GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:38
Tarih:11.02.2016

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

97 sıra sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 9'uncu maddesi hakkında vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle aziz Türk milletini ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce bundan tam bir yıl önce, 11 Şubatta, derdi sadece üniversitede eğitim görmek olan Özgecan Aslan'ı evine giderken kaçırıp tecavüz girişiminde bulunup, direnince önce kollarını ve bacaklarını kesip öldüren, daha sonra da cesedini yakarak katleden canileri lanetliyorum. Özgecan'ı unutursak ahlakımızı, vicdanımızı, insanlığımızı kaybederiz diyorum. Özgecan'ı unutmayacağız, unutturmayacağız. Özgecan Aslan'ın ailesine başsağlığı diliyorum.

Tabii, AR-GE'yle ilgili görüşmeleri buradan dikkatle takip ediyorum. Yüzde 1'lik bütçelerle Türkiye'de ciddi araştırma geliştirme faaliyetlerinin yapılmasının da mümkün olmadığına inanıyorum. ASELSAN dışında Türkiye'de araştırma ve geliştirmeye dönük ciddi bir kurum olduğunu da düşünmüyorum.

Ben bugün buradan, on dört yıldır Türkiye'yi yöneten bir Hükûmetin araştırma ve geliştirmeyle ilgili somut şeyler ortaya koymuş olmasını isterdim. Bugün 550 tane milletvekilinin cebinde 1 tane yerli ve millî cep telefonu yok. 550 milletvekilinin bindiği 1 tane yerli ve millî otomobil maalesef yok. On dört yıl ülkeyi yöneten bir Hükûmetin bunları yapmış olmasını beklerdik ama hâlâ "Yapacağız." deniliyor, "Bakacağız." deniliyor, önümüzdeki yıllarda ilk yerli ve millî uçağı uçuracağımız söyleniyor.

Ben buradan Sayın Bakanıma ve AKP'li milletvekillerine sesleniyorum: Sorumluluğunuz büyüktür. Türkiye'de maalesef otuz yıldır terör var, bunun on dört yılında sizler varsınız. Otuz yıllık terörün on dört yılında AKP var. 2005 yılında o zamanki Sayın Başbakanın Diyarbakır'a gidip "Kürt sorunu vardır, bunu çözeceğiz." deyip bir tarafına Barzani'yi, bir tarafına Şivan Perver'i alıp "...." (x) demesiyle başladı Türkiye'de terör. Daha sonra Habur'da teröristler davullarla zurnalarla karşılandılar. Teröristlerin ayağına hâkimler, savcılar gönderildi. Hâkimler, savcılar sordular teröristlere: "Pişman mısınız?" dediler. Teröristler dediler ki: "Biz mağarada yaşıyoruz ama pişman değiliz, davamızın mücadelesini yapıyoruz." Ama maalesef, devletin hâkimleri bunlara "Yok yok, pişmansınız, biz sizi serbest bırakıyoruz." dediler. Daha sonra bu görüşmeler Oslo'da, İmralı'da, Dolmabahçe'de devam etti. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki: "Benim Dolmabahçe görüşmelerinden haberim yok."

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Var var.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Var var, hepsinden haberi var.

BAKİ ŞİMŞEK (Devamla) - Eğer Dolmabahçe görüşmelerinden haberi yok ise Yalçın Akdoğan Dolmabahçe Sarayı'nda kimden aldığı yetkiyle pazarlık etti teröristler adına? Bunu ben yüce Meclisin takdirine sunuyorum.

Türkiye Cumhuriyeti devleti dünya var oldukça yaşayacaktır. Türk devleti ve Türk milleti var olacaktır, bunun önünde hiçbir güç duramayacaktır diyorum.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)