| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 27.01.2016 |
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve Genel Kurulun sevgili emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, bu madde üzerinde konuşurken gerçekten çocuk bakım hizmetinde bir kurumlaşmaya doğru gidilmesi gerektiğinden bahsetmek isterdim. Ebeveynlerin yarım zamanlı çalışmasının kadınlar için hak kaybına nasıl neden olacağından bahsetmek isterdim. Devletin kamudaki iş yerlerindeki kreşleri nasıl kapattığından bahsetmek isterdim. Çocuk bakım hizmetlerinin yaygınlaşması gerektiğinden bahsetmek isterdim. Kamuda kreş açılması koşullarının çalışanlar lehine değişmesinden bahsetmek isterdim. Örneğin, bir iş yerinde bir kreşin açılması için 150 kadının değil, 100 çalışanla kreş açılmasından bahsetmek isterdim. Yine, Hükûmetin gündeminde olan özel istihdam bürolarından bahsetmek isterdim. Esnek çalışmayla aslında nasıl kadının çalışma yaşamının dışına itilmek istendiğinden bahsetmek isterdim.
Değerli arkadaşlar, bizler bu yasaları neresi için çıkarıyoruz, niye çıkarıyoruz? Anayasa'ya, hukuka uymamamız gerektiğini söyleyen Sayın Cumhurbaşkanımız varken, bu yasaların uygulama alanlarının yüzde 50'si savaş alanına dönmüşken, bugün bölgenin en az 1 milyon insanı şu anda göçertme politikalarıyla karşı karşıya bırakılmışken, bırakın insanların çalışmasını, yaşam hakkının engellendiğini gördüğümüz bir durumda nasıl bunlardan bahsedelim?
Değerli arkadaşlar, insanların ölümü beklediği ve her gün birini kaybettiğimizi gözlerimizin önünde günbegün sayarken nasıl bunlardan bahsedelim? Bugün 6'ncı gün. Alınamayan yaralıların 3'ünün ağır ve kaybetmek üzere olduğumuz -Veli Çiçek 13 yaşında, Sultan Irmak 16 yaşında, Nusret Bayar 20 yaşında- ve ölüm sınırında olduğu durumda nasıl bunlardan bahsedelim?
Değerli arkadaşlar, bu vahamet karşısında İçişleri Bakanlığına gitmiş olan milletvekili arkadaşlarımız, açlık grevine girdiklerinde nasıl burada yasalar üzerinde konuşabilelim? AKP'nin türlü türlü huyu var değerli arkadaşlar. Şimdi orada açlık grevinde olan Sayın grup başkan vekilimizin ve Sayın Urfa Milletvekilimizin GSM operatörlerinin bloke edildiğini gördüğümüz bir anda burada hangi maddelerden bahsediyoruz? Şırnak'ta, Cizre'de, Silopi'de, Sur'da yaşayan vatandaşlar bizim vatandaşlarımız değil mi? Peki, bu yasaları orada nasıl uyguluyorsunuz, nasıl uygulayacaksınız?
Değerli arkadaşlar, şu anda insanlar yerinden yurdundan ediliyor. 1 milyonun üzerinde insanın yerinden edilmesinden bahsediyoruz ve dediğim gibi, günlerdir hâlâ yerinde, alamadığımız, hâlâ orada yaralılar söz konusuyken biz burada oturmuş, yasalar üzerinde tartışıyoruz. Evet, tartışalım, mutlaka bizim de söyleyecek sözümüz var ama gerçekten sizleri biraz daha insani, vicdani davranmaya, yaşananı görmeye davet ediyoruz değerli arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, şunu söylemek isterim: Biz burada bahsettiğimizde hemen "terör", hemen "hendek", hemen "barikat" laflarını dayıyorsunuz karşımıza. Şu anda söz konusu olan hendek, barikat vesaire değil, şu anda söz konusu olan insanların yaşam hakkıdır ve oradaki 30 yurttaşımız her an kaybedilmekle karşı karşıya. 3 tanesini saydım, durumları kritik, bugün veya yarın kaybedeceğiz, her gecikmemizde birilerini kaybetmekle yüz yüze kalacağız. İnsanlık öldü mü yahu? Burada artık yerin dibine giriyoruz. Gerçekten burada olmaktan hicap duyuyorum. Bunlar yaşanırken, bunlar ortadayken hâlâ bizim "O öldü, bu öldü, çocuk öldü, bilmem ne öldü; sen öldürdün, ben öldürdüm." davranışlarında bulunmamız gerçekten hicap vericidir. İnsanlığa davet ediyorum, herkesi vicdanını bir kez daha dinlemeye davet ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)