GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:15
Tarih:16.12.2015

MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, yeni bir bütçe görüşüyoruz ama bu geçici bütçe kanunu. İlk defa "geçici bütçe" diyerek görüşüyoruz. Arkadaşlarımızın başlangıçta tartıştığı, 2003 yılında çıkan ise bazı kanunlarda düzenleme yapan bir kanun idi. Açıkçası biz bunun önümüzdeki kalıcı bütçe için bir gösterge olmasını, bütçe sürecinde de daha uzlaşmacı bir şekilde yapılması gerektiğini düşündük ve usule ilişkin itirazlarımızı Sayın Bakana Komisyonda yapmış idik ama görüyorum ki Sayın Bakan o uyarıların hiçbirine kulak asmadığı gibi, Genel Kurulda biraz daha farklı bir tutuma girdi gibi geliyor. Açıkçası ben konuşmalardan hicap duydum. Yani, Sayın Özel arada olduğu için bekliyorum çünkü Sayın Bakana doğrudan bakmam lazım ki yüzümüzdeki ifadeyi de görsün.

Az önce burada CHP Grubundan arkadaşlarım konuşurken sayın grup başkan vekili de söyledi, bizim, bürokrasiye karşı Komisyonda farklı bir uygulamamız vardır, orası teknik bir komisyon, kendisine de eski bürokrat olarak o dokunulmazlığının kalmadığını, artık Bakan olduğunu ve sorumluluğunun olduğunu söyledik. Sorumluluk gereği de biraz daha bazı şeylere katlanması gerektiğini söyledik ama galiba siyasetçi olduğunu ispat etmek ister gibi Sayın Bakan burada yine aynı şekilde, gereksiz, lüzumsuz polemikler... Sayın Bakan, daha çok konuşacağız, asıl bütçe gelmedi, bu bir günlük, size bir staj gibi ama kötü geçiyor, kusura bakmayın, dostunuz olarak söylüyorum.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Gayet güzel, gayet güzel.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Anında cevap vermeyin, size sıra gelecek, bu alışkanlık pek iyi değil.

Açıkçası şaşırıyorum yani bu... Ha, şunu söyleyebilirsiniz diye kopya da verdim yukarıda, Komisyondaki arkadaşlar biliyor: "Ya, arkadaşlar, bu bir geçici bütçe, eksiğimiz olabilir, önümüzde zaten OVP geliyor. Sizlerin görüşlerini alıyorum, bunları da değerlendireceğim. Ben de biliyorum, bürokrasiden geldim, siz de bunları biliyorsunuz." diyecek yerde bizimle gereksiz siyasi polemiğe giriyor.

SAİT YÜCE (Isparta) - Mevzuya gelelim ya.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Ben şimdi uyardım yeniden, dedim ki: Siyasi polemiğe girerseniz yeni Bakan olma avansınız kalkar. Bütün bakanlarımıza onu yapıyoruz yeni geldikleri zaman... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SAİT YÜCE (Isparta) - Mevzuya gelelim, mevzuya.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Siz bir dinleyin, ne olduğunu bilmiyorsunuz, biz Komisyonda konuştuk, geçmişi var, bir durun, bir sakin olun. O biliyor, sahibi biliyor, siz de şimdi söz alın, sıra gelince konuşursunuz arkadaşlar.

Şimdi, Sayın Bakanım, bir bütçe kanununun ne olduğunu siz bizden iyi biliyorsunuz. 5018'i de bizden iyi biliyorsunuz, sizin döneminizde, bürokratken çıkmış bir kanun. Orada bir bütçe kanunundan bahsediyor, bütçe kanunlarında da gelirin, giderin gösterileceği söyleniyor. Arkadaşlarımız da bunu söylüyor, hep beraber söyledik. Ya, bırakın o tahminleri yapmayı, geçici bütçe de olsa bu kalemlerin tek tek bize normalde sunulması lazım ama biz gider kalemlerinden vazgeçtik, kabaca bir gelir tahmini daha yok. Şimdi, siz bunu "Ya, arkadaşlar, bu böyle oldu, ilk defa çıkarıyoruz, yapalım." diyecek yerde, "Ne var canım, biz böyle bütçe yapıyoruz." Böyle bir şey olur mu? Kusura bakmayın, hepimiz o bürokrasiden geldik. Şimdi, siz kalkıp bize, "Şu senede şu var, bu senede bu var." diyorsunuz ama onların hepsinin hafızasını arkadaşlarımız biliyor. Değerli Bakanımız burada, müsteşar yardımcılarınız burada, defterdar arkadaşlarımız var, hepsi bakanlıktan geldiler, bürokrasiden geldiler. Şimdi, bunu böyle konuştuğumuz zaman bunu yapamayız dedim. Bir taraftan söylüyorsunuz "Efendim, o geliyor, bu geliyor, Sayıştay raporları geliyor, şu geliyor..." Ya, iyi, güzel de burada yazdığınız rakamlarda... Biz de "'Geçici bütçe.' tamam, 'İlk üç ayda biraz harcamamız olur.' tamam ama yüzde 38'lik artışı biz anlayamadık." dedik. Bir taraftan arkadaşlarımız burada bize resimler gösteriyor.

