GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:41
Tarih:18.02.2016

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidara sesleniyorum: On dört yıllık icraatlarınız neticesinde ülkemizi terör cehennemine çevirdiniz ve şimdi sınırı aşan suçlarla ilgili ortak operasyonlar yapmak, EUROPOL ve EUROJUST'a bir an evvel dâhil olmak için apar topar bu yasayı çıkarıyorsunuz.

Kuşkunuz olmasın ki sınır aşan suçları işleyenler hakkında bir gün bu kanunu biz de uygulayacağız, o verileri paylaşacağız. Üzerinde konuştuğumuz tasarı da diğer tasarılar gibi STK'ların itirazları dikkate alınmadan, "Ben yaptım, oldu." mantığıyla ve direktif doğrultusunda ülkemizin gerçeklikleri göz önünde bulundurulmadan hazırlanmıştır.

Üzerinde konuştuğum 2'nci madde ise kanunun kapsamını belirtmektedir ama devamında düzenlenmiş olan 28'inci madde öyle istisnalar getirmiştir ki âdeta bu 2'nci kapsam maddesi devre dışı kalmıştır.

Özel hayat kapsamında kalan kişisel verilerin korunmasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kriterleri göz önünde bulundurulduğunda devletin hem pozitif hem negatif yükümlülükleri vardır, yani hem kişisel verileri koruma hem de ihlal edenleri cezalandırma. Ama 2'nci maddenin gerekçesinde korumanın hem kamu hem de özel sektöre karşı olacağı belirtilmiş olmasına rağmen 28'inci maddede kamu tüzel kişileri neredeyse tamamen kanun kapsamı dışına çıkarılmıştır. Bu veriler kamuya karşı korunmamaktadır. Madde gerekçesinde kapsamda olmayan fiillerin Türk Ceza Kanunu 135'inci madde gereğince cezalandırılacağı belirtilmiştir ama gözden kaçırılan çok önemli bir husus vardır, TCK 135'inci madde sadece verilerin kaydedilmesi, başkasına verilmesi ve yayılmasını cezalandırmaktadır. Bu kanundaki diğer fiiller, TCK kapsamında kanunilik ilkesi gereği cezalandırılamaz.

Bunun yanında, diğer ihlaller kabahat olarak düzenlenmiştir. Suçların tanımı belirsiz olduğu için TCK'daki sınırlı sayıda suç dışında bu kanundaki koruma amaçlı düzenlemeler, biraz önce belirttiğimiz gibi cezalandırılamaz. Kabahatler karşısında da kamu tüzel kişileri ile özel tüzel kişiler arasında bir eşitsizlik, dengesizlik söz konusudur. Kamu tüzel kişileri bu kanunu ihlal ettiğinde sadece disiplin cezası öngörülmüştür, özel tüzel kişilerle ilgili olarak da farklı miktarlarda, bazen fahiş miktarda para cezası öngörülmüştür.

Hâlbuki, kişisel verilerin en fazla korunması gereken kişilik kamu tüzel kişiliğidir. Çünkü, veriler en çok orada depolanmaktadır. Geçen günlerde, Grup Başkan Vekilimiz Özgür Özel hakkında açılan bir davada da anlaşıldığı gibi, SGK kişisel verileri satmıştır ve bu, en somut örneğidir kişisel verilerin kamuya karşı korunması gerektiği konusunda.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Davayı kazandım.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) - Evet, Özgür Başkanımız davayı kazandı bu arada, bilginiz olsun.

Esasen, kanun tasarısının geneline baktığımızda, tasarının kişisel verileri korumaktan çok, kişisel verileri toplamayı yani insanları fişlemeyi koruma altına aldığı anlaşılmaktadır. Ama bu fişlemeyi de doğru yaptığınızı söyleyemiyoruz maalesef. Yapmış olsaydınız, Türkiye'nin kalbinde, yüce Meclise 300 metre mesafede dünkü hain saldırı gerçekleşmezdi. Dün, Sayın Bakan kanun kapsamındaki kurumun bağımsız ve tarafsızlığından bahsetti. Kurul üyeleri Cumhurbaşkanı ve bakanlar tarafından atanan, başkanı belirlenen ve kurul gündemine kurul üyelerinin dahi müdahale edemediği bir kurum nasıl bağımsız olabilir? Böyle bir kurum, örneğin, özel tüzel kişilerle ilgili, derneklerle ilgili şikâyetler geldiğinde yandaşlar ile muhalifler arasında ayrımcılık yapmayacak mıdır?

Yine, kanunda kanunilik ilkesi ihlal edilmiştir. Tanımlar maddesinde, kişisel veri tanımına ilişkin olarak "belirlenebilir" ibaresi net değildir. Verilerin saklanmasıyla ilgili olarak da müphem, belirsiz bir ifade vardır. "Gerekli olan süre kadar" ibaresi kullanılmıştır ve tamamen kurumun takdirine bırakılmıştır. Yani neresinden bakarsanız bakın, kanunun her tarafı belirsizliklerle, Anayasa'ya aykırılıklarla doludur.

Mesela, 28'inci maddedeki istisnalarda aynı konutta aile efradının veri işlemesini sayıyorsunuz. Size avukatken yaşadığım bir olayı anlatacağım: Birisi telefon açtı, dedi ki: "Boşanmak istiyorum, eşim beni aldatıyor, ben aralarındaki konuşmayı dinledim." "Nasıl dinlediniz?" dedim, "Seslerini kaydettim, uygulamadan bir program indirdim ve orada, telefonda konuşulan bütün konuşmalar kaydediliyor, ben de bunu delil olarak kullanacağım." Şimdi, bu tasarıyı görüşürken Yargıtaya sordunuz mu? Şimdi, bu veri kaydını bu şekilde yasallaştırmış olmuyor musunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum, sözlerinizi tamamlayınız Sayın Altaca Kayışoğlu.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) - Bu hâliyle eksik görüş alınmış, uygulamada karşılaşılacak sorunlar göz önüne alınmamış ve dolayısıyla her hâliyle Anayasa'ya, hukukun genel ilkelerine aykırı bir şekilde fişleme amacıyla çıkarıldığını düşünüyoruz ve bu hâliyle itiraz ediyoruz diyorum.

Teşekkür ederim, saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)