GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:30
Tarih:20.01.2016

HDP GRUBU ADINA AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yaklaşık bir aydır Plan ve Bütçe Komisyonundan Genel Kurula yasalaştırılmak üzere havale edilen torba yasaların tamamında, özellikle söz konusu torba yasa maddeleri gündeminin dışına çıkmamaya büyük özen gösterdim ve ilgili maddelerle ilgili partimizin bakış açısını yansıtmak için çaba sarf ettim ancak bugün, özellikle Meclisin de gerilmesine neden olan bir hususla ilgili bilgi aktarımında bulunarak gündemle ilgili konuşmaya devam edeceğim.

Cizre'de 1'i milletvekilimiz, 1'i ilçe eş belediye başkanımız olmak üzere 10'a yakın seçilmişle birlikte, 1 yaralının hastaneye naklî için intikal ettikleri adreste güvenlik güçlerince kurşun yağmurlarına tutulan heyetimize dönük bir saldırının, iktidar partisi sözcüleri ve hatipleri ısrarla gerçek olmadığını, böyle bir şeyin olmadığını ifade ediyor. Bunun gerçek olmadığını özellikle söyleyen arkadaşlara bir bilgi aktarmak istiyorum, on beş dakika önce aldığımız bilgi: Cizre Belediyesi Meclis Üyesi Abdulhamit Koçal vefat etti ve yalan olduğunu söyleyen arkadaşlara gözünüz aydın diyorum. Başbakan Yardımcısı, çıkıp Hükûmet adına bu konuyla ilgili bilgi verilmesi hususundaki taleplere dair yaptığı konuşmada -not aldım, kayıtlarda görülebilir- iki kelimeyi ısrarla ve itinayla konuştu: "Biz bu işten netice alıncaya kadar bu temizlik devam edecek ve buraları kurtaracağız." Şimdi, sormak istiyoruz: Neyin ve kimin temizliği?

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Teröristlerin.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Nerenin kurtarılması? İyi, o zaman ben de size söyleyeyim: Siz, neyin temizliği ve nerenin kurtarılması hususuna dair bu cevapları vermeye devam edin. Bir yer, bir siyasi iktidar tarafından hâlâ temizlenecek ve kurtarılacak olarak görülüyorsa -üzülerek ifade edeyim- demek ki orası, hâlâ bu siyasi iktidarın olmamıştır. Bir kişiye, bir ülkeye, bir devlete ait olan yer temizlenmez ve kurtarılmaz...

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - O, sizin görüşünüz.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - ...orası ortak vatandır ve bütün 81 il gibi, diğer ilçeler gibi, 78 milyon insanımızın bir bölümünün yaşadığı yerdir. Hiçbir yer temizlik ve kurtarılma saikiyle ele alınamaz. Bu saikle ele alınıyorsa demek ki orası, hâlâ yurt olarak görülmemiştir, orası siyasi iktidar tarafından ortak vatan olarak görülmemektedir. Bir kişi kendi yurdunu, kendi vatanını temizlemez veya kurtarmaz. Bunu özellikle vurgulayayım ben.

Bir diğer husus, Cizre'de, eğer dediğiniz gibi, güvenlik güçlerinin hiçbir sivili öldürmediği gerçekse, eğer dediğiniz gibi, onlar örgüt mensupları tarafından öldürülmüşse, o zaman Cizre'de sokağa çıkma yasağı ilan edilmeden birkaç gün önce neden bütün öğretmenlerin cep telefonlarına SMS'ler atılarak hizmet içi eğitim kursu için ilçeden ayrılmaları istendi?

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Sizin şerrinizden korumak için.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Orada öldürülmemesi gereken, bir tek eğitim emekçileri miydi, öğretmenler miydi? O zaman, orada onların dışında herkes silahların hedefi olabilir miydi iktidar için? Bu amaçla mı sadece öğretmenlere SMS atıldı? Ve yine ifade etmek isterim ki bakın, o öğretmenler hizmet içi eğitim kursuna alındıysa kaç aylığına alındılar? Bunlar nerede hizmet içi eğitim kurslarında bulunuyorlar şu anda? Cizre'de iki aydan beri sokağa çıkma yasağı var, iki aydır hizmet içi eğitim kurslarına alınması için oradan ayrılmaları söylenen öğretmenler iki aydır nerede hizmet içi eğitim kursu görüyor ve daha ne kadar bu hizmet içi eğitim kursları devam edecek?

Belirtelim arkadaşlar, değerli milletvekilleri, dünyada işin içine kanın karıştığı, ölümlerin olduğu hiçbir sorun yoktur ki en nihayetinde diyalogla, müzakereyle çözülmesin ve ister kişisel sorunlar olsun ister ailesel sorunlar olsun isterseniz bir ülkenin büyük bölümünü ilgilendiren sorunlar olsun, genç kanlarıyla sorun kangren hâline getirilmişse dünyadaki bütün deneyimler göstermektedir ki bunların hepsi masada çözülür.

