GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:43
Tarih:24.02.2016

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Seçim bölgemiz Antalya'yı da, yakınındaki illeri de, ülkemizi de yakından ilgilendiren bir krizin yaratmış olduğu etkilerle ilgili bugün CHP Grubunun önerisi üzerine konuşuyorum ama Sayın Bakanımız burada, Sayın Bakana da daha geçtiğimiz hafta Plan ve Bütçe Komisyonunda bu sorunların bir kısmını iletmiş idik. Bugün bu vesileyle bazı hususların altını çizmek istiyorum.

Öncelikle, bu sorunumuz bugün kronik bir hâlde ortaya çıkmış durumda ama geçtiğimiz yılda da yine Rusya'yla yaşanan ekonomik sıkıntılar, diğer sıkıntılar nedeniyle ve ruble krizi nedeniyle zaten Rusya pazarında bir daralma vardı.

Tabii, bütün bu gelişmeler, Avrupa'da, diğer, bölgemizde yaşanan çatışmalar turizm sektörünü doğrudan etkiliyor. Ama bizim sorunumuz sadece bu krizden kaynaklanmıyor sektörüyle beraber. Maalesef burada bunları şimdi geniş tartışacak zamanımız yok. Sayın Bakana da bazı hususları ilettik. Antalya'da da arkadaşlarımızla beraber Sayın Budak da oradaydı, daha önce bu krizden etkilenen tarım sektörümüzün sorunlarıyla ilgili de bütün vekillerimizin katılımıyla, o gün orada bulunanlarla bir değerlendirme toplantısı yaptık Tarım Konseyinin öncülüğünde ve orada kurmuş olduğumuz müteşebbis heyetle de hem Sayın Budak hem ben hem Sayın Samani, her partiden birer milletvekili olarak... Tarım Bakanımız da az önce buradaydı, Sayın Çelik buradaymış. Demek ki ilgili şeylerin bir kısmı bakanlarımız burada.

Benim söylediğimin özeti şu: Sayın Şimşek'e de o heyetle beraber gittik oda başkanlarımızla beraber, Sayın Çelik'le de görüştük. Sayın Bakan zaten kendisi oraya -Kültür ve Turizm Bakanımız- gitmişti. Yani yerinde gördüler ama meseleyi bizim gündeme getirmemiz, Sayın Bakanım, yetmiyor. Ne yapmamız lazım? Açıkçası, açıklanan turizm eylem planı, evet, lazım olan hususlar var ama bunlar, bizim bir finansal kriz çıktığı zaman, makro ihtiyati tedbirler diyoruz ya işte, Merkez Bankası, BDDK "Harcayın, harcamayın, düşürelim." Ama sanayiye geçemediğimiz zaman olmuyor. Benzer şekilde, bunlar bize geçici olarak bir nebze bu sezonda kısmi rahatlama, yani tam rahatlama değil bakın, kısmi rahatlama sağlayan şeyler.

Onun için, yıllardır söylediğimiz bir şey var: Hâlâ Sayın Bakan da o sıkıntıyı yaşıyor. Şimdi, gidiyor, bir örgütle ayrı konuşuyor, öbürüyle ayrı konuşuyor. Diğerleri geliyor, başka bir şey söylüyor. Burada bir eksiklik var, samimiyetle bunu çözmemiz lazım. Sadece turizmle ilgili değil değerli arkadaşlar, yani bir an önce... Yapısal önlem dediğimiz bu. Benim burada söylemekten dilimde tüy bitti. Geçen sefer, kaç sefer söyledim, Sayın Ertuğrul Günay bana geldi, sitem etti ama çıkmadı.

Sayın Bakandan tek, en önemli istirhamımız şu: Bu turizm çerçeve kanununa bize buradan...

Yani 4 tane torba geçirdik Sayın Bakanım.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Beraber yaptık.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Aynen aynen.

Geçici bütçeden beri 4 tane torba geçirdik. Torba değil, 1 tane turizm çerçeve kanunu istiyoruz içine. Şimdi burada koyduğunuz 9 tane maddede kısmen var ama bunun içerisinde her şeyin olması lazım. Bunun içinde teşvik kanunu olacak.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Bunlar telafi edecek...

