GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 6'ncı tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:51
Tarih:03.03.2016

CHP GRUBU ADINA AHMET AKIN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2016 yılı bütçesi üzerine grubumuz adına söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, elimde bir fatura var. Tüketici harcaması 53 lira, toplamda 102 lira. Bu aradaki farkı biz anlayamıyoruz. Bunu halkımız da anlayamıyor. Burada neye, ne ödüyorsak, bunu açıklamanızı sizden rica ediyoruz çünkü bunların bilinmesine ve halkımızın bilmesine ihtiyacımız var. Bunları, özelleştirmeden önce de aynı şeyleri söylüyordunuz. Siz, şimdi, bunları özelleştirdiniz, normalde bunların ucuzlaması gerekir.

Ne oldu biliyor musunuz sayın milletvekilleri? AKP Hükûmeti elektrik üretim ve dağıtım şirketlerinin kasalarını doldurdu, halkımızın cebini boşalttı. Bugün elektrik dağıtımında yapılan düzenlemelerle yargı kararları hiçe sayılarak kayıp kaçak bedelleri faturalarda -halkımız görmesin ve bilmesin diye- karartıldı. Maalesef, dağıtım şirketlerine çanak tutuldu ve bunu kabul etmemiz mümkün değil.

Bir de TRT payı var. Değerli milletvekilleri, keşke TRT gerçek ve tarafsız olsa da isteyerek desteklesek ama ne durumda olduğunu anlatayım. Bu ülkenin kurucusu ve kurtarıcısına utanmadan hakaret edebilen, sadece AKP'nin yayın organı hâline gelmiş, yakınlık ilişkileriyle kadrolaşan ve yolsuzlukların kol gezdiği iddia edilen bir kurum.

Parayı kim ödüyor? Türkiye. Yani siz kendi yayın organınıza zorla halkımızdan para topluyorsunuz ve kendi reklamınızı yaptırıyorsunuz. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Siz paraları toplarken evlerde büyük yangın var ve elektrik faturaları halkımızı bezdirmiş ve isyan ettirmiş durumda. Halkımız zaten faturalarını ödeyemediğinden elektrikleri kesik, TRT'yi nasıl seyredecek Sayın Bakan?

Sayın Bakan, siz iyi eğitim almış, bu konuda iş tecrübeleri iyi olan birisiniz, saygı duyuyorum ama çok da merak ettiğim bir konu var. Nasıl böyle bir hatanın içinde olabilirisiniz? AKP'nin kurduğu elektrik piyasasının halka değil dağıtım şirketlerine çalıştığını gösteren, adınıza imzalanmış olan bir somut belgeyi buradan göstermek istiyorum. Elektrik faturalarıyla ilgili sorduğum bir soruya Bakanlığınızın -altına imzası şekliyle- gönderdiği yazı aynen şu şekilde: "Geçmiş dönemlerde bu bedellerin iptaline ilişkin pek çok dava açılmış, bu bedelleri mevzuat kapsamında uygulamak zorunda olan piyasa oyuncuları ciddi tutarlarda davaları kaybetmiştir. Devam eden davaların da kaybedilmesi ya da diğer davaların açılması hâlinde faaliyetleri düzenlenen dağıtım şirketlerinin, görevli tedarik şirketlerinin ya da benzer davalara muhatap olan diğer tedarik şirketlerinin mali sürdürülebilirliği olumsuz yönde etkilenecektir." Gördüğünüz gibi, değerli arkadaşlar, AKP'de mahkeme kararlarını ve hukuku tanımama geleneği yukarıdan aşağıya her kademeye sirayet etmiş durumda. Oysa, herkes tarafından çok net bilinir ki mahkeme kararları istisnasız herkesi bağlar. "Bu kararı sevmedim, uygulamıyorum, tanımıyorum." diye bir keyfiyet hukuk devletlerinde olamaz. Sizin adınıza imzalanarak gelen bu belgeden bilginiz var mı Sayın Bakanım? Bu sorularımıza sizden lütfen cevap bekliyoruz. Halkımızın ödediği faturaların içindeki unsurları net olarak bilmemiz gerekiyor. Halkımızın da ne kadar kazıklandığını bilmesi gerekiyor. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Bakan, geçen yıl itibarıyla cari açığımız 32 milyar dolardı, enerji ithalatı için ödediğimiz para da yaklaşık 38 milyar dolar. Alternatif enerji kaynakları konusunda neler yapıyorsunuz Sayın Bakan? Güneş ve rüzgâr için nasıl yatırımlar yapıyorsunuz? Yenilenebilir potansiyelimizin çok yüksek olduğunu biliyoruz, ölçülmüş potansiyelimiz nedir? Mevcut potansiyelimizin ne kadarını kullanıyoruz?