Sayın Muş nereye gitti, Mehmet Bey kaçtı mı?

VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) - Kaçmaz canım.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Yok, hayır, işi vardır. "Kaçtı mı?" derken... Yoklama olunca gelir yine Veysi, sıkıntı yok.

Ama, şimdi soruyoruz, diyoruz ki: "Peki, bunu kaç paraya yaptın? Nereye gitti? Bunu yapan müteahhitlere hangi şartlarda verdin? Sayıştay raporlarında bunların denetim görüşleriyle ilgili uyarılar nerede?" bunu soruyoruz. E, diyorsun ki: "Bir taraftan şunu yaptım, sağlıkta bunu yaptım." Peki, yüzde 100'e yakın artış yaptın, yüzde 75 artış istediğin kalemler... Cari transferlerin içinde sosyal güvenlik açıklarını kim yaptı? Biz mi yaptık? Yani şimdi, bunları söylemeden olur mu? Buradaki yüzdeleri siz bize sundunuz, biz de baktık, saatlerce konuştuk, hesap yaptık, kitap yaptık bir türlü...

Değerli arkadaşlar, bir ay içerisinde, iki ay içerisinde, evet, ilk üç ayda bazı ödemeler olur, bunu kabul ettik, ona itirazımız yok. İyi, güzel de ya kardeşim, 2015'in üç ayında da 2014'ün üç ayında da gene aynı ödemeler, siyasi partilere yapılan ödemeler, ilk üç ayda müteahhitlere yapılan ödemeler zaten vardı. 4'e böldüğünüz zaman ne yapar? 100 liranın 25 lirası yapar. "Hadi bilemediniz, buradaki artış yüzde 10 olsun." dedik, 5 de üstüne koyduk, yüzde 15; yüzde 38'i açıklayamadık. Şimdi, bize onu açıklayacak yerde Sayın Bakan kalkmış burada "Yok 2007'de şu oldu, 2002'de..." Ya, 2002 değil, artık 2016'nın geçici bütçesini konuşuyoruz, 2016'ya giriyoruz, 2016 bütçesini konuşuyoruz. Geçen yıldan bu yana ne yaptınız, hangilerini gerçekleştirdiniz, hangilerini hedefliyorsunuz, kaç paralık yatırım yapacaksınız, bütçede ne olacak, bunları söyleyecek yerde siz bize söylüyorsunuz ki: "Efendim, biz şunu yaptık, bunu yaptık. Sayıştay raporları da geldi."

Aha "Sayıştay raporu geldi." dediğiniz şey. Yukarıda okudum. Sayıştay Başkan Yardımcımızdan rica ettim, içinden ilgili yerleri Sayın Bakana da okudum, size de göstereyim. Böyle kalın olduğuna bakmayın, kalın tarafı performans raporu yani denetim raporunda bir şey yok. Bak şöyle, çizdiğim yeri size okuyayım, önce göstereyim, denetim görüşü, bir paragraflık, son cümlesi şöyle bitiyor: "Kamu zararı iddialarına ilişkin hususlara yargılamaya esas raporda yer verilecek olup TBMM'nin bilgisine sunulacak önemde başka bir husus bulunmamaktadır." Kimin adına denetim yapıyor bu kurum? TBMM adına. Yani şimdi diyoruz ki: Tamam, hangi kuruma, ne kadarlık zarara yol açtığını bize söylemeyin ama deyin ki: Yapılan inceleme sonucunda şu kadarlık kamu zararı tespit edilmiş olup bunlar yapılıyor. Arkadaşımız bir kısmını, söyleyebileceği kadarını Komisyonda söyledi. Bu bir rapor değil, bu, Meclisin tüzel kişiliğine hakaret, Plan ve Bütçe Komisyonuna hakarettir.

