GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:37
Tarih:10.02.2016

MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 97 sıra sayılı adı kısaca "AR-GE" olan Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, Hatay sınırına yakın olan Bayır Bucak Türkmenleri'yle ilgili birtakım bilgileri size aktarmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün, Bayır Bucak Türkmenleri zor şartlar altında, bir yandan PYD, bir yandan Rusya, bir yandan da IŞİD kuvvetlerine karşı üç koldan savaş vermektedir. Ülkemizi yakından ilgilendiren bu durumda Türkiye'nin sessizliği karşısında Türkmenler orada yalnız bırakılmıştır. Bugün, yapılan görüşmelerde Türkmenler, Kızılayın, Ülkü Ocaklarının ve diğer toplum kuruluşlarının yardımlarına minnet duyduklarını ancak bu yardımların yeterli olmadığını, daha doğrusu makarnadan, çadırdan başka da yardımlar beklediklerini açıkça ifade etmektedirler. Bugün, Halep'in kuzeyi ile Türkmenlerin arası kesilmiş, Türkmen tugaylarına birçok yerde saldırılar olmuş, bir yandan Rusların uçak saldırıları, bir yandan da IŞİD'in ve PYD'nin kuzeyden ve güneyden saldırmalarıyla maalesef, Türkmenler yerlerinden yurtlarından edilmiş durumdadır. Türkmenler bizlerden yardım beklemektedirler, her türlü yardıma da açık olduklarını çok açıkça ifade etmektedirler. Kobani'ye, Ayn El Arap'a selam gönderenlerin Türkmenlere de hiç olmazsa gözünün ucuyla bakması beklenmektedir. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisini de duyarlı olmaya ve Türkmenlere yapılan bu soykırımı, yerinden etme hadisesini kınamaya davet ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün görüşeceğimiz ve kısaca "AR-GE" olarak adlandırılan kanun tasarısına bu ülkenin geleceğine, kalkınmasına, toplumun refah düzeyinin yükselmesine inanan hiç kimsenin karşı çıkması mümkün değildir.

Bu kanun tasarısının metninde kısaca ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması ve ülkemizi muasır medeniyet seviyesine ulaştırma yolunda kamunun olduğu kadar özel sektörün de yoğun çalışma ve gayret göstermesi gerektiği belirtilmektedir. Bu amaçlar doğrultusunda hazırlanan tasarı, yüksek katma değerli ürünlerin üretilmesini sağlamak ve desteklemek, AR-GE insan kaynağı kapasitesini artırmak, bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji ve yenilikçi şirketlerin ortaya çıkmasını ve gelişmesini desteklemek, üniversite-sanayi iş birliğini geliştirmek ve kurumsallaştırmak, AR-GE ve yenilik ekosistemini güçlendirmek gibi pek çok konuyu dikkate almaktadır.

Değerli milletvekilleri, ülkelerin rekabet gücünü ve gelişmişlik ölçüsünü belirleyen temel faktörlerin başında, hiç şüphesiz ülkenin mevcut teknolojik seviyesi gelmektedir. Ne yaparsak yapalım, ne kadar destek verirsek verelim, kendinize ait olan, kendinizin geliştirdiği ürün veya teknoloji olmazsa, montaj yöntemiyle bu seviyeyi yükseltmek mümkün olmayacaktır.

Araştırma ve geliştirme faaliyetleri, her türlü ön yargıdan kurtularak ve imkânları zorlayarak yapılmalıdır. Bunları yaparken de iktidar taassubuyla ve her şeyi en iyi ben bilirim edasıyla değil, muhalefet milletvekilleri ve siyasi parti gruplarının da aklın, bilimin ve pratik tecrübelerin ışığında ortaya koyduğu görüş ve düşünceleri hiçbir komplekse kapılmadan dikkate alınmalı ve istifade edilmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2008 yılında kabul edilen 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun görüşmelerinde, Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerinin "Bugün görüşmekte olduğumuz ve geç kalan bu tasarıyı biz, esasen olumlu fakat dar kapsamlı bulmaktayız." şeklindeki dikkate alınmayan eleştirileri sonucunda, çok değil, yedi, sekiz yıl sonra tekrar kanun tasarısının hazırlanması eleştirilerimizin ne kadar haklı olduğunu ortaya koymuştur.

