GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:128
Tarih:30.06.2012

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 278 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 20'nci maddesi üzerine verdiğimiz değişiklik önergesiyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, muhalif tek bir sese bile tahammül edemeyen AKP İktidarının özlem duyduğu ve adım adım gerçekleştirdiği polis devletinin vardığı noktayı ifade etmek açısından Şanlıurfa Harran Üniversitesindeki bir kız öğrencimizin başından geçen hikâyeyi kısaca sizinle paylaşmak istiyorum. Harran Üniversitesi öğrencisi olan gencecik bir kızımızın hikâyesi bu.

Tarih Bölümü öğrencisi olan Nofa kızımız Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı öğrenci yurdunda kalmaktadır. Arkadaşlarıyla paylaştığı odanın bitişiğindeki odanın gürültüsünden özellikle sınav dönemlerinde duydukları rahatsızlığı hem odada kalan öğrencilere hem de ilgili yerlerde defalarca dile getirmeleri sonuç vermiyor ve nihayetinde, haziran ayı başında iki oda arasında gürültü yüzünden bir tartışma yaşanıyor. Çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüşüyor ve Nofa, geçirdiği sinir krizi nedeniyle hastaneye kaldırılıyor. Yurtta görevli olan güvenlik elemanlarının yatıştırdığı olaydan bir süre sonra, her ne hikmetse, TEM polisleri öğrenci yurduna geliyor. TEM Şubede görevli Polis Memuru Yücel Demirhan kız öğrencilerin kaldığı bina içinde ve bahçede öğrencilere yönelik olarak "Burada bölücülük yapanı ben böleceğim." diyerek naralar atıyor ve kavgaya karışan kızları gözaltına alıyor. Daha sonra hastaneye giden polisler tedavisi devam eden Nofa'yı da gözaltına alarak karakola götürüyorlar. Gözaltına alınan öğrenci kızların ifadeleri çay ikram edilerek alınırken, her nedense hastaneden kaçırırcasına karakola götürdükleri Nofa ve oda arkadaşı saatlerce ayakta bekletiliyor. Bu da yetmiyormuş gibi, ifadesi alınan kız öğrenciler gecenin dördünde yurtlarının kapısının önünde yalnız bırakılıyorlar ama Nofa ve oda arkadaşı sabaha karşı beşte ifadeleri tamamlandıktan sonra karakolun kapısının önünde bekletiliyorlar. Yaşanan bu olay dolayısıyla kaldığı yurt tarafından hakkında idari soruşturma açılan Nofa, aldığı bursu kaybetmemek için yurttan ayrılarak arkadaşının evine sığınmak zorunda kalıyor.

Değerli milletvekilleri, Nofa'nın başına gelenler bununla kalmıyor, 8/6/2012 tarihinde kız arkadaşıyla birlikte Urfa City Alışveriş Merkezini gezerken TEM Şubesi polisi Yücel Demirhan tarafından darp ediliyor ve tekrar gözaltına alınıyor. Eşi ve çocuğuyla birlikte aynı Alışveriş Merkezinde sivil giyimli olarak dolaşan Polis Yücel Demirhan, tesadüfen karşılaştığı 2 kız öğrenciden Nofa'ya, önce kolundan çekiştirmek suretiyle "Karakola gideceksiniz, ifadeniz var." diyor, ardından da kafa atmaya çalışıyor. İfade vermesi için kendisine herhangi bir yazılı davet gelmediğini, davet edilmesi durumunda vakit kaybetmeden karakola giderek ifade vereceğini anlatmaya çalışsa da nafile. Hızını alamayan Yücel Demirhan, onlarca kişinin önünde kız öğrencinin göğüs kafesine yumrukla vuruyor. Olay yerinde bulunan vatandaşların müdahale etmek istemesi üzerine "Ben polisim, bunlar terörist." diyerek toplanan kalabalığı dağıtmaya çalışıyor.

Değerli milletvekilleri, TEM Şube Polisi Yücel Demirhan "Ben polisim, bunlar terörist." sözünü sarf ederken acaba nasıl bir ruh hâli içindeydi? Bu zihniyet, "terörist" yaftasıyla ötekileştirdiği kız öğrenciyi onlarca insanın gözü önünde evire çevire dövebileceğini ve bununla da görevli olduğunu düşünüyor. Bu zihniyet, Başkentin göbeğinde Dilşat Aktaş'ın bacağını kırdığı yetmezmiş gibi, telin alanına davet ettiği paramiliter güçlerin eline taş vererek Dilşat'ı da taş yağmuruna tutturmayı görev sayıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İBRAHİM BİNİCİ (Devamla) - Bu zihniyet, İstanbul Fatih'te Ahmet Koca'ya meydan dayağı atmayı görevi sayıyor. Bu zihniyet, Hatice İdin, İbrahim Sevindik, Musa Dağ, Mehmet Uytun, Hacı Zengin, Kazım Şeker, Metin Lokumcu ve Cayan Birben'i gazla öldürmeyi görevi olarak görüyor.

BAŞKAN - Sayın Binici?

İBRAHİM BİNİCİ (Devamla) - Bu duygularla yüce Meclisi tekrar selamlıyorum. Yüce Meclisi göreve çağırıyorum.

Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Binici.