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Sayın Bakanım, sıkıntı yok. Ben diyorum ki bu krizi fırsata çevirelim.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Eyvallah.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Yani çünkü -yukarıda da arz ettim size, arkadaşlara da söyledim- Çincede kriz hem fırsat hem tehdit işaretiyle gösteriliyormuş. Ben Çince bilmiyorum ama uzmanlar öyle söylüyor. Şimdi bu krizi fırsata çevirelim ve birikmiş sorunlarımızı çözmek için bir vesile olarak kullanalım.

Sayın Bakanım, biz burada bütün partileri temsil eden Antalya milletvekilleri olarak, Mersin milletvekilleri olarak, Muğla milletvekilleri olarak, Aydın milletvekilleri olarak hepimiz turizmden en fazla etkilenen, şu andaki krizden ve ekonomisi turizme dayalı olan iller olarak arkanızdayız. Ama şunu da kabul etmek lazım, bir an önce bunu çıkarmamız lazım.

Yukarıda söyledim, siz bunun üzerine gelen 3'üncü, 4'üncü bakansınız. Hepsine sırayla söyledik, her sene burada söylüyoruz. Niye? 2007-2013 eylem planı bitti, 1'inci maddesi örgütle ilgili kanundu, yapmadık. Niye? İşte şu kısır, sanal çekişmeleri bırakın diyorum. Yani önce bir ekonomik, sosyal konularda çıkacak kanunlar...

İşte, turizm çerçeve kanunu diyorum. Bunun için de başta bir turizm planlaması lazım. Kim yapacak? Sadece Bakanlığın bunu yapma şansı yok. O paydaşlarla beraber güzel söylüyorsunuz ama otelciler ayrı yerden bakıyor, tur operatörleri ayrı açıdan bakıyor, birlikler ayrı açıdan bakıyor. Hepsini bir araya getirecek bir üst, sizin tabirinizle, üst akıl diyorsunuz ya Sayın Bakan, yani bunu sağlayacak bir şey... Hep söylüyoruz, lafta var.

Diyorum ya, eylem planına baktığım zaman ben onun yüzde 75'ine katılırım. İçinde belki eleştireceğimiz, eksik olanlar olabilir ama zaten vardı ama yapılmadı. 2007-2013, bakın, bitti, 15, 16... Bunun içerisine kıyı kenar kanunu lazım, bunun içerisine, az önce Sayın Budak'ın da bahsettiği istihdamla ilgili kısım var, turizm sektörünün bizden talepleri var. Her sene ben kaç yıldır nisan ayının başında turizm sezonunun açılışı diye burada gündem dışı söz alırım, bunlar da tutanaklar da var, her seferinde de o talebimizi yenileriz. Gelin, bu sefer bu krizi fırsata çevirelim, kışın, yazın. Turistik tesislerimizi sadece Antalya olarak düşünmeyin, Uludağ'da da yazın boş kalıyor o oteller, örneğin Erzurum'da yazın boş kalıyor.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Kışın da boş kalıyor.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Az önce Sayın Hocam burada Erzurum'u söylüyordu, "Palandöken" deyince, onlara da tam tersine yaz döneminde de onların istihdamına teşvik vermemiz lazım, oraların açık kalabilmesi için alternatif toplantılar düzenlenmesi lazım, sadece kayak turizmi için değil. Bizde de kışın bunların açık kalabilmesi için istihdamla ilgili teşvik kanununda da düzenlemeler yapmamız gerekiyor.

Ama benim çok daha muzdarip olduğum, herkesin de tam söyleyemediği bir husus daha var: Çok plansız bir turizm yapılaşması görüyoruz yani bizim bölgemiz de dâhil olmak üzere Bakanlığın bu hususlarda biraz daha seçici olması lazım. İşte, bu, yapısal eksiklikten kaynaklanıyor, örgütsel eksiklikten kaynaklanıyor, dolayısıyla bir arz planlamasını da yapmamız lazım. Bir taraftan pazar planlaması yapıyoruz ama efendim, sadece deniz, kum olmasın, değişik alternatif turizm yöntemlerini uygulamaya koyalım diyoruz. Peki, onu planlamazsak...