2000 yılında, 57'nci Cumhuriyet Hükûmeti tarafından Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu hazırlanmış, 26 Haziran 2001 tarihinde de kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Gelişmiş ülke örneklerinde olduğu gibi, sanayicimiz ile araştırmacılarımızı birlikte çalıştırmaya özendiren bu kanunla ülkemizde çok sayıda teknoloji geliştirme bölgeleri kurulmuştur. Ancak, giderek artan destekleme çabalarına rağmen, Türkiye'de AR-GE harcamalarının hem gayrisafi millî hasıladaki yeri hem de ürün maliyeti içindeki payı olması gereken düzeylere maalesef, ulaşamamıştır. Dünya Ekonomik Forumu'nun açıkladığı 2015-2016 Küresel Rekabet Raporu'na göre, ülkemizin makroekonomik ortam ve kurumsal yapılanmadaki bozulma sonucu, 140 ülke arasında bir önceki yıla göre 6 basamak gerileyerek 51'inci sıraya düşmesi bunun en belirgin örneğidir. Anılan raporda da görüleceği gibi, ülkeler global büyümedeki yavaşlama ve yüksek işsizlikle mücadele etmek için verimliliklerini ve inovasyona sundukları destekleri artırmak zorunda kalmışlardır. İnovasyona sunduğu destekle öne çıkan İsviçre, Singapur ve Amerika Birleşik Devletleri 140 ekonomi arasında da en üst sırada yer almaktadır. Asıl önemlisi ise Türkiye'nin 2014 yılı itibarıyla satın alma gücü paritesine göre yaklaşık 800 milyar dolarlık bir gayrisafi yurt içi hasıla büyüklüğüyle 140 ülke arasında 18'inci, pazar büyüklüğüyle 16'ncı sırada olması ve nüfus sıralamasına göre de 19'uncu sırada olmasına rağmen, rekabet gücü sıralamasında 51'inci, inovasyon sıralamasında ise 60'ncı sırada olması bu güzel ülkeye ve çalışkan Türk milletine hiç yakışmamaktadır. Bilimsel yayın sayısı bakımından da Türkiye'nin dünya sıralamasındaki yerinin son sekiz, dokuz yıldır değişmemesi, daha üst seviyelere çıkmaması da bir diğer ülke gerçeği olarak karşımızda durmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AR-GE faaliyetlerinin bir sonucu olan patent başvuruları ve tescillerine de baktığımızda da acı durumu görmekteyiz. Türk Patent Enstitüsünün 2015 yılı raporlarına göre, 2014 yılında 4.861 yerli patent başvurusunun 1.251'i tescil edilirken aynı yılda 7.514 yabancı patent başvurusunun 7.279'unun tescil edilmesi, üzerinde çok düşünülmesi gereken acı bir gerçektir. Yani, ülkemizde yapılan AR-GE çalışmalarının büyük bir çoğunluğunun patent tesciline dahi değer bulunmaması AR-GE çalışmalarının yanlış anlaşıldığının bir diğer göstergesidir. Türkiye'nin yüzde 1,01 olan AR-GE'ye ayrılan oranı 2023 yılında yüzde 3 yapmak istemesi erişilebilir bir hedef olmaktan çok uzaktır ve geçmiş yıllara bakarak "inşallah" demekten başka da bir şey aklımıza gelmemektedir.

Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak seçim beyannamelerimizde ve parti programlarımızda da belirttiğimiz gibi, dışa açık ve rekabetçi bir yapı içerisinde dünya ekonomisiyle bütünleşerek bölgesel ve küresel gelişmelerin önde gelen belirleyicileri arasında yer alınmasını, bilgi çağının gereği olarak bilgi üretiminin desteklenmesini...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Devamla) - ...bilgiye hızlı ve kolay ulaşımın sağlanması suretiyle bilginin en etkin tarzda kullanılmasının gerçekleştirilmesini, kolay kazanç sağlayan ranta dayalı bir tüketim ekonomisi yerine teknolojik gelişmeyi, yenilikçiliği, verimliliği ve istihdamı esas alan bir üretim ekonomisinin oluşturulmasının gerektiğini söylüyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)