GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yaşam ve özgürlüklere ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:44
Tarih:25.02.2016

MEHMET TÜM (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; barış ve kardeşlik duygularıyla hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Orta Doğu'da devam eden kirli savaş ve ülkemizde yaşanan terör ve şiddet ne yazık ki canımızı yakıyor; her gün evlatlarımız şehit oluyor, sivil yurttaşlarımız yaşamını yitiriyor, çocuklarımız ölüyor, ülkenin her yerinden feryatlar yükseliyor, doğmadan yetim kalan çocuklar, dul kadınlar, boynu bükük babalar, gözü yaşlı analar, sönen ocaklar hepimizi derinden yaralıyor, yüreğimizi yakıyor.

Değerli milletvekilleri, halkımız büyük bir çaresizlik ve umutsuzluk içindedir çünkü sadece çocuklarımız ölmüyor, umutlarımız ve geleceğimiz yok oluyor. Ben buradan 550 milletvekilimize sesleniyorum: Bizler umutların tükenişini, ocakların sönüşünü, gözü yaşlı anneleri, boynu bükük çocukları çaresizlik içinde seyredemeyiz. Gelin hep birlikte bizim olmayan bu savaşa, teröre karşı çıkalım, bu akan kanı hep birlikte durduralım, yüksek sesle barış için haykıralım.

Değerli milletvekilleri, biz, savaşı iyi tanıyoruz; savunmasız insanların bombalarla, nükleer silahlarla yok edilmesinden tanıyoruz; doğanın ve kentlerin yakılmasından, yıkılmasından tanıyoruz. Savaşı anaların dinmeyen gözyaşlarından, babaların çığlıklarından tanıyoruz; gelinlerin feryatlarından, küçük yaşta ölen çocukların ardından yakılan ağıtlardan tanıyoruz; yazarların, aydınların ve gençlerin öldürülmesinden, hapse atılmasından tanıyoruz; insana ve topluma ait iyi, güzel ne varsa yasaklanmasından tanıyoruz.

Değerli milletvekilleri, buradan Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sayın Başkanına sesleniyorum: Bekleme odasına alınan, Meclisin asli görevi olan ülkenin sorunlarının acilen tartışılmasını sağlayınız. Meclisin baypas edilmesine asla izin vermeyiniz. Bu tarihî sorumluluktan kaçmayınız.

Değerli milletvekilleri, barış bu toprakların temel harcıdır. Yüzyıllardır bu topraklarda sevgi ve kardeşlik içinde birlikte yaşıyoruz. Bizler Yunus'un, Mevlâna'nın, Hacı Bektaş'ın torunları olarak barışı sağlayabiliriz. Tarihsel görevimizi yerine getirelim. Gelin, bu taşın altına hep birlikte elimizi koyalım. Bu güzelim topraklarda kinin ve nefretin yeşermesine asla izin vermeyelim. Çünkü, barış, akşam eve dönen babadır, çocuğun gördüğü düştür; anaların yüzündeki tebessüm, genç kızların çeyizindeki gelinliktir; işverenin fabrikası, yoksulun işi, aşıdır; delikanlının sevda sözleridir. Şimdi soruyorum: Bunlara karşı çıkan, itiraz eden bir arkadaşımız olabilir mi? Hepimiz tarihî bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Milletvekili olarak bizler bu tarihî sorumluluğumuzu yerine getirmek zorundayız. Ayrımcı şiddet ve nefret dilini bırakıp barışı istemekte ısrar etmeliyiz.

Değerli milletvekilleri, ben burada hiç kimseyi eleştirmek ve suçlamak için konuşmuyorum. İnsanımızın can ve mal güvenliği, ülkemizin barış ve huzuru için, yitirilen canlara yenilerinin eklenmemesi için tarihî bir çağrı yapıyorum. Lütfen, bu çağrımıza kulak veriniz. Bizim vicdani ve insani sorumluluğumuz bunu gerektiriyor. İnsan yaşamı bizce kutsaldır, her şeyin üstünde olmalıdır. Ben sizlerin de benimle aynı duyguları paylaştığınıza inanıyorum. Öyleyse bizlere düşen tarihî görev, günlük siyasi çekişmeleri bir yana bırakmalıyız. Bu yangını hep birlikte söndürecek çareler aramalı ve çözüm üretmeliyiz. Halkımızın bizlerden acilen beklentisi budur. Bu ülkede ve coğrafyada yaşanan, yaşayan farklı kültür ve inançlar bizim zenginliğimizdir. İstenen ve beklenen, demokratik bir anlayış içinde eşit koşullarda birlikte yaşamaktır. Nazım'ın dediği gibi "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine." Yaşamayı özlem olmaktan çıkarıp gerçek kılmalıyız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET TÜM (Devamla) - Bir dakika izin istiyorum, bitireyim konuşmamı.

BAŞKAN - Tamamlayınız Sayın Tüm.

Buyurunuz.

MEHMET TÜM (Devamla) - Atatürk'ün dediği gibi, yurtta barış, dünyada barış diyorum.

Değerli milletvekilleri, unutmayalım ki ülkemizde barışı sağlamak herkesten önce Türkiye Büyük Millet Meclisine düşmektedir. Gelin, hep birlikte bu gidişe son verelim. Şehit cenazelerinde çaresizlik içinde gözümüzün içine bakan ailelerin dertlerine derman olalım, feryatlarına kulak verelim. İnsanın ekmekten, sudan daha çok barışa ihtiyacı var. Yaşam hakkı olmayan insanların geleceğe dair beklentisi olamaz. Gelin, savaşa, teröre, şiddete karşı barışı savunalım. Barışın egemen olduğu bu topraklarda bu güzellikleri birlikte yaşayalım.

Ozan Nesimi Çimen'in dediği gibi: "İnsancıl insanlar barıştan yana/ Ancak zalim olan kıyar insana/ Barış aşkı yayılmalı cihana/ Barış güvercini uçsun dünyada."

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)