| Konu: | Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 09.02.2016 |
CHP GRUBU ADINA KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
97 sıra sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın geneli üzerine grubum adına, Cumhuriyet Halk Partisi adına söz aldım.
Değerli arkadaşlarım, bir sitemimi, bir üzüntümü buradan söylemek istiyorum. Biraz önce, yine bu Mecliste "kürdistan" lafı edilerek, hem Meclise hakaret edildiği hem de Türkiye Cumhuriyeti'ni gerçekten bölgeler olarak dikkate almadan bu sözcüklerin kullanılarak gerginliğin her gün biraz daha artırıldığı bir konumu yaşıyoruz.
Şimdi, biz, burada Türkiye Cumhuriyeti'nin milletvekilleriyiz. Bizi milletvekilleri olarak seçen bu milletin Meclisinde "kürdistan" lafının tekrar tekrar edilmesinin bir faydadan ziyade zarar vereceğini açıklıkla belirtmek istiyorum. Elbette ki bu kürsü her şeyin söylendiği bir kürsü, her türlü düşüncenin açıklandığı bir kürsü ancak bu tür, gerginliği artıran, toplumu ayrıştıran ve kendilerine göre bölge yaratan bir sözün kullanılmayacağı bir kürsü olarak kullanılmasını özellikle istirham ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, öncelikle şunu ifade edeyim: Bu Komisyonun getirmiş olduğu bu tasarıya, genelde muhalefet şerhimiz olmasına rağmen, olumlu bakıyoruz. Bu nedenle, Cumhuriyet Halk Partisi olarak sanayileşme, eğitim, bilgi ve teknoloji politikasının belkemiğini oluşturan AR-GE'yle tasarım faaliyetleri konusunda Meclis gündemine getirilen tüm çalışmaları önemsiyoruz ve destekliyoruz.
Genç nüfusumuzdan yola çıkarak, gıda ve su kaynaklarımıza kadar, coğrafi imkânlarımıza kadar, ham maddeye yakınlığımıza kadar, sanayi, bilişim, hizmetler, tarım ve hayvancılık için AR-GE'nin ne kadar çok önemli olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum. Bu nedenle, AR-GE ve tasarım alanında bir adım atılmasını, tasarıya dair mali etki analizlerinin dağıtılmasını da önemli buluyoruz, bu da yapılmıştır. Ne var ki mali etki analizlerinin yapılmasının, konunun uzmanı olan Plan Bütçe Komisyonunda da bir alt komisyonda tartışılmamasını da bir eksiklik olarak belirtmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısındaki çoğu maddenin içeriğine katılıyoruz ancak yatırım ve üretim sorunlarını kapsayacak bir şekilde çözüm sunmadığı, özellikle eğitim alanında ciddi boşluklarının olduğu ortadadır. Çünkü AR-GE'yi yapacak elemanların yetiştirilmesi yönünde bir çalışma yapılmadığı gibi, ülkemizde fen bilimlerinden uzak bir şekilde yapılan eğitimin bu çalışmaya katkı yapamayacağını özellikle belirtmek istiyorum.
Tasarı, gelecekte ülkemizi teknolojik olarak küresel rekabette ön plana çıkaracak vizyoner bir yaklaşım taşımamaktadır. Hükûmet, AR-GE alanında aslında çok daha önce bitirmesi gereken işlere bugün gecikmeli olarak ancak başlayabilmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bugünkü küresel rekabetin, yaratıcı düşünceye, yüksek teknoloji tasarımına, markalaşmaya, katma değerli üretime yatırım yapan AR-GE ve tasarım faaliyetlerini büyüten üniversite, devlet ve özel sektör iş birliği modeline dayanmasını savunuyoruz.