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Hem "yapın" diyorsunuz hem karşı çıkıyorsunuz. Nasıl olacak o iş?

AHMET AKIN (Devamla) - Bu konuyla alakalı gelecek planlarınız neler? Enerjinin yüzde 95'ini ithal eden Fas, daha on gün önce dünyanın en büyük güneş tarlasını kurdu. Danimarka şu anda elektriğinin yüzde 40'ını rüzgâr enerjisinden elde ediyor ve 2020 yılına da hedef koydu, yüzde 50'sini elde edecek. Bir Almanya, bir Danimarka kadar olamıyoruz, Fas kadar da mı olamayacağız Sayın Bakan?

Eğer bir projeksiyonunuz varsa önümüzdeki on yıl içinde yapacağımız ciddi yatırımlarla güneş panellerini, güneş pillerini ve diğerlerini de kendimiz üreterek enerji ithalatının cari açık üzerindeki etkisini ortadan kaldırabiliriz.

Sayın Bakan, bunları üretmek için ne yapıyorsunuz? Bir on yıllık projeksiyonunuz var mı? Her konuda "2023 hedefleri" deyip, koyup duruyorsunuz. Yenilenebilir enerji konusunda 2023 hedefleriniz nelerdir? Gelecek kuşaklar için, bu ülke için lütfen bunları ortaya koyun ki şu bağımlılığımız ortadan kalksın.

Sayın Bakan, 2023 hedeflerinden bahsetmişken, Plan Bütçedeki sunumunuzda 2023 yılına kadar 2 nükleer santralin daha devreye alınacağını, 3'üncüsünün de inşaatının başlayacağını söylediniz. Enerji arz güvenliği diyoruz, yerli kaynaklarımızı öne çıkaralım diyoruz, yenilenebilir enerji kaynaklarımıza yatırım yapalım diyoruz, Bakanlar Kurulu da bağımlılığımızın ülke güvenliğimize tehdit oluşturduğunu kabul ediyor ama a'dan z'ye bağımlı olacağımız bir enerji kaynağına yatırım yapıyoruz. Daha birincisiyle ilgili olarak halkımızı ikna edememişken 2 nükleer santral daha yapmayı planlıyorsunuz, bu ciddi bir çelişki değil midir? Eğitilmiş kadro yok, bu santralin vidasını sıkmak için bile eğitim gerekiyor. Atık sorunu hâlâ çözülememiş ve sorunları giderilememiş bir bombayı ülkemize kendi elinizle yerleştirmek için mücadele ediyorsunuz. Gönlünüz rahat mı Sayın Bakan? Ayrıca, bu santrallerin ülkemize kurulması da bağımlılığımızı büsbütün artırmayacak mı? Bu ülkenin gelecekte müreffeh ve büyük bir ülke olmasını istiyorsanız, enerji politikalarının arz güvenliğimize dönük olması gerekir. Dışa bağımlılığımızın çok çok azaltılması, hatta sona erdirilmesi için bir hedefin ortaya konması gerekir. Bu şekilde gidersek maalesef bir arpa boyu yol alamayacağız.

Sayın Bakan, üniversitelerimizi işin merkezine koyalım, AR-GE yapalım; evler, apartmanlar, fabrikalar kendi elektriğini üretsin. Kendi elektriğini üretene ve üretmek isteyene zorluk çıkarmayalım. Faizsiz kredi verelim. Devlet eliyle kısım kısım hibelendirelim, halkımızı da buna teşvik edelim. Hiçbir şey yapılmadı demiyorum, bu alanda bazı düzenlemeler elbette yapıldı fakat çok az ve yeterli değil. Gelin, bunu ön plana alacak bir çalışmayı hep birlikte yapalım. Biz de destek olalım, beraberce önümüze bir hedef koyalım ve şu dışa bağımlılıktan kurtulalım.