Sayın Muş, müsaade et de Sayın Bakana bir şey söylüyoruz yani senin acelen yok.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Tamam, Genel Kurula hitap edin.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Sayın Bakanım, bu planlama işine de lütfen bir konsept, bir şeyler geliştirelim, herkes kafasına göre böyle çok farklı bina yapıyor yani resmen konsept dışına çıkan çok fazla binalar var ki bir heyula gibi çıkıyor. Belli bölgelerde belli konseptler geliştirip ona göre tip projeler geliştirmek lazım ki... Veya teşviki verirken onlara verin, siz teşvik edin yani belli standartlara uygun.

Şimdi, veriyoruz teşvik, güzel, içinde, enerjiyle ilgili söylüyorsunuz, atık suyla, katı atıkla ilgili söylüyorsunuz. Güzel de kaç tanesi alabilecek durumda? "Çevreye duyarlı olsun." Kaçını öyle yaptırdınız Sayın Bakanım? Belgeyi siz veriyorsunuz yani "Şimdi, bunu eğri oturup doğru konuşalım." derler ya sektör diyor ki: 4 bin civarında Bakanlık belgeli tesis var, bunun 250 tanesi ancak bu sizin söylediğiniz enerji teşvikinden yararlanabilecek durumda. Niye? Çünkü ötekiler yaparken çevreye duyarlı yapmamış veya standardını oraya getirememiş, özetini söylüyorum. Bu hepimizin sorumluluğu. Hem teşvik ederken ona göre yapalım hem bu yatırım belgesini, işletme belgesini verirken ona göre verelim hem de bunları farklı konseptler, farklı bölgelerde oluşturarak alternatif turizm kanallarını da böylece ülkemize yönlendirelim.

Bunlarla birlikte, yapmamız gereken en önemli şey de bu klasik, geçmişten beri eksik devam eden tanıtım kısmını da ciddi anlamda bir gözden geçirmek gerekiyor Sayın Bakan. Yani tanıtım kısmına, ciddi anlamda hem para hem zaman hem yeni bir sistemle zaman ayırmamız lazım. Çünkü, yanlış bir şekilde "Türkiye markası pazarlıyoruz." diye bir sürü paralar harcadık. Değişik, alternatif turizm türlerine göre değişik bölgeleri marka şehir hâline getirmemiz lazım. Bunu niçin söylüyorum? Bunların tamamını, işte bu söylediğimiz çerçeve kanunda ne yapılması gerekiyorsa oturalım bunları yapıcı bir şekilde... Diğer konularda da ilgili bakan arkadaşlarımızla da konuştuk, komisyonda da söyledik herkes kabul ediyor ama eyleme bir geçemiyoruz yani eylem planları çok yapılıyor; plan çok, eylem yok. Lütfen bu sefer öyle olmasın.

Sayın Bakana, yeni başladığı heyecanıyla beraber bizler de burada destek sözü veriyoruz. Çünkü, turizm sektörü Sayın Bakanım, tamamıyla yerli bir sektör. Yabancılar gelir, döviz kazandırır ama kuruluştaki birtakım makine, teçhizat hariç, sonra, kullanılan ithal içkiler hariç geri kalan bütün girdiler yerlidir. Bir taraftan gelip hem diyorsunuz ki: "Tasarruf edelim, onu artıralım, bunu artıralım." ama öbür taraftan bunu sanki bir yabancı sektör gibi görmeyelim. İnşallah bu kriz, bu sorunları tekrar gözden geçirmemize ve yapısal önlemler almamıza vesile olur, ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına vesile olur.

Biz de bu vesileyle, bu dayanışma kültürünü, Antalya'da da örgütlediğimiz beraber olma, bunu yapma kültürünü bu Meclise de ve Türkiye'ye de yansıtıp hep birlikte sorunları çözeriz diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)