Refah seviyesi yüksek bir toplumun temelinin insan ve üretim odaklı kalkınma modeli olduğunu biz seçim bildirgemizde de açıklıkla belirttik. Yirmi yıllık hedefimizi de bu şartlar, bu taslaklar çerçevesinde ortaya koyduk. Bu büyüme modelinde hukuku etkin kılmış, adil rekabete dayalı bir piyasa düzeninin yaratılması, AR-GE'de kapsamlı, vizyoner projeler yer alması çok önemlidir. Bunların yapımı ve devamı için de bir hukuk devletinin sürekli bir şekilde adaleti en iyi şekilde gerçekleştiren bir yapıda olmasının ve yargının da bağımsız ve tarafsız olarak görev yapmasının önemli olduğunu burada bildirmek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, bugün dünya haritasında ulus devletlerin sınırları kadar markaların hangi ülkelerden çıkıp hangi coğrafyalara yayıldığı da önem kazanmaktadır. Ancak, bugün bunu kazandırabilmiş değiliz. Dünyaya marka değerleri sayesinde hızla yayılabilen birçok devlet küresel piyasalara hazırlanan şirketlerini AR-GE ve tasarım alanlarında doğrudan destekleyerek sağlamaktadır. Bugün gelişmekte olan ülkelerde özellikle otomotiv, ilaç, bilgisayar, yazılım alanlarında bilgiyi ve teknolojiyi tasarımla buluşturan sanayileşme modelinin temelinde AR-GE yatırımları için sağlanan kolaylıklar yatmaktadır. Kamu yatırımlarının görece azaldığı bilgi teknolojileri AR-GE tasarım faaliyetlerinde özel sektörün ve beceri bazlı yeni eğitim sisteminin öne çıktığı dünyada ülkemizde de öne çıkarılması gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 33 maddeden oluşan bu tasarıdaki bazı maddelerin kısa vadede AR-GE yatırımlarına katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz. Tasarıda öngörülen destek ve teşvikler, iş tanımları, sosyal güvenceler, vergi muafiyetleri ve sanayi sektöründeki faaliyetleri gösteren firmalar, kişiler ile devletin ve üniversitelerin iş birliği adına olumlu yönler taşımaktadır. Ancak, yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı artıracak bir çalışmayı bu tasarıda fazlasıyla göremiyoruz. Tasarının araştırmacılara, tasarımcılara, AR-GE personeli şirketlere ve akademisyenlere kolaylık getiren maddeleri Cumhuriyet Halk Partisinin uzun süredir ısrarla savunduğu AR-GE politikasının kısa vadeli bir devamı niteliğinde görünmektedir. AR-GE gibi gelişmekte olan ülkelerin çok detaylı biçimde ele alması gereken bir konu, bu tasarıda daha çok TÜBİTAK'ın vereceği bursa, üniversite akademisyenlerinin döner sermayeden alacakları ücrete, doktora yapan AR-GE çalışanının vergi muafiyetine sıkıştırılmış görünmektedir. Üniversitelerin mali, idari ve bilimsel özerkliği bulunmadığı ülkemizde bu şekildeki çalışmaların, üniversite-sanayi iş birliğinin ne denli gerçekleşeceği şüpheli görünmektedir.
Tasarıda AR-GE güvenliğine yeterli yer ayrılmamıştır. Araştırma ve tasarım faaliyetlerinin korunmasına, sektörde rekabeti bozacak biçimde paylaşılmasının engellenmesine bu tasarıda yer verilmemiştir. Buna da yasada yer verilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bunun da dikkate alınmasını istiyoruz.
Dünyada gelişmekte olan ülkeler küresel piyasalara açılımı genç kuşağın yeni bir vizyonla eğitilmesinden başlatırken konuya neredeyse tüm bakanlıkların ortak yetki alanı olarak bakılmaktadır, bizde de o şekilde olması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi olarak... Şirketlerin değer zincirinde katma değeri yüksek üretim aşamasına geçmesi için AR-GE faaliyetlerinin üretim odaklı, yatırım odaklı, tasarım odaklı süreci kapsayacak şekilde yürütülmesinde çok büyük fayda olacaktır. AR-GE'yi birçok sektörün ana birleşimi olarak görüyor; gıda, su, enerji, teknoloji, bilişim alanlarında araştırma ve geliştirme projelerinin desteklenmesini yaşamsal önemde sayıyoruz.
Bugün et ve samanın bile ithal edildiği bir ülkede yaşıyoruz. Dünyaya, belli ürünler dışında, yüksek katma değeri olan mal maalesef satamıyoruz. Tarımda, sanayide ve hayvancılıkta AR-GE açıklarımıza kapsamlı bir şeklide çözüm bulacak ve dünyada bu alanda söz sahibi olacak bir sistemi oluşturmak zorundayız.
Dünyada petrol fiyatlarının -on üç yıl öncesine göre- varili 160 dolardan 30 dolarlara, 40 dolarlara düştüğü bugünkü dönemde hâlâ petrol fiyatları, doğal gaz, akaryakıt fiyatları yerinde duruyorsa, en azından 1/4 oranına düşürülmesi gerekirken, sanayideki maliyetlerin aşağıya çekilmesine fayda sağlaması, daha çok üretimin olması, daha iyi rekabetin olması, daha çok üretimin olması noktasında bir çalışmanın, katkının olması gerekirken maalesef bunu göremiyoruz ve bu noktada Sanayi Bakanlığının tedbirlerini almasını istiyoruz. Biz, bu kapsamda ürün ve süreç tasarımının AR-GE faaliyetleri kapsamına dâhil edilmesini, yerli kaynakların, yerli üretimin, yerli sanayinin desteklenerek ülkemizin ihtiyaçlarına yönelik sanayileşmenin bir an önce daha çok, daha iyi bir şekilde gerçekleşmesini istiyoruz çünkü değerli arkadaşlarım, artık Türkiye bu kadar dış ticaret açığıyla yıllarca yaşamını sürdüremez, bunları borçlu olarak sırtında taşıyamaz. Onun için öncelikle ihracatımızı ithalatı karşılayacak düzeylere getirecek bir çalışmanın, bir altyapının, bir sanayileşmenin, üretimin, ihracatın mutlak surette ülkemizde gerçekleşmesini bekliyoruz.