Şimdi dedik ki Sayın Bakana: Bunları güzel söylüyorsunuz ama eğer bu raporlar böyle gelmezse, bize "Sayıştayla şöyle yaptık, reform yaptık." demeyin. Sayıştaya üç defa darbe planı yaptınız, sonuncusu akim kaldı. Sayın Canikli burada yok, onun için çok şey yapmayalım. Onun mimarı da, önünü kesen de, o kanunu tekrar çıkaran da... Zaten kuşa çevirdik. Sayıştay denetimi yok ki, yapılan denetimin sonucunu da bize göndermiyorsunuz. Yani bunları yine konuşacağız. Umulur ki yukarıda söylediğimiz önerileri arkadaşlarımız -umuyoruz, pek beklentimiz yok ama- inşallah dikkate alırlar, o raporları yeniden Rapor Değerlendirme Kurulunda gözden geçirip bu hâliyle değil, bize de biraz bilgi içerecek vaziyette gönderirler. Aksi takdirde zaten 2016 yılının normal bütçesi geldiği zaman bunları ayrıntılı bir şekilde tartışacağız. Yukarıda bunları konuşurken dedim ki Sayın Bakana: "Güzel söylüyorsunuz ama bu size gösterdiğim Gelir İdaresinin raporu." Yani Sayıştayın Gelir İdaresi Başkanlığına ilişkin 2014 yılı raporu. Kesin hesap raporları, biliyorsunuz bir yıl sonra geliyor, burada konuşuyoruz, bu, kesin hesaba esas teşkil edecek rapor. Biz bir sürü şeyi konuşuyoruz. Burada daha önce de konuştuk. Arkadaşlarımız da bunları gündeme getirdi ama bakıyoruz, burada bunların hiçbirisine yer verilmemiş. Diyoruz ki: Kardeşim, vergi uzlaşma müessesesi var. Geçen dönemde burada Sayın Aydoğdu da, ben de, birtakım arkadaşlarımız da bunları konuştuk. Sayın Canikli bu konu açıldığı zaman da "Duman oluruz, duman." dedi. Bazı isimleri de söyledik. Medyada yer aldı. Sosyal medyada yer aldı.

Sayın Bakana da diyoruz ki: Bakın, teknik konuşalım. Eğer siyasi konuşursak biz de bunları sorup sizden cevabını isteriz. Yine anlatamıyoruz.

Peki, şimdi, bu kadar güllük gülistanlık...

Bugün 16 Aralık, yarın 17 Aralık. Bilmem birilerine bir şey hatırlatıyor mu?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Allah taksiratlarını affetsin.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, uzlaşma müessesesi diye bir şey var. Sayın Bakana orada bir tanesini arz ettim, geçen seneleri de söyledim. Sizin vicdanınıza -hepinize- söylüyorum. Birkaç tane rakam vereceğim. 2014 yılı Vergi Denetim Kurulu Faaliyet Raporu'ndan bir tablodan size rakam okuyorum. Önce 2014, sonra 2013, sonra 2012, üçünü de okuyacağım.

2014 yılında tarhiyat öncesi uzlaşmaya giren tutar 638, sonrasında tahsil edilen 530. 638'in 530'u tahsil edilmiş, güzel. Yani verginin kendisi. Ceza: 1.068 ceza, yani 1 milyar 68 milyon ceza yazılmış, uzlaşılan, alınan kaç? 60 milyon TL. 1 milyar, 60 milyon... Yani yüzde 6, yüzde 5.

Şimdi bir tane daha okuyayım. Yani bu, 2014'tü. Size diğerini de okuyayım çok uzun şey yapmadan. 2013'ü söyleyeyim.

Şimdi, her sene 3 tane, buradan sayfaların "print"ini aldım. 2013 yılı, yine Vergi Denetim Kurulu Faaliyet Raporu'ndan... Resmî rapordur ha! Yani "print" aldım, web sitesinde duruyor. Böyle başka yerden okuyorum zannetmesin arkadaşlar. 2013 yılı 860 milyon vergi anapara, tahsil edilen 725. Yani 860'ın 725'i, eh! Yani anaparada, vergide güzel. Cezaya geçiyorum. Yazılan ceza 1 milyar 499 yani 1,5 milyar, tahsil edilen 91 milyoncuk! Yani 2013'ünkü de bu.

