GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:38
Tarih:11.02.2016

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AR-GE faaliyetlerinin aslında yapılacağı yer tabii ki üniversitelerdir.

Şimdi, yapılan bir anketle üniversitelerde yaşanan sorunları biraz dikkatinize sunmak istiyorum. Değerli arkadaşlar, yapılan bir anket çalışmasında en çok karşılaşılan sorun... Sorunlar çok fazla ama ben birkaç tanesi üzerinde durmak istiyorum. Birincisi, üniversitelerde dekan veya yüksekokul müdürü atamalarının fakülte görüşleri veya liyakat dikkate alınmadan keyfî yapılması. Değerli arkadaşlar, dekan olmak ya da bir yüksekokul müdürü olmak tamamen rektörün iki dudağı arasına bırakılmış ve ilahiyat fakültesine bir temel bilimci, fen fakültesine bir tarihçi dekan olabilmekte veya yüksekokul müdürü olabilmektedir.

Diğer bir önemli sorun değerli arkadaşlar, kadro ilanları üniversitelerde adrese teslim yapılıyor. Öyle ilanlar var ki hepinizin memurlar.net'e girip verilen ilanların birkaç tanesini görmesini isterim. Öyle bir ilan tarifi yapılıyor ki... Kişinin adını yazsanız belki aynı isme ait birkaç insan vardır Türkiye'de ama öyle bir ilan veriyor ki o kişi dışında asla bir başkasının başvurma şansı söz konusu olamaz. Doğrudan, mesela "doktora" başlığını koyuyor. "Doktora" başlığında ilan koyuyor, diyor ki: "Bu konuda doktora yapmış olmak." Değerli arkadaşlar, bir konuda bir doktora yapılır, eğer diğeri yapılıyorsa onu çürütmek üzere yapılır ama bizimkiler ilan koyarken doktora başlığını veya yüksek lisans tez başlığını koyarak eleman alma yoluna gidiyorlar.

Değerli arkadaşlar, yine, ana bilim dalı bölüm başkanlıklarına seçimler asla yapılmamakta, yine tamamen rektöre yakınlık esas alınmaktadır.

Yine, bir diğer madde, araştırma görevlisi kadroları. Değerli arkadaşlar, ihtiyaç önce düşünülmeden kişi bulunuyor, kişiye uygun araştırma görevlisi kadrosunun nerede açılacağı tartışılıyor. Bunları bire bir yaşamış bir öğretim üyesiyim değerli arkadaşlar.

Yine, bir başka maddeden bahsetmek istiyorum. Doktorası bitenlerin doktora sonrası kadroya yükselmeleri için rektöre yakın olma temel şartı vardır. Eğer rektöre yakın değilseniz beklersiniz. Aslında bu tüm kadrolarda vardır. Örneğin, şu anda konuşan kişi on yıl bu ülkede doçent olarak kalmıştır, sadece rektöre yakın olmadığı için değerli arkadaşlar. Sadece rektörü eleştirdiğimiz için, üniversitede yapılan uygulamaları eleştirdiğimiz için beş yıl süreyle doçentlikte fazlaca bekletilmiş bir öğretim üyesiydim ben. Neyse ki cemaat kavgası, AKP, cemaat birbirine düşünce biz aradan sıyrılabildik.

Yine, bir başka madde değerli arkadaşlar, hedeflenmiş kişilere yönelik mobbing. Şu anda üniversitelerin en temel sorunu mobbingdir değerli arkadaşlar. İstediğiniz gibi davranmayan, istediğiniz gibi yakın durmayan bir kişiyi öyle bezdiriyorsunuz ki... Zaten mobbing bezdir, kaçır. Ve o öğretim üyesi ağzıyla kuş tutsa ne bir fondan destek alabilir ne bir çalışma yapabilir ne bir yükselme veya başka bir şeyde bir imkâna sahip olabilir.

Değerli arkadaşlar, yine üniversitelerdeki en önemli sorunlardan bir tanesi bölümün isteği dışında kadro talebidir. Örneğin, benim bulunduğum fen fakültesi kimya bölümüne -ki bu yasal değildir- bölüm başkanı ama yönetime yakın olduğu için, karşı çıkmadığı için bölüm başkanının izni olmadan kadro ilanına çıkılıyor ve hedeflenmiş kişi kadroya seçiliyor. Bu sorunları artırmamız tabii ki çok mümkün, özellikle akademisyenlerin yaşadığı sorunlara değindim ama teknik personel, idari personel ve öğrencilerin yaşadığı sorunlar herhâlde hepinizin bilgisi dâhilindedir. Yurt sorunundan tutun da öğrenciler üzerine yürütülen faşizan soruşturmalar diz boyu yükselmiştir. Sadece son dönemde Malatya İnönü Üniversitesinde 97 öğrenci uzaklaştırma cezası almıştır değerli arkadaşlar. Bu, takdirlerinize sunulur, 97 öğrenciyi uzaklaştırmak.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Karar yeter sayısı istiyorum Başkan.

BAŞKAN - İşleme geçtikten sonra...

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Başkanım, bakın, bu tavrınız hakkında...

BAŞKAN - Şimdi, bir dakika, bir dakika maddeyi oylayacağım. Ama, işleme geçtikten sonra...

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Daha oturmadım ama Başkan, ben oturmadım Başkan.

BAŞKAN - Oturmayabilirsin, e, sürekli ayaktasın diye ben işlem yapmayacak mıyım, kusura bakmayın.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Başkan, siz bu tavrı gelenekselleştirmeye başladınız.