| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 6'ncı tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 03.03.2016 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2016 yılı bütçesi üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyor; sözlerime başlamadan önce, vatanı için canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
Değerli arkadaşlar, on üç yıllık AK PARTİ iktidarımız döneminde, her alanda olduğu gibi enerji alanında da çok büyük yatırımlar yaptık. Kısaca özetlersek; 2002 yılında 31.846 megavat olan kurulu gücümüzü 2016 yılı ocak ayı sonu itibarıyla 73.427 megavata yükselttik.
Doğal gaz sektöründe, 2002 yılında 5 şehrimizde doğal gaz varken şu anda 77 ilimizde ve birçok ilçemizde, yüzlerce ilçemizde doğal gaz vardır.
Petrol arama yatırımlarına baktığımızda, 2002 yılı yatırımı 35 milyon dolar iken, 2015 yılı yatırımı 424 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Maden ihracatımız ise 2002 yılında 700 milyon dolar seviyesindeyken şu anda 3 milyar 900 milyon dolar seviyesine yükselmiştir. Bunların hepsini bizler çıkartacağız arkadaşlar. Ülkemizi geliştirmek için bunlara da mecburuz.
Diğer yandan, Bakanlığımızın gerçekleştirdiği uluslararası, reform niteliğindeki projelerle -mesela TANAP projesi bunlardan bir tanesidir, Bakü-Ceyhan Boru Hattı bunlardan bir tanesidir- ülkemizi enerji köprüsü hâline getirmek için elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.
Değerli arkadaşlar, ülkemizin yarınları için enerji çeşitliliğini artırmamız gerekiyor. Bunun için nükleer santrallar yapalım dediğimizde, "GES, HES, RES yapın." diyorlar ama RES, GES yapalım dediğimizde de karşı çıkıyorlar. Bu arkadaşlara diyoruz ki: Dedelerinizin zamanında yaşamaya devam ediniz.
Arkadaşlar, şu iyi bilinmelidir ki dünden bugüne, dünyada yaşanan tüm mücadelelerin ana kaynağında, enerji ve tabii kaynaklara hâkim olma kavgası vardır. Şu anda Orta Doğu'da ve bölgemizde yaşanan istikrarsızlığın ana sebebi de budur. Petrol ve diğer doğal kaynakların paylaşım mücadelesi bir asır öncesinden yaşanmış, Sykes-Picot ve bazı anlaşmaların yüz yıllık geçerli hükümlerinin bitmesi gündeme gelince yeniden şer ittifakları düğmeye basmaya başlamıştır. Bölgenin yeni yapılanmasında dış güçler bir senaryo ortaya koymuş, PYD, PKK, IŞİD ve diğerleri bunların gönüllü taşeronluğunu yapmaya başlamışlardır.
Bölgeye bakıldığında, yüz yıllardır iki medeniyetin kavgasına şahit oluyoruz. Birisi, Churchill'in ifadesiyle anlam bulan "Bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir." zihniyeti, diğeri "Bir damla masum insan kanı, dünya ve içindekilerden daha kıymetlidir." diyen İslam Peygamberi'nin bakış açısıdır. Yani, bugün Suriye'de 400 bin insanın hayatını kaybetmesinde bu emperyalist güçler açısından hiçbir anlam ve ifade yoktur. Meseleye bu bakış açısıyla bakıldığında sorun kendiliğinden çözülür.
Değerli arkadaşlar, bu vatanda Türk'üyle, Laz'ıyla, Kürt'üyle, Çerkez'iyle, Sünni'siyle, Alevi'siyle et ile tırnak gibi, bölünmez bir parçayız. Bu coğrafya bizim ortak kaderimizdir.
Bizim "millî birlik ve kardeşlik projesi", sizin "çözüm süreci" dediğiniz süreçte bizler baldıran zehri içmeye razı idik ama birileri süreci sürekli baltaladı, gelinen durum ortada. Bu süreci dış güçler adına baltalayanlar, dış güçler adına enerji koridoru oluşturmaya çalışanlar, ölen her masum candan ve şehitlerimizin vebalinden kurtulamayacaktır.
Bölgemizde emperyalistlere enerji koridoru oluşturmak için çalışan zavallı taşeronlara, devletimizle, milletimizle el ele, en iyi cevabı vereceğiz. Bu çabaların beyhude çabalar olduğunu göreceksiniz. Sözde öz yönetim çabalarınızın bu emperyalistlerin bir oyunu olduğunu, bir parçası olduğunu göreceksiniz. Bölgede emperyalistlerin taşeronluğuna soyunanlar tarih önünde ve milletimizin vicdanında mahkûm olacaklardır.
Genel Kurulu saygıyla selamlar, sözlerime son veririm. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)