Bakın, tarafların rızası olmadan bu gibi toplumsal meselelerin çözüldüğünü gösterebileceğiniz bir dünya örneği, deneyimi yoktur. Bunu az önce grup başkan vekilimiz, ülke isimlerini de sayarak ifade etti ama kalkıp -deyim yerindeyse- atın önüne arabayı bağlayarak çarpık bir şekilde sorunu çözmeyi ele almak, sorunu büyütmeye hizmet eder, yoksa çözmeye hizmet etmez. Buradan hareketle, kavga eden iki ilkokul çocuğunun barışmasını isteyen bir öğretmen, böyle bir olayda bile iki çocuğun rızasını almadan bu işi kapatmaya çalışırsa, öğretmen, sırtını döndüğü anda çocuklar kavga etmeye başlar. Bu işin tarafları vardır. Bu, bir yıl da sürse, beş yıl da sürse -ki temennimiz, şu an itibarıyla öncelikle silahların susması, akan kanın durması, gençlerin ölümünün nihayetlenmesidir- ne kadar sürerse sürsün gelip dayanacağı yer diyalogdur, müzakeredir ve çözüm adresi de şu Meclis çatısıdır. Bugün şahin savaş politikalarının peşine takılarak diyalog önerilerimizi bağırarak çağırarak, sadece, tırnak içinde, "terör" kavramının arkasına sığınarak burada reddeden arkadaşlar -göreceksiniz arkadaşlar, hepimiz şahit olacağız- gelip en kısa süre içerisinde çözüm sürecinin behemehâl başlaması gerektiğini, derinleştirilmesi gerektiğini ve bu yolla bu Kürt meselesinin nihayetlendirilmesini savunacaklar bu kürsüde.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Ne biliyorsun?

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Nereden biliyorum? Yakın geçmiş tarihten biliyorum. Şu kürsüden şu iktidar partisinin milletvekillerinden çıkıp çözüm süreci uğruna beylik lafların yapıldığı seslerin yankısı daha geçmedi ve er geç geleceği nokta burasıdır.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - KCK hangi açıklamayı yaptı, soruyorum.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Arzu ederseniz son bir buçuk dakikamı gelip burada kullanabilirsiniz. Böyle bir İç Tüzük usulü yok ama emin olun verebilirim size.

BAŞKAN - Sayın Yıldırım, siz Genel Kurula hitap ediniz lütfen.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - 11 Temmuzda KCK hangi açıklamayı yaptı söyle bakalım.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Bitirmenizi bekliyorum.

BAŞKAN - Sayın Milletvekili, hatibin sözünü kesmeyin lütfen.

Buyurun Sayın Yıldırım, siz devam edin.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Düşünce özgürlüğü kapsamında mütalaa ediyorum, onun için konuşmasını normal karşılıyorum ben.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Arkadaşlarınız da bu kadar nazik olabilseydi Sur'da...

BAŞKAN - Sayın Yıldırım, siz hitap edin lütfen.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, bizim bir an önce diyalog ve müzakere masasına dönülmesindeki muradımız, bu ülkede Kürt'ü, Türk'ü, bütün etnik, dinî, mezhepsel ve inançsal aidiyetleri ne olursa olsun bir tek canın daha toprağa düşürülmesine bu ülke yurttaşlarının tahammülü kalmamıştır. Biz, polislik ve askerlik mesleğini ölme ve öldürme mesleği olmaktan menediyoruz. Polislik ve askerlik mesleği -burada oturuyorlar- tahkim edilmiş bir demokrasinin, özgürlüklerin ve tesis edilmiş bir barışın korunması mesleğidir. Ya değilse, ülke içinde süregiden bir iç meselede kullanılabilinecek bir pozisyona askerlik ve polislik mesleğini düşürmek, hem o mesleğe haksızlıktır hem de seçilebilinecek en ucuz yöntemdir. Barıştan korkanlar, en kolay yöntem olarak polisler ve askerlerin ölümleri üzerinden savaşa ve onun arkasına sığınabilirler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Sayın Başkan, çok kısa, toparlamak üzere...

BAŞKAN - Bir dakika Sayın Yıldırım.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Sonuç olarak şunu söyleyeyim: Bakın -üzülerek ifade edeyim- siyasi iktidar, askerlerin ve polislerin sağ kalması üzerinden bir politik hat izlemiyor. Üç hafta önce, 20 Temmuzdan itibaren PKK tarafından alıkonulmuş asker, polis ve kamu görevlilerinin ailelerinin oluşturduğu platform burada muhalefet partilerini ziyaret ettiler. Talepleri, Mecliste bununla ilgili bir komisyonun kurulması ve bununla ilgili çaba sarf etmemizdi. Biz bunun sözünü verdik, araştırma önergesi getirdik. Onlarla görüşmeyi reddeden iktidar partisi, burada önergemizi reddetti.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Herkesle görüşüyoruz, herkesle.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Demek ki onların sağ salim ailelerine dönmesi üzerinden değil, tabutları ve cenazeleri üzerinden siyaset yapacak kadar ucuz bir yöntemi izliyorlar.

Bütün Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)