| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 24.12.2015 |
HDP GRUBU ADINA AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de sözlerime başlarken özellikle, milletvekili arkadaşımızın ifade ettiği ve daha sonra bizim hatırlamamız neticesinde bir mahcubiyet duyduğum hususu dile getireyim. Gün içinde de söz almıştım ama böyle bir duygu dilemesinde bulunmamıştım. Bütün Hristiyan aleminin Noel Bayramı'nı ben de kutluyorum.
Ayrıca, ifade etmem gereken hususlardan biri: Şüphesiz, 11 sıra sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 4'üncü maddesinin içeriği Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu'nun geçici 1'inci maddesinin beşinci fıkrası kapsamında özellikle bazı dernek, vakıf, sandık, tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşlarının çalışanlarına ve üyelerine dönük emeklilik taahhüt planları kapsamındaki yurt içi ve yurt dışındaki birikimlerinin taahhütlere ilişkin tutarlarının kısmen ya da tamamen bireysel emeklilik sistemine aktarılmasını kapsamaktadır ve parti grubum adına bu maddeyle ilgili söz almış bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri, şüphesiz, burada bazı vakıf, dernek ve sandıkların üyelerine dönük gelir vergisindeki iyileştirmelerin ve bunların onların emeklilik durumlarına yansımasıyla ilgili bir düzenlemenin düşünülmüş olması veya yürürlükte olan bir maddenin süresinin uzatılmış olması önemli. Ancak, ülkedeki önemli ekonomik problemlerin sıralamasını göz önünde bulundurduğumuzda, bu gibi spesifik değişikliklerin ülkenin temel meselelerini, temel ekonomik meselelerini giderme noktasında çok çok ayrıntı bir gündemin buraya getirilmiş olması veya bu gündemden önce Meclis gündemine, özellikle, alt gelir grubuna sahip olanların gerek insanca yaşamalarına gerekse emekliliklerine tahvil edilecek olan bazı vergi sistemleriyle ilgili düzenlemelerin öncelikli olarak buraya getirilmiş olmasını geçen hafta Komisyonda da ısrarla belirtmiş olduk. Ama, AKP iktidarının on üç yıl boyunca özellikle yüksek gelirlilere dönük yapmış olduğu düzenlemeler ve bu konuda göstermiş olduğu hassasiyetler göz önünde bulundurulursa yoksulların ekonomisini iyileştirmeden yana bir düzenlemeyi gündemine almadığını, yakın gelecekte de böyle bir gündeminin olmadığını üzülerek ifade etmek isterim.
Bir diğer husus: Bugün buraya bu ve benzeri çok farklı, ülke ekonomisini etkileyen yasa maddeleri veya geçici maddeler getirilebilir. Ancak, ülkede bugün uygulanan ekonomi, son altı ayda ülkenin içerisine girmiş olduğu çatışmalı ortamdan kaynaklı olarak, Hükûmet adına da özellikle Millî Savunma Bakanımız oturmuşken ifade edeyim, tam bir savaş ekonomisidir.