Şimdi 2012'yi de okuyayım. 2012'de vergiye konu olan... Açıkçası 2012'nin doğru dürüst de şeyini vermemişler ama daha önceki grafik daha güzel, sonradan düzeltmişler. 578'in 443'ü tahsil edilmiş 2012'de. 971 milyonun 56 milyonu tahsil edilmiş. Ya, şimdi, siz, bunu nasıl açıklıyorsunuz? Ben defalarca sordum, hâlâ bir cevap alamadım. Maşallah, 2002, 2013, 2015, 9 defa söylüyorsunuz. Ya, biz, bunu 9 defadan fazla sorduk. Siz millete zulüm mü ediyorsunuz? Yani anaparanın yüzde 90'ını alırken vergi cezasının yüzde 5'ini ancak tahsil ediyorsunuz. Şimdi "Yazarken mi bir yanlışlık var, tahsil ederken birine kıyak mı geçiyorsunuz? Cezalar doğru da acaba yandaşlara, birilerine kıyak mı geçiliyor?" diye sorduk. Hatta Aykut gülüyor orada.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Anaparayı da soruyorlar da ona gülüyorum.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Biz yani aslında bürokratik adabımıza da aykırı bir şekilde filanca şirketlere dedik, şu millete söven adama... Örneğin, 420 küsur milyonunu sıfır liraya, bakın tekrar ediyorum, sıfır liraya yüzde yüz uzlaştınız mı, uzlaşmadınız mı?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yüzde 0,9...

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Ben isim vermiyorum. Sayın Bakanın mesai arkadaşları, şu anda arkasında oturanlar da var. Vergi Uzlaşma Kurulu üyelerinin isimlerini söylemiyorum. En üst düzey, Vergi İdaresi Başkanımız, ilgili bürokratlarımız, üç kişilik bir büyük mükellefler uzlaşma kurulumuz var veya yandaş başka bir şirketin 130 küsur milyonunu sadece 5,5 milyona, 6 milyona düşürdünüz mü, düşürmediniz mi? Yani ya bunu yazarken bir şey var, vatandaşa zulmetmek için yazıyorsunuz ya da başka bir kasıt var. Ya, bu kadar yazıp her sene eğer sadece 5'ini alıyorsanız, 1 milyarın üzerinde ceza yazıp 50'sini, 60'ını almanın ne anlamı var, ben bunu anlamıyorum. Ya yazarken bir hile hurda var ya da tahsil ederken var. İkisinden birisi kesin yanlış. Yani siyasete bunları söylemeden girerseniz olmaz. Bunların hepsinin o raporlarda...

Ben bunları size şeyden okumuyorum arkadaşlar, bakın, bir daha söylüyorum, tıklayın şu anda elinizdeki akıllı telefonlara, Vergi Denetim Kurulunun faaliyet raporlarından okuyorum. Benim aklım ermedi. Aklı eren varsa bize anlatsın. Ben isim söylemiyorum, İnternet'e düşenler var, bize gelen fotokopiler var. Hangi şirketler olduğunu da, yandaşları da biz biliyoruz ama o zaman Sayın Bakan bizi bilgilendirirse hani töhmet altında kimseyi bırakmayalım diye de isim de söylemiyoruz.

Peki, bunu yaparken dönelim bütçenin hedeflerine dedik; gelir yok, bir şey yok. Orta vadeli program dedik, o geçici geldi yani bir şekilde. Bakıyoruz, onun içerisinde verilen hedeflere, şimdi yeniden bir iyi niyetle yeni dönem başladı. Yapısal önlemleri bir an önce çıkaralım dedik, geçici bütçeyi de bir şekilde hızlıca yapalım, arkasından getirin dedik. Ama yine iyi niyet göremiyoruz.

Şimdi, hedefleri açıklamış Sayın Başbakan. Güzel, içine de baktık, vergi gelirleriyle ilgili var, efendim, gelir kalitesinin arttırılmasıyla ilgili var ama bizim elimizde gelir hedefi bile yok, tahmin de yok. Yazmışlar "2014-2015 sonuna kadar hangi vergi istisnası, indirimi, muafiyeti varsa envanterini çıkaracağız." diye. Ne zaman? Bize burada, hani, beş yıllık plan çerçevesinde, "Eylem planı 1, flaş; eylem planı 2, flaş." dedikleriniz var ya, onların içinden bir rakam, Aralık 2015 itibarıyla bitmesi gerekiyormuş, şimdi soruyoruz, yok. Etki analizi var mı? Yok. Bu kanun geldi, bununla ilgili kaybımız ne kadar olacak? Yok. Böyle olmaz. O mevzuatı sizin döneminizde, Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti döneminde siz çıkardınız. Önce hazırlandı ama 5018'den sonra mevzuat hazırlama yönetmeliğini de yine siz çıkardınız, birinci iktidar döneminizde. Ama hiçbir maddesine maalesef uyulmuyor. Yani bizim, buradaki yasama hakkımız, bütçe hakkımız, Meclisin bütçe yapma hakkı elimizden alınıyor. İnşallah bunları dikkate alır Sayıştay ve ilgili bakan. İnşallah normal...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET GÜNAL (Devamla) - ...bütçemiz geldiği zaman bunları da toparlama şansımız olur diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)