| Konu: | Alınamayan cenazelere ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 21.01.2016 |
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, sevgili Genel Kurulun emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Hazreti Peygamber Bedir Savaşı'nda öldürülen müşriklerin savaş alanında kalan cenazelerini defnetmelerini ve onlara saygısızlık etmemeleri için Müslüman savaşçılara talimat vermiş ve bu talimat yerine getirilmiştir. Yine, bir hadisişerifte Allah'ın Resulü, cenazeye işkence yapılmasını yasaklamaktadır.
Değerli milletvekilleri, 16 Ağustostan bu yana kürdistanda hiçbir hukuktan, iç ve dış hukuktan kaynağını almayan sokağa çıkma yasaklarıyla neredeyse halkın üzerinde bir işkence yürütülmektedir. Her gün gençler, çocuklar, kadınlar, yaşlılar öldürülmektedir. Sadece bununla kalmamıştır, bu sokağa çıkma yasakları cenazeler üzerinden birer işkenceye dönüşmüştür. Bakın, Silopi'de 11 çocuk annesi Taybet İnan, öldürüldükten sonra yedi gün sokak ortasında bekletildi. Eşi, onun hâlâ sağ olduğunu ve ona ipi uzattığını ama ipi tutamadığını söyledi ve günlerce bekletilen cenazeye daha sonra kaynı müdahale etmek istedi. Maalesef kaynı Yusuf İnan da aynı şekilde katledildi.
Değerli milletvekilleri, sadece bununla sınırlı değil. Sur'da katledilen gençlerin cenazeleri, yirmi sekiz gün sonra, aileleri haftalarca açlık grevi yaptıktan sonra daha yeni alınabildi.
Değerli milletvekilleri, sadece son bir ay içerisinde AKP Hükûmeti işkenceyi öyle bir noktaya vardırdı ki, 2 tane adli tıp yasası çıkardı, bunların ikisi de cenazelerin alınmasıyla ilgiliydi. Birincisinde, daha önce belediyelerde olan yetkiyi mülki idareye verdi ama ikincisinde, daha da ileri giderek değerli arkadaşlar, şöyle bir yasa çıkardı: "Cesedin teslim veya gömülme işlemleri sırasında kamu düzeninin bozulabileceği veya toplumsal olayların meydana gelebileceği ya da suç işlenebileceği mülki idare amirince değerlendirildiği takdirde, cesetler gömülmek üzere doğrudan mülki idare amirliğince teslim edilir." diyor. Yani, burada, kürdistanda yaşayan herkes bilir ki, siz ne yaparsanız yapın, en masumane davranışınızda bile suç isnat edilebilir, terör isnat edilebilir. Dolayısıyla, açıkça bu yasayla şunu söylemek istiyorlar: "Cenazelerinizi size gömdürmeyiz. Cenazeleriniz gömüldüğünde üzerine gidip bir Fatiha okuyacak bir yer vermeyiz."
Değerli arkadaşlar, Şırnak'ta cenazeleri, Taybet İnan ananın cenazesini kızı orada mevcutlu olduğu hâlde, annesinin cenazesini almak istediği hâlde vermediler ve ailelerden cenazeleri kaçırdılar. 4'ünü Cizre'ye kaçırdılar, Taybet İnan ve Yusuf İnan'ın cenazelerini de Silopi'ye kaçırdılar.
Değerli arkadaşlarım, kaçırılan cenazeler nasıl gömüldü biliyor musunuz? İslam inancına sahip olduğunu söyleyenler, 4 cenaze üst üste aynı yere gömüldü, ailelerinden sadece 1 kişinin katılabileceği söylendi. Hâlâ Taybet İnan ve Yusuf İnan'ın cenazelerinin nerede olduğu, nereye gömüldüğü ne belediyemizce ne oradaki vekillerimizce bilinmemektedir. Değerli arkadaşlar, açıkça cenazelere bir katliam daha uygulanıyor, cenazeler üzerinden Kürt halkı bir kez daha cezalandırılmak isteniyor. Bu yapılan, hiçbir savaşta insani, ahlaki, hiçbir yeri olmayan bir durumdur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Peygamber savaşta bile cenazelerin alınmasına müsaade etmişken, AKP Hükûmeti maalesef cenazelerin alınmasına müsaade etmemekte, Kürt halkına cenazeler üzerinden ikinci bir işkenceyi reva görmektedir. Bunun hesabının mutlaka sorulması gerektiğini hatırlatıyor, hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)