Yine, özellikle Maliye Bakanlığı verilerinden hareketle ülkenin kaynaklarının nerelere harcandığına dair birkaç hususa dikkat çekmek istiyorum. 2015 yılının ikinci yarısında savunma ve güvenlik harcamaları, bir önceki yılın aynı dönemine göre 7 milyar TL yani 7 katrilyon artmıştır. 2015'in Temmuz ile Aralık dönemindeki savunma ve güvenlik harcamaları, aynı dönemin 2014 yılındaki harcamalarını daha kasım ayı içerisinde 7 milyar TL geçmiş bulunmaktadır. Buna özellikle bu çatışmalı ortamdan kaynaklı olarak bazı il ve ilçe merkezlerinde konutların, sivil yapıların, tarihî eserlerin görmüş olduğu zararların giderilmesine dönük yapılacak harcamalar da dâhil değildir. Bugün burada özellikle kentlerdeki açığa çıkmış tahribatlara dair bazı hususları dile getirmeden önce, 2015 için söylüyorum, ocak ile haziran ayları arasındaki altı aylık dönemde güvenlik ve savunmaya yönelik mal ve malzeme alımında toplam 732 milyon TL harcanmışken yani bu yılın ilk altı ayında güvenlik ve savunmaya dönük mal ve malzeme alımına dönük 732 milyon TL harcanmışken hemen ikinci yarının ilk iki ayında, temmuz ayında 332 milyon TL, ağustos ayında 473 milyon TL harcanarak takip eden iki ayda 845 milyon TL'ye ulaşmış. Yılın, çatışmanın olmadığı, ilk altı ayındaki harcamalar çatışmanın başladığı iki ayda fazlasıyla harcanmış, ilk altı ayını 113 milyon lira geçmiştir. Bu çatışmanın şiddetinin giderek arttığını göz önünde bulunduracak olursak ve her geçen gün gerek savunma ve güvenliğe dair alınan mal, malzemelerin kalemlerinin artmış olması gerek artırılan güvenlik personeli sayısı gerek bu konuda özellikle ifade etmek isterim ki şehirlerin tahrip edilmesinden sonra, özellikle zararların tazminiyle ilgili pazartesi günü Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Sayın Kurtulmuş'un yaptığı açıklamada bazı afaki cümleler vardı. "Grup toplantısında somut öneriler geliştirecek veya somut bazı tedbirleri Başbakan açıklayacak." demişti. Grup toplantısını dikkatle izledim, özellikle bölgedeki esnafın, halkın uğramış olduğu mali kayıpların giderilmesiyle ilgili somut hiçbir tedbir açıklanmamıştır, sadece dilek ve temennilerde bulunulmuştur. Bu esnafın ve ticaret erbaplarının zararının nasıl karşılanacağına, hangi madde kapsamında bu zararların karşılanacağına dair bir tek cümle açıklanmamıştır. Esnaf ve diğer ticaret erbaplarının uğramış olduğu mağduriyetlerin daha hesaplaması dahi yapılmamıştır çünkü her geçen gün artan bir süreçle karşı karşıyayız, maliyeti artan bir süreçle karşı karşıyayız.
Bir diğer husus değerli arkadaşlar, ifade etmek durumundayız ki, AKP Hükûmeti 2009 yılında 1990'lı yıllarda boşaltılan köylerde köylülerin veya yerleşik halkın uğramış olduğu zararların tazminiyle ilgili bir yasa maddesi çıkardı ve bu konuda ciddi bir meblağ harcadı. Ancak, 1990'lı yıllardaki savaşın açığa çıkarmış olduğu ekonomik tahribatı gidermek için hazineden ayrılan ciddi bir bütçeye karşılık bugün kendisinin müsebbibi olduğu bir çatışmalı ortamda kırsal kesimdeki zararlar kentlerdeki maddi tahribatlara taşınmış ve buradaki tahribatlarla ilgili acaba yarın bir gün nasıl bir yasa maddesi ve zararların tanzimiyle ilgili bir bütçe yükünün açığa çıkacağı şu anda hesaplanamaz bile çünkü 4 bin köyün boşaltılmış olması ve buradan açığa çıkmış 1990'lı yıllardaki zararlar belki de 2 kent ve ilçe merkezindeki zararların yanında bir hiçtir. Bu temelde, bu çatışmalar er geç bitecek, karşımızda harabe kentler kalacak; Filistin'den, Gazze'den farkı olmayan harabe kentler kalacak ve bunların ekonomisiyle ilgili Meclisin gündeminde hiçbir şey yoktur. Şüphesiz, kaybettiğimiz, üniforması ne olursa olsun, sivil insan, asker, polis, PKK'li militan veya gençlik, elinde silah olan gençlerden hiçbirinin canına mali bir mukabilin olmadığını belirterek şunu ifade etmek isterim ki ülke tam bir savaş ekonomisi içerisindedir. Ülkenin geleceği ekonomik açıdan çok parlak görünmemektedir. Eğer bu savaş konseptini Hükûmet bir an önce durdurmaz ve barışa evirmezse, öyle korkuyorum ki örtülü ödeneklerin arttığı, savaş tahribatlarının açığa çıkarmış olduğu zarar tanzimlerinin karşılandığı ciddi bütçe yüküyle karşı karşıya kalacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)