| Konu: | YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 128 |
| Tarih: | 30.06.2012 |
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin gerekçesine baktığımızda aynen şu ifadeler yazılı: "Temel hak ve hürriyetlerden kabul edilen ifade özgürlüğü, çoğulcu demokrasilerde temel haklardan kabul edilmektedir. İleri demokrasilerin `olmazsa olmaz şartı' olan ifade hürriyeti, birçok hak ve hürriyetin temeli, kişisel ve toplumsal gelişmenin kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle, ifade hürriyeti, birçok uluslararası belgeye konu olmuş, Anayasamızda da ayrıntılı düzenlemelere tabi tutulmuştur." deniyor. Birtakım maddelerde gerekçeler sayıldıktan sonra, "Yukarıda belirtilen değerlerin korunmasına yönelik, mevzuatımızda bir kısım değişiklikler yapılması zarureti ortaya çıkmıştır." deniliyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; genel gerekçesi bu şekilde tarif edilen yasa teklifini görüştüğümüz sırada? Geçtiğimiz hafta Diyarbakır'da seyahat eden bir araç arkadan gelen bir polisin anonsuyla durduruldu. Bu polis anonsunda "Derhâl aracınızı durdurun, sağa çekin ve ellerinizi yukarı kaldırarak aşağı inin ve arabanıza yaslanarak durun." denildi. Araçtakiler ne olduğunu anlamadılar. Anons devam etti: "Size `Durun.' diyoruz, ihtar ediyoruz." denildi. "Durdurun aracınızı, inin ve ellerinizi yukarı kaldırarak arabanıza yaslanın." denildi. Arabadakiler arabalarından indiler ve araçlarına yaslandılar. Arkadan gelen polis otosu uzunca boylu esmer bir arkadaşımızı aradı, onu durdurdu, "Hakkınızda yakalama emri var, gözaltı emri var." denildi. Bu arkadaşımız daha sonra Emniyete götürüldü, sorgusu yapıldı ve ona şunlar soruldu ifade özgürlüğünün tartışıldığı bugünlerde: "Siz geçtiğimiz günlerde, geçen gün Kolej'de toplandınız. Birçok sendikayla beraber `Grevli, toplu sözleşmeli, güvenceli istihdam, insanca yaşayacak temel ücret, ek ödemelerin emekli aylıklarına dâhil edilmesi, baskı, ceza ve sürgünlerin durdurulması için grevdeyiz.' konulu bir toplantıya katıldınız. Cevap verin." dediler o uzun boylu esmer adama. Başka bir soru daha sordular: "Bir başka gün İnsan Hakları Heykeli önünde İnsan Hakları Derneğinin düzenlediği toplantıya katıldınız. Niçin katıldınız?" dediler bu uzun boylu, esmer adama. Sorular devam etti peş peşe. Yine bir başka gün "Başbakanlık Merkez Binası önünde düzenlenen toplantıda çalışma koşullarını, maaşları, ücretleri ve gözaltıları protesto etmek için bir toplantıya katıldınız. Niçin katıldınız?" dediler polisler bu arkadaşımıza.
Değerli arkadaşlarım, Diyarbakır'da polisin anons ederek durdurduğu "Eğer durmazsan ateş edeceğiz." dediği bu kişi ve bu saydığımız toplantılara katılan kişi KESK Genel Başkanı Sayın Lami Özgen'dir. Katıldığı ifade edilen toplantıların tamamı KESK'in kuruluş amaçları, faaliyetlerini sürdürmesi için kendisine yetki verilen konularda yapması gereken faaliyetlerden ibaret olan bir kişiye sorulan sorulara bakın ve siz bu maddenin gerekçesinde ifade hürriyetinden bahsediyorsunuz, ifade hürriyetinin sınırlarını genişletmekten bahsediyorsunuz. Türkiye'nin en önemli sendikasının, en önemli emekçi sendikasının başkanını polis zoruyla durdurup ihtar ederek, üstünü arayarak, ellerini arabaya yaslatarak arayan İktidarımızın bugün bizlerin karşısında ifade hürriyetinden, hak ve özgürlüklerden, yargı paketinden bahsetmeye hiçbir hakkı yoktur. Bu arkadaşımıza üstelik emniyette başka sorular da soruldu, dediler ki: "Bu toplantılara bir kısım CHP'li milletvekilleri de katıldı. Kimler katıldı?" Bizler katıldık değerli arkadaşlarım. Ben katıldım, pek çok arkadaşım katıldı. Şunu mu demek istiyorsunuz? "Artık, sıra sizlere de geliyor." diyorsanız bizler buradayız, gelin, korkmuyoruz, sizleri bekliyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Gök.