GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:35
Tarih:29.01.2016

ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, evet, bu öneri üzerinde aleyhte söz aldık çünkü bizler her zaman için yasama organı olan Parlamentonun çalışması ve görevini yerine getirmesi gerektiğine inanıyoruz. Zaten 7 Hazirandan 1 Kasıma kadar Parlamentoyu çalıştırmayan bir zihniyet, bir anlayış söz konusuydu. Bugün yine aynı şekilde önümüzdeki hafta Parlamentonun çalışmasına izin verilmemesiyle ve iktidar partisi AKP'nin öneri olarak getirdiği, aynı zamanda iktidar partisini destekleyen ve haftaya çalışmayı istemeyen CHP ve MHP gruplarının da onayladığı bir durumla karşı karşıyayız. Biz, bugün halkımızın iradesiyle buraya geldiysek halkın sorunlarını burada çözmek zorundayız. Parlamento çalışmazsa, halkın sorunları burada çözülmezse, dile getirilmezse acaba nerede çalışacağız, nerede dile getireceğiz? Evet, bugün Türkiye'nin her yerinde, başta Sur, Cizre ve Nusaybin olmak üzere, buralarda kan, gövdeyi götürürken biz Parlamentonun işlevsiz kalmasını istiyoruz. Bu, kabul edilecek bir durum değildir, bunu katiyen reddettiğimizi bir kez daha ifade etmek istiyor, muhalefet partilerini de bunu reddetmeye çağırıyoruz.

Tekrar ifade ederim ki daha bu, gündeme alınmadan, tartışılmadan, onaylanmadan ne yazık ki komisyonların bile, Bütçe Komisyonunun bile tatil edilmesi kararı olarak oraya iletilmesini de yadırgıyoruz. Daha alınmamış bir kararın ya da Bütçe Komisyonunun hiç gündemine almadığı, orada değerlendirmediği, sadece Parlamentonun gündemine gelen bir durumun ifade edilmesiyle, daha onaylanmadan oraya ifade edilmesini de gerçekten hukuka uygun görmediğimizi bir kez daha ifade ederek aktarmak istiyoruz.

Evet, bu kadar ciddi sorunların yaşandığı bir ülkede, defalarca ifade ettik, bir kez daha ifade ediyoruz, işsizliğin, emekçinin, yoksulun sorunlarını çözemeden, kadının, çocuğun geleceğini belirlemeden, Parlamento, görevini yerine getirmeden bundan sonraki süreci öremez. O yüzden, bir kez daha, başta Cihan Karaman'ın AİHM'in tedbir kararına rağmen yaralıyken hastaneye götürülmemesi sonucu yaşamını yitirmesi ve onun yaşamını yitirdiğinin haberini alan yurttaşların cenazeyi almak için gittiği yerde, vahşet bodrumunda 28 yurttaşımızın yedi gün boyunca orada bekletildiği ve hâlâ alınmadığını ifade ediyoruz. Şu anda, yedi gün içerisinde yaşamını yitiren 6 kişiye ve orada ağır yaralı olarak bekletilen 3 kişiye ve yedi gün boyunca su bile verilmeyen, "su" diye bağıran, inleyen yaralılara karşı hâlâ iktidar partisi, hâlâ İçişleri Bakanı, Sağlık Bakanı, Millî Savunma Bakanı görevini yapmamıştır, hâlâ ambulans giderek oradaki yaralıların hastaneye kaldırılması gerçekleşmemiştir. Bu ülkenin sorunlarını nasıl çözeceğiz? Daha yaralı 22 kişiyi bir bodrumdan hastaneye götüremiyorsak biz nasıl bu ülkenin sorunlarını çözeceğiz? Biz bunu sormak isteriz. Hükûmet yetkililerine soruyorum: Acaba bu ülkenin sorununu Hükûmet mi çözecek, iktidar partisi mi çözecek, yoksa yereldeki, orada bulunanlar mı çözecek?

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Siz çözeceksiniz, siz.

ÇAĞLAR DEMİREL (Devamla) - Oradaki polis, asker mi çözecek? Yetki orduya mı devredildi, yoksa Hükûmet mi bu sorunları çözecek? Madem Hükûmet çözecekse neden şimdiye kadar çözmedi? Bunu bir kez daha soruyoruz. Eğer çözemiyorsa bu güçler kimlerdir, nereye bağlıdır? Bunların açıklanması, Hükûmet tarafından Parlamentoya açıklanması ve söylenmesi gerekiyor.

Evet, Cumhurbaşkanı ifade etti, kaymakamlara, muhtarlara "Bir şey olursa bana söyleyin, beni arayın, bizzat beni arayın." dedi. Yani, bugün, soruyoruz, öğrenmek istiyoruz: Cizre Kaymakamı, Şırnak Valisi bu sorunu çözmüyor, ambulansın geçişine izin vermiyorsa bu talimatı kimden alıyor? Bunu öğrenmek istiyoruz. Tekrar soruyoruz, bu soruların cevabını öğrenmek istiyoruz.

Bunu bir kez daha ifade edeyim ki şu anda milletvekillerimiz Bakanlıkta, otuz altı saat boyunca İçişleri Bakanlığıyla görüşme yapıldı fakat çözülemedi, çözülemediğini hep birlikte biliyoruz. Çözmek için, oraya giden insanların yaşaması için, yaşamasını sağlamak için milletvekilleri, grup başkan vekilimiz dâhil olmak üzere açlık grevine bedenlerini yatırdı. Üç gündür sadece hastaneye yaralıların götürülmesini sağlayamadığımız için milletvekillerimiz açlık grevine girdi. Grup olarak, HDP Grubu olarak bugün bu sorun çözülmezse bütün gruptaki arkadaşlarımızın kararıyla bu sayıyı daha da artırarak açlık grevine gireceğiz.

