GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti ile Kore Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Çerçeve Anlaşma Kapsamında Yatırım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:25
Tarih:07.01.2016

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

2 sıra sayılı Kore Cumhuriyeti'yle serbest ticaret anlaşmasıyla ilgili olarak oyumun rengini belli etmek üzere buradayım ve diğer arkadaşlarımızın da belirttiği gibi, biz, bu tasarıyı uygun görüyoruz.

Ben aslında sizlere hukuk devletinin nasıl katledildiğinden bahsedeceğim. Bunu yaparken de maalesef hukuku katlederek yapacağım. Nedeni de Meclis İçtüzüğü'müz, yeterince demokratik mekanizmaları çalıştıran bir tüzük olmadığı için, muhalefete yeterince söz hakkını tanımayan, sorunları dile getirmemize cevaz vermeyen bir İç Tüzük olduğu için bunun üzerinden söz alıp mecburen ülkemizle ilgili sorunlardan bahsetmek zorunda kalıyoruz.

Hukuk devleti adım adım nasıl katledildi, şimdi size bir hikâye anlatacağım. Ülkemizde eksikleriyle de olsa bir hukuk devleti mevcuttu ve geçmiş iktidarlar döneminde hukuk devleti daha ileriye taşınsın diye birçok düzenlemeler yapıldı. Avrupa Birliğine uyum yasaları çıkarıldı, Anayasa'da, özellikle 2001 yılında yani bir koalisyon hükûmeti döneminde temel hak ve hürriyetlere dair değişiklikler yapıldı. Bu değişiklikler çok kapsamlı bir tasarı olarak gelmişti ve inanın ki Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden çok çok daha ileri seviyede temel hak ve hürriyetleri düzenleyen, koruma altına alan değişikliklerdi.

Sonra ne mi oldu, 2001'deki bu düzenlemelerden sonra? 2002 yılında AKP iktidara geldi ve on dört yılda hukuk devletinin bütün ilkeleri adım adım adım yok edildi. Önce kuvvetler ayrılığı ilkesi yok edildi; yargı bağımsızlığı, masumiyet karinesi, kanun önünde eşitlik ilkesi yok edildi. Bir dönem geldi, dalga dalga operasyonlar, şafak operasyonlarıyla masum insanlar sırf muhalif oldukları için göz altına alındılar, tutuklandılar, yargılandılar. Bir dönem geldi, gerçek suçlular, kişiye özel yasalarla Anayasa'nın 10'uncu maddesi ihlal edilerek koruma altına alındı, naylon faturalara aflar çıkarıldı ve "sıkıyönetim, DGM, özel yetkili" derken adı değişse de sulh ceza mahkemeleri tarafınızdan getirildi, doğal yargıç ilkesi ihlal edildi ve iktidarda siz vardınız.

Neyse, hukuk devleti katledildi ama çok şükür kanun devletiyiz diyorduk. Çünkü, bütün bunları kanunlarla yapıyordunuz ve yargı kararları, çıkarılan kanunlarla etkisiz hâle getirildi. Örneğin Bursa'da Cargill davasını buna örnek verebilirim. Hukukun evrensel ilkelerine uygun olmayan yasalar çıkarıldı; iç güvenlik yasası gibi, büyükşehir yasası gibi. Bugünleri arayacağımızı da düşünemezdik ki öyle bir zaman geldi, kanun devletini de yok ettiniz, yönetmelik devletine geçtiniz. Ne zaman mı? 7 Hazirandan sonra.

Yasamadaki yeterli çoğunluğu kaybeden zihniyet, zorla yürütmeyi elinde tuttu ve ülkemizi, yürütmenin yetkileriyle, yönetmelik devletine geçirdi. Sadece kanunlarla kısıtlanması mümkün olan temel hak ve özgürlükler, sayenizde -örneğin toplantı ve gösteri yürüyüşü yapanın önüne engeller konulmak suretiyle- yönetmelikle düzenlendi ve birçok hak yönetmeliklerle kısıtlanmaya başlandı. "Terörle mücadele" adı altında kişilerin haklarına saldırı muhbirlikle teşvik edildi. İşin ilginç yanı, bunu kullanarak muhalifleri gözaltına aldınız ama, gerçekten, hendekleri ihbar edenlerle ilgili o dönemde hiçbir işlem yapmadınız.

Sonra, geldik ferman devletine. Evet, yürütmeyi paylaşmak zorunda kaldınız, sonra tek kişinin kararlarıyla bu ülkeyi yönetmeye başladınız. Ve son olarak bugün -bir örnek vereceğim- Bursa'da görülen bir davayla ilgili bir yandaş medya bir haber yapıyor, diyor ki: "Paralel hâkimler santrali iptal etti." DOSAB'da kurulmak istenen termik santralle ilgili açılmış olan davada, pazartesi günü keşfi olan bu davada hâkimleri baskı altına almak için yandaş medya bu manşeti atıyor. Ve istiyorsunuz ki sizin istediğiniz kararları vermeyen hâkimler "paralel" diye damgalansın, baskı altına alınsın, bütün mahkemeler sizin istediğiniz kararları versin, bütün gazeteciler sizin istediğiniz şeyleri yazsın.

İnanın ki bu hukuk devletinin katledildiği süreci tarih yazıyor ve -Bursa'yla ilgili de söylüyorum- o mahkemeleri etki altına alsanız da Bursa halkı adına size buradan söylüyorum: Biz o termik santrali oraya yap-tır-ma-ya-ca-ğız! (CHP sıralarından alkışlar)