| Konu: | Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 14.01.2016 |
DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde dün meydana gelen hain saldırıda başta çocuklar, bebek olmak üzere hayatını kaybedenlere, şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Yine, bugün meydana gelen, Şırnak İdil'de teröristler tarafından 8 okul ve 1 yurda yönelik -öğrenciler de içindeyken- gerçekleştirilmiş olan hain saldırıyı da kınıyorum.
Bugün, aslında, tarih itibarıyla bir anlam daha ihtiva ediyor. Bugün Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanımefendi'nin ölüm yıl dönümüdür. Kendisine, yetiştirdiği evlat için minnet borçluyuz. Saygıyla anıyor, rahmet diliyorum. Ruhu şad olsun. (MHP sıralarından alkışlar)
Bugün Genel Kurulda sunulan 60 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 14'üncü maddesinde yer alan kanunla ilgili konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım. Yalnız, ben burada aynı kanunun, yine, 68'inci maddesindeki üçüncü fıkrada yer alan (a) bendinin kaldırılmasında mağdurun menfaatine uygun olmayan bir uygulamaya dikkatinizi çekmek istiyorum.
"Her türlü doğal afet, gasp, hırsızlık, yangın ve terör nedeniyle nüfus ve aile cüzdanlarının kaybedilmesi, nüfus olaylarının bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi hâllerinde belirtilen idari para cezaları uygulanmaz." hükmü kaldırılmıştır. Burada, özellikle doğal afet ve yangın maddi ve can kayıplarının yaşandığı, ağır travmalara sebep olan olaylardır. Bu durumda, önerilen değişikliklerin vatandaşlarımızın lehine, içinde bulundukları zor durum dikkate alınarak hazırlanmasını beklerdik.
Yapılan düzenlemelerde, evlenme olayının bildirilmesinde gösterilen titizliği anlıyor ve yerinde buluyorum ancak aile ve evlilik içinde yaşanan sorunların çığ gibi büyüdüğü, kadına yönelik şiddetin günden güne arttığı, erken evliliklere göz yumulduğu, kayıp çocukların sayısının bile net bilinemediği AKP Hükûmetinde bütün bu sorunlara gösterilen hassasiyetin de yüksek olmasını ve alınan önlemlerde titizlik gösterilmesini beklerdim.
Boşanma sebeplerinin araştırılacağı aile birliğinin korunmasına yönelik bir araştırma komisyonu kuruldu ve bugün ilk toplantısını yaptı. Hayırlara vesile olmasını diliyorum, inşallah aileyle ilgili bu sorunlarımızı çözecek çalışmalara imza atılır.
Kadına yönelik şiddetin artışında yapılması gereken çalışmaların yeterli olmadığını düşünüyorum. Zira, son on yılda kadın cinayetleri rakamının 7.122 civarına ulaştığını bilmekteyiz. Evlenme olayının geç bildirilmesi bizce de uygun değildir ancak yardıma ihtiyacı olan ve yardım talep eden kadınlara geç ulaşılması ve alınması gereken önlemlerde yetersiz kalınması affedilmeyecek kadar büyük bir hatadır. Duyarsızlık sebebiyle birçok kadın hayatını kaybetmiştir.
Erken evlilik sorunu ise bu çağda gündeme gelmemesi gereken bir sorun olup gündeme getirirken bile hicap duyduğumuz bir konudur ama maalesef yüz yüze olduğumuz, yaşanan, gerçek bir sorundur.
Bugün Türkiye'deki en önemli toplumsal sorunlardan bir tanesi, maalesef, çocuk yaşta gerçekleşen evliliklerdir. Türkiye İstatistik Kurumunun 2014 verilerine göre, ülkemizde 16-17 yaş arasında 1.670 erkek, 34.629 kız çocuğunun evlendirildiği bildirilmektedir. Ancak, Türkiye'de evli olan çocuk sayısının 181 bin civarında olduğunu biliyoruz. Çünkü, 16-17 yaş arasındaki bir bölüm dikkate alınarak bu araştırma yapılmış ve yine, yapılan araştırmalarda resmî nikâh, resmî kayıtlar dikkate alınmıştır ama daha küçük yaştaki çocukların resmî nikâh dışında, imam nikâhıyla evlendirildiklerini, maalesef, biliyoruz. Yine, maalesef, Anayasa Mahkemesi tarafından imam nikâhlarında resmî nikâh şartı kaldırılmış, bu durumda erken yaş evliliklerinin önündeki engellerden biri de kalkmıştır.
Kayıp çocuklarla ilgili soruna gelirsek: Geçen hafta verdiğimiz önergeye "hayır" denildiğini de düşündüğümüzde bu konuyu bir kez daha dikkate almanızı rica ediyorum. Çünkü özellikle bir soruyu aklınıza getirmek istiyorum. Bir canın kaydını tutmak mı, yoksa o canı hayatta tutmak mı daha büyük hassasiyet gerektiriyor, bir kez daha düşünülmesi gerekiyor.
Ayrıca, nüfus ve evlenme kayıtlarıyla ilgili olarak sadece Türk vatandaşlarının değil, bu ülkeye giren sığınmacı Suriyeli vatandaşların da aynı kayıtlarının hassasiyetle tutulması, kayıtlarının alınmasını da rica ediyorum. Bu sorunların çözümü için yüce Meclisimize güveniyorum.
Saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)