Evet, bizim partimizin milletvekilleri bölgede. Nerede? Mardin'de, Diyarbakır'da, Şırnak'ta, halkın yanında. Halkın yaşadıklarını bizzat onlarla birlikte görerek, onların yanında bütün yaşamlarıyla birlikte, iç içe, yaşananlara ortak olmaktadır.

ZEHRA TAŞKESENLİOĞLU (Erzurum) - Organize işler!

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Orayı Kerbela'ya çevirdiniz, hiç vicdanınız sızlamıyor mu? Daha hâlâ konuşuyorsun!

ÇAĞLAR DEMİREL (Devamla) - Şunu söyleyelim, şunu bir kez daha ifade etmek istiyorum: Değerli milletvekilleri, bizim zaten yarıdan fazla milletvekilimiz Şırnak'ta, Mardin'de, Diyarbakır'da.

ALİM TUNÇ (Uşak) - Teröristlerle birlikte!

ÇAĞLAR DEMİREL (Devamla) - Başkan, sözünü geri almasını istiyorum.

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Ayıp, ayıp!

ÇAĞLAR DEMİREL (Devamla) - Sözünü geri almasını istiyorum.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, müdahale etmeyelim.

Buyurun Sayın Demirel.

ÇAĞLAR DEMİREL (Devamla) - Milletvekillerimize söylediği sözü -tutanaklardan alıp- geri almasını ve ona iade edilmesini istiyorum, sözünü geri almasını istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

ÇAĞLAR DEMİREL (Devamla) - Milletvekillerimiz halkın içindedir, yaşananları bizzat görüyor. Gelin, birlikte gidelim. Şunu ifade ediyorum, net bir şekilde söylüyorum: Savaş alanında bile bir hukuk vardır, bir insanlık vardır; koridor açılır, bir heyet gider, oradaki yaralıları o koridordan alır getirir hastaneye, nereye götürmesi gerekiyorsa yaralıları tedavi etmek için götürür, hastaneye götürür, sağlık merkezine götürür. Şu anda gelin, buradan çağrıda bulunuyorum, MHP de, AKP de, CHP de, biz de dâhil olmak üzere -biz hazırız- birlikte gidelim, bir koridor oluşturalım, hep birlikte gidip yaralıları kendimiz çıkaralım, eğer çıkaramıyorsak... Bu Parlamento görevini yerine getirmelidir, eğer Hükûmet, Bakanlıklar bunu gerçekleştiremiyorsa o zaman bu Parlamento, bu sorumluluğu almalı ve bir koridor oluşturarak bunu yerine getirmelidir.

Çok net ifade ederim ki şimdi yaşananları sadece bir algı yanıltmasıyla ele alamazsınız. İfade ediyoruz ki o ambulanslar oraya gitmemiştir, çok net söylüyoruz. Bize şu söyleniyor: "112 ambulansları gitmiş ve orada bekletiliyor." ama zaten oradaki yetkililerin ve Bakanlığın da bilgisi dâhilinde belediye ambulansı ve sağlık personelleri oraya ilerledi ve ulaşamadı ve bütün isimler oraya verildi. Kim tarafından engellendi? Çok net söylüyoruz: Zırhlı araçlardan açılan ateş sonucunda engellendi, bunun görüntüleri var, bunların görüntüleri var. Orada isimleri belirlenen ve yaralıları almaya gitmeye çalışan sağlık personelleri, isim verildiği hâlde gözaltına alınıyor yani "Ya öleceksiniz ya da sizi tutuklayacağım."

AHMET GÜNDOĞDU (Ankara) - Mehmet Karakuş linç edilmiş "HDP bizi kandırdı." dediği için, şu ses sanatçısı, "Çiyager" linç edilmiş, onun da görüntüsü var mı?

TUĞBA HEZER ÖZTÜRK (Van) - Ne alakası var bu konuyla ya!

AHMET GÜNDOĞDU (Ankara) - Güya barıştan söz ediyorsunuz, linç edilmiş, ne yaptınız, bir söyleyin.

BAŞKAN - Müdahale etmeyelim sayın milletvekilleri.

ÇAĞLAR DEMİREL (Devamla) - Çok net söyleyelim: Sağlık personellerinden Abdülaziz Yural... Sağlık emekçilerini kimin katlettiği ortadadır, Abdülaziz Yural, Şeyhmus Dursun ve Eyüp Ergen. Eyüp Ergen için ifade etti Bakan, biz birlikte gidelim, aileleriyle görüşelim, kimin katlettiği bütün sosyal medyada, kameralarda çok açık bir şekilde ifade ediliyor ve görüntüleri mevcuttur. Yani valinin, yerel güçlerin yalan yanlış bilgilerine, Parlamento ve bakanlar buna, bu yanlış bilgilere izin vermemelidir.

ALİM TUNÇ (Uşak) - Sizin bütün konuştuklarınız yalan!

ÇAĞLAR DEMİREL (Devamla) - Eğer inanıyorsanız gelin hep birlikte gidelim, eğer varsanız birlikte gidelim, bütün sorunları orada birlikte görelim. Verdiğimiz araştırma önergelerine "Evet." deyin ve size güvenelim diyorum, teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)