Değerli milletvekilleri, bakın, bir uçak düşürüldü, elimiz yüreğimizde, doğal gaz ne zaman kesilecek? Kesilecek mi kesilmeyecek mi? Eğer o elektrik kendi tarafımızdan üretiliyor olsaydı Rusya kim, İran kim. Cari açığımız olmayacak, kendimize yeten bir ülke olacağız, her şeyimiz çok farklı olacak, başımız dik gezeceğiz. Bunlar için neden çalışmalar yapmıyorsunuz veya yapıyorsanız açıklar mısınız Sayın Bakanım?

Bugün enerjide dışa bağımlılığımız yüzde 72'yi aşmış ve ulusal güvenliğimizi tehdit eder duruma gelmiştir. Aceleyle, kapı kapı gezip bağımlığımızı daha da artıracak anlaşmalar yapmak yerine "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir." diyen, cumhuriyetin ve devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü örnek almanızı ve bu yönde çalışmalar yapmanızı öneriyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

AKP'nin enerji üretiminde termik santralleri öne çıkardığını, termik santral yatırımlarının önümüzdeki dönemde yaygınlaşarak artacağını biliyoruz. 2000 ile 2013 yılları arasında elektrik enerjisi üretiminde yerli kömürün payı da 30'lardan 13'e geriledi. Enerji arz güvenliğimizin sağlanmasında ithal kömüre dayalı termik santrallerin de çare olmayacağı açıktır. Ayrıca, termik santrallerin çevreye olan etkisi de bir gerçek.

Değerli milletvekilleri, dünyada ham petrol fiyatları hızla düştü. Hem akaryakıt hem doğal gaz fiyatları ham petrol fiyatlarına bağlantılı olduğundan her yerde düşerken bizde değişen bir şey yok. Özellikle akaryakıt fiyatlarındaki değişiklikleri takip edemez olduk. Gece 2 kuruş indirim yapılıyor, öğlen 5 kuruş zam yapılıyor, zam mı yapıldı indirim mi yapıldı bir türlü anlayamıyoruz, kimse anlayamıyor. Sayın Bakan, doğal gaz fiyatlarında hâlâ bir düşme olmadı. Doğal gazda indirim yapılacağını siz söylemiştiniz. Uzun bir zaman oldu, ne zaman çalışmanızı tamamlayıp indirimi yapacaksınız? Halkımız evinde doğal gazı açamıyor, ısınamıyor. Yoksa, haziran, temmuz aylarını mı bekliyorsunuz? Bu konuda elinizi vicdanınıza koymanızı rica ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Başta akaryakıt olmak üzere, elektrik ve doğal gazdan alınan vergiler çok fazla. Ülkemizde 1 litre benzinden yüzde 65 vergi alınıyor. Benzin istasyonlarını vergi daireleri yaptınız. Enerji tüketimini bir vergi kaynağı olarak görmekten vazgeçin.

Burada belirtmek istediğim ve önemli bir kaynak olarak gördüğüm bir başka husus da enerji verimliliği konusu. Enerjide bu derecede yoksunluk çekiyoruz, dışarıya -deyim yerindeyse- çuvalla para ödüyoruz ama gözümüzün önündeki kaynağı görmüyoruz. Bu konuda birtakım hedefler konmuş fakat ilerleme yok. Türkiye birim gayrisafi millî hasıla için OECD ülkelerinden yüzde 30 fazla enerji harcamaktadır.

Sayın Bakan, binalarda yüzde 30, sanayide yüzde 20, ulaşımda yüzde 15 olmak üzere 4 Keban Barajı'na eş değer enerji tasarrufu potansiyelimiz var. Burada size ve Bakanlığınıza düşen görev de enerji verimliliğini devlet eliyle sağlamak ve teşvik etmektir.

Bakanlığınızla ilgili konuşacak çok konu var, süremiz kısıtlı. Madenler var mesela, doğanın ve toprağın talanı var, lisansla tahsis edilen ancak faaliyete geçmeyen alanlar konusu var, madencilik sektöründeki aşırı kâr hırsının bedelini maden emekçilerimizin canlarıyla ödüyor olması var.

Sayın Bakan, madenlerimizde insanlarımız ölmesin. "Bu işin fıtratında ölüm var." diyerek ocaklar sönmesin. (CHP sıralarından alkışlar) Gelin, önlem alın çünkü yetki de sizde sorumluluk da sizde. Ama, şunu belirtmeden geçemeyeceğim: Cerattepe'de Artvinliler yaşam alanlarını, taşını toprağını, ormanını, doğal varlıklarını korumak için çok saygıdeğer bir mücadele verdiler. Yandaşlara sunulan talan olanağına vatandaşımız dur dedi. Hoyratça maden kaynaklarını kullanıyorsunuz. Cerattepe'de doğası için mücadele eden kişilerle görüşen Başbakanı eleştirdiniz. Başbakan oradaki insanlarla konuştu ve açıklama yaptı. Biz şimdi merak ediyoruz, acaba ne olacak? Başbakanın dediği mi olacak, Cumhurbaşkanının dediği mi olacak? Bunu hep birlikte göreceğiz. Lütfen doğanın katledilmesine müsaade etmeyin.

Elbette enerjiye ihtiyacımız var, madene ihtiyacımız var. Çok dengeli bir biçimde doğayı katletmeden madeni çıkartın, zenginliklerimizi değerlendirelim ama minicik minicik derelere de elektrik santralleri koyup doğamızı mahvetmeyin Sayın Bakanım. Kaz Dağlarımızı mahvetme yolunda çalışmalar yapıyorsunuz. Yapmayın. Bakın Cerattepe'de aşağılayıcı bir dille "yavru Geziciler" deyip onları yok saydınız. Oysa doğayı korumaya çalışıyorlar. Burada hiç kimse eline silah alıp doğayı korumaya çıkmadı.

Sonuç itibarıyla sizden isteğimiz şu: Kendi kaynaklarımıza yönelelim. Enerjimiz bizim olsun. Ne Rusya'ya ne Amerika'ya ne de İran'a bağlı kalalım. Ülke ülke gezip olmayacak işlerle uğraşmayalım. Bor rezervlerinin de yüzde 73'ünün ülkemizde olduğunu biliyoruz. Gelin bunu hep birlikte değerlendirelim, en verimli bir şekilde nasıl kullanırız beraber çalışalım. Bakın, Arapların petrolü, Rusya'nın doğal gazı neyse bizim için de bor odur. Bor madenlerimizi en üst düzeyde kullanmak için neler yapıyorsunuz? Yoksa "Biz beceremiyoruz, Amerika'ya yollayalım, onlar yapsın, onlar değerlendirsin." mi diyeceksiniz Sayın Bakanım?

Değerli milletvekilleri, burada bir konuyu arz etmek istiyorum: Yoksul milyonlarca vatandaşımız var ve kömür dağıtılıyor. İyi, güzel, gayet güzel. Dağıttığınız kömürlerin üzerindeki yazan kilogram ağırlığı ile halkımızın evine giden kömürün ağırlığı aynı değil. Bu aradaki rant yoksul halkımızın sırtından kimlere aktarılıyor? Neden halkımızı ranta kurban ediyorsunuz? Yoksul vatandaşlarımıza kömür dağıtıyorsunuz, gelin bedava elektrik de verelim. Bu konuyla ilgili yakın zamanda tamamlanacak kanun teklifi çalışmamız var. Gelin bunu hep birlikte hazırlayalım, gerekirse teklifi siz sunun, biz destek verelim. Hep birlikte, iktidarı muhalefetiyle birlikte halkımıza destek olalım. Sayın Bakanım, sizden rica ediyorum, halkımızı ranta kurban etmeyin. Genç yaşta Bakan oldunuz, ne mutlu size ama o koltuğun hakkını verin. Ufkunuz ve vizyonunuz geniş olsun. 21'inci yüzyılda enerji bağımlılığına çözümünüz tezek olmasın.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)