| Konu: | Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 10.02.2016 |
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Ben aslında soru-cevap kısmında da yerimden söz istemiştim ama süre darlığından söz verilmedi.
Sayın Bakana açıkça buradan şunu sormak istiyorum: Sayın Bakan, bu ülkenin bilimde, sanayide gelişmesi için bir temel bilimler politikası var mıdır? Örneğin, fen fakültelerinin yeniden yapılandırılması konusu gündeminizde var mıdır? Daha da önemlisi, Türkiye'nin bir bilim politikası var mıdır? Bu soruların cevabını lütfen sizden istiyorum.
Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, bugün üzerinde konuştuğumuz teklif aslında araştırma, geliştirme ve tasarım faaliyetleriyle ilgili ve bunun önemli ölçüde bilimsel ölçüm ve ödüllendirme işini yapacak olan kurum TÜBİTAK. Şimdi, TÜBİTAK'la ilgili düşünüldüğünde hemen aklımıza şöyle bir şey gelmeli: TÜBİTAK'ın ülkenin en parlak bilim insanlarının bir araya geldiği, bilimi her yönüyle tanıtmak ve bilim insanlarını desteklemek için faaliyetler yürütmek ve biriktirdiği uzmanlıkla toplumun, kamu idaresinin ihtiyaçlarına cevap verecek çözümler sunduğu düşünülebilir. Değerli arkadaşlar, ancak durum böyle değil. Biliyorsunuz, kadrolaşma skandalları, yöneticilerinin görevden el çektirilmesi, yetersizliği kamuoyunca tartışmalı olan, sorgulanan yöneticilerin atamalarıyla maalesef TÜBİTAK gündeme gelmektedir. Bildiğiniz üzere, 17-25 Aralık sürecinde, kamuoyunda, çok miktarda dijital verilerin değerlendirilmesi sürecinde TÜBİTAK'la ilgili çok çelişkili şeyler ortaya çıktı. Dönemin bakanı şunu söylemişti o dönem: TÜBİTAK'ın analizlerinde, üzerinde montajlar olduğu, üzerinde oynandığı şeklinde görüş belirtmişti ve daha sonra, bildiğiniz üzere, TÜBİTAK'ın tüm yönetimi altüst edilerek yeni bir yönetim atandı ve atanan yönetim daha önceki incelemelerin tam tersine sonuçlar vermeye başladı.
Şimdi, TÜBİTAK'ın bu hâli aslında birçok kurumda AKP döneminde yaşanıyor. TÜBA'da yaşanıyor, YÖK'te yaşanıyor ve diğer birçok kurumda aşağı yukarı aynı sonuçlar yaşanıyor. Tabii, TÜBİTAK'ın bu hâli, her iktidarın kendi ideolojisi doğrultusunda toplumun en temel hakkı olan bilgi edinme, bilimsel faaliyette bulunma ve öğrenme hakkına müdahale anlamına geliyor. Yine, iktidarın ideolojisiyle uyuşmayan kadroların tasfiyesiyle başlayan ve sonra evrim konusunda yaşanan bir sansür süreciyle karşı karşıya kaldık. Birçok kitabın toplatılması gündeme geldi.
Değerli arkadaşlar, bildiğiniz üzere, basında da çok yer aldı, 50 bin kitap için toplatma kararı verildi. Bu kitaplar yerellik ve kültürel uyum kriterleriyle, dikkatinizi çekiyorum, yerellik ve kültürel uyum kriterleriyle değerlendirilecek. Eğer aşamazsa bu kriterleri 50 bin kitap imha edilecek.
Değerli arkadaşlar, şimdi, adında bilim ve teknik olan böyle bir kurumun kitapları subjektif bir değerlendirmeyle yerellik ve kültürel uyum değerlendirmesi ne kadar bağdaşıyor? Bu 50 bin kitabın imha edilme süreci nasıl yaşanacak, kim, neye göre değerlendirecek, hangi akla göre değerlendirecek? Her gelen iktidar kendisine göre bir değerlendirme süreci işlerse ve bilimsel kriterleri esas almazsa TÜBİTAK nasıl olacak da değerli arkadaşlarım, böyle AR-GE çalışmalarını şekillendirecek, yönlendirecek ve yönetecek. Bu gerçekten tüm kurumlarımızda yaşanan ciddi bir sorundur.
Önümüzdeki süreçte TÜBA'da yaşananlara da değineceğim, YÖK'te yaşananlara da değinmeye çalışacağım çünkü AKP iktidarı döneminde, tamamen bağımsız, özerk yapıda olması gereken bu kurumlar bir rant alanına, bir kadrolaşma alanına çevrildi ve kendilerine göre dünyayı yorumlamak suretiyle birtakım kararlar alıyorlar ve önümüzdeki süreçte bu maddelerle ilgili fonların kullanılmasına da işte bu yandaş kadro karar verecek. Şimdi, böyle bir yandaşlık sonucu verilecek olan fonların...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - ...sağlıklı ve tarafsız olacağına nasıl inanacağız? Bunu Genel Kurulun bilgisine sunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)