Sayın milletvekilleri, biz AR-GE'nin temeline eğitimi alırken bugün dünyanın hazırlandığı yeni sistemle uyumlu biçimde ilkokuldan başlanarak nitelikli eleman yetiştirme, teknik, meslek okulların öne çıkarılarak ara elemanın yetişmesi, nitelikli elemanın yetişmesi, daha iyi ürün temin edilmesi, daha çok üretilmesi konusunda bir çalışmanın yapılmasına mutlak ihtiyaç vardır. Dünyada tartışılan Sanayi Devrimi'nin yeni eğitim anlayışına baktığımızda, beceri, problem çözme, sorumluluk alma, yaratıcı düşünmeyi birleştirerek kuşağın ileride meslek seçiminde nitelikli eleman olmaya, vasıflı AR-GE alanına yönelmeye doğru çalışma yapacağı bir olanağı, bir eğitimi mutlak surette vermek zorundayız. Bunun için, uzun vadeli planlar yapılmadan AR-GE Yasa Tasarısı'nın eğitim ayağını ihmal etmek büyük bir boşluk yaratacaktır. Fen derslerini öne çıkarmadan, temel eğitimi bir kenara iterek AR-GE'den gelecekte çok fazla yararlanma imkânımızın olamayacağını da söylemek istiyorum. Bunun için, eğitimi ihmal etmeyerek, AR-GE Kanun Tasarısı içinde organize sanayi bölgesine bakanlıktan yetki devrini tartışmak, yüksek teknolojili ürün ve yüksek katma değer yatırımlarını uzun vadede gerçekleştirmek zorundayız.
Değerli arkadaşlarım, bu yasa tasarısı içindeki bazı olumlu maddelere karşın AR-GE alanında dünyadan oldukça geri olduğumuzu ve bu alanı geç fark ettiğimizi, bu alana geç müdahale ettiğimizi açıklıkla belirtmek isterim. Bizdeki AR-GE harcamalarımıza baktığımızda gayrisafi hasılamızın içinde payı yüzde 1'dir. Avrupa Birliği ülkelerine baktığımızda yüzde 3 civarındadır. Demek ki bizim bu yüzde 3'ü yakalayabilmemiz için daha iyi eleman yetiştirmek, daha iyi imkânlar oluşturmak ve bunun altyapısını iyi bir şekilde geliştirmek ve AR-GE'den, tasarımdan daha iyi, daha çok yararlanmak durumundayız.
Kasım 2015 verileriyle, sektörler itibarıyla toplam AR-GE harcaması içinde özel sektörün payı yüzde 49,8'dir, kamunun payı ise yüzde 9,7'dir, üniversitelerin payı ise yüzde 40,5'tir. 10 bin çalışan başına düşen tam zamanlı AR-GE personeli sayımız sadece 45 iken, tam zamanlı araştırmacı sayımız maalesef 35'te kalmıştır. Ülkelerin AR-GE ve teknolojilerinin düzeyini, üniversite, YÖK, TÜBİTAK'ın performansını gösteren bir başka veriye göre, ülkemiz bilimsel yayın sıralamasında dünyada 18'inci sıradadır. 1 milyon kişi başına düşen bilimsel yayın sayısı maalesef 325'tir. Bir yıl içinde alınan patent sayıları bakımından da durumumuz pek parlak değildir. Ülkemizde alınan her 100 patent izninin 85'i yabancı patenttir. Katma değerli ürüne, markalaşmaya, yerli üretim ve tasarıma olan ihtiyacımız her geçen gün arttığı hâlde hâlâ bunların üzerinde fazlasıyla durulmadığı görülmektedir. Hükûmet bu tasarıyla bugün öylesine gecikmiştir ki on üç yıldır AR-GE ve teknoloji alanında rekabet ettiğimiz ülkeler bizi çoktan sollarken, eğitim düzenlerini, sistemlerini buna göre ayarlarken biz maalesef burada geriden takip etmek durumunda kalmış bulunmaktayız.
İçinde bazı olumlu maddeler taşıdığını biraz önce söylemiştik ancak bu tasarı eğitimle ve kapsamlı bir sektörel reformla buluşmadığı sürece maalesef amacına ulaşamayacaktır. Ülkemiz AR-GE, inovasyon, yenilikçi üretim, yüksek teknolojili ürün açısından OECD ülkelerinin ortalamasının oldukça altında bulunmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Avrupa Birliği ilerleme raporunda ve Dünya Bankası raporlarında Türkiye yenilikçi üretim bakımından eleştirilmekte, yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatımızdaki payının yüzde 2 düzeyinde kaldığı belirtilmektedir. Yükseköğretim harcamalarında ve üniversite-sanayi iş birliğinde OECD ortalamasının altındayız. Böyle bir tablo karşısında AR-GE çalışmalarından ne kadar sonuç alabileceğiz, bunu gelecekte göreceğiz.
Değerli arkadaşlarım, değerli dostlar; biz tüketen değil, üreten bir ülke olmak zorundayız. Üretmek için de yatırımı öne çıkarmak ve bununla birlikte istihdamı artırmak ve bununla birlikte ihracatı artırmak suretiyle ülkemizin hem sanayileşmesine hem daha gerçekçi bir kalkınma yapmasına olanak sağlayacak bir yapıyı oluşturmak durumundayız.
Bu düşüncelerle hepinizi tekrar sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)