir. Eskiden asgari ücretliye genellikle asgari ücretin üzerinde bir aylık bağlanırken yapılan düzenlemelerle bugün itibarıyla bağlanan aylıklar asgari ücretin oldukça altındadır. Böyle devam ettiği müddetçe gidişat yatırılan prim kadar aylık bağlama olacaktır ki bu durumda toplumsal yaralar daha da artacaktır.
Değerli milletvekilleri, nasıl çalışanlar için asgari ücret uygulaması varsa eskiden emekliler için de asgari maaş uygulaması vardı; eski yasalarda, 5510'dan önce. Yani emekli olan bir sigortalı belli bir miktarın altında maaş, aylık almıyordu. Örnek vermek gerekirse, 1/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce emekli olan bir sigortalıya en düşük 575 lira aylık bağlanıyordu. Kıymetli milletvekilleri, 575 lira. Ne zaman? 2008 öncesi. Söz konusu bu düşük aylığın güncellenmiş miktarı bugün itibarıyla 1.100 liradır, 1.100 lira. Sistem böyle devam etseydi 1.100 lira bağlayacaktık. 2015 Ocak ayı itibarıyla bağlanan en düşük aylık 516 lira, yapılan zamla bu miktar 541 liraya çıkmış, 100 liralık seçim zammıyla beraber 641 lira olmuştur. 2008'de asgari aylığın güncellenmiş hâli 1.100 lira olurken bugün bağlanan asgari aylık 641 TL'dir. 2008 yılına göre kayıp, sonradan verilen seçim zammını katmazsak yaklaşık yüzde 100'dür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Devamla) - Kıymetli milletvekilleri, tabii, şunu söylemek istiyorum: Çok ciddi konular var. Keşke burada bir saat, iki saat bu konuları tartışabilsek. Acıdır, gidişat, yapılan düzenlemelerle son derece kötüdür. Haksızlıkları gidermediğimiz, huzursuzlukları kaynağında önlemediğimiz müddetçe tartışmaları, kavgaları ve devamında da istenmeyen sonuçların ortaya çıkmasını önlemek mümkün olmayacaktır.
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Tor, süreniz doldu.
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Devamla) - Bağlıyorum Sayın Başkanım.
Sosyal güvenlik sistemi yeniden etraflı olarak ciddi şekilde sorgulanmalıdır.
Kıymetli milletvekilleri, hırsızlıkları, yolsuzlukları, haram olan israfı, haksızlıkları önleyerek çalışanlara ve emeklilere kaynak aktarmak zorundayız.
Bu duygu ve düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)