| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı 8'inci tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 05.03.2016 |
CHP GRUBU ADINA MEHMET TÜM (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekillerim; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesi üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekillerim, yaşadığımız dünyada en önemli sorunların başında çevre gelmektedir. Hepimiz bunu çok iyi biliyoruz, ne yazık ki çevrenin önemini AKP hükûmetleri anlayamadı, kavrayamadı. Doğasını kirleterek, dağlarını, derelerini yok ederek zenginleşen bir ülke var mıdır? On dört yıllık AKP iktidarının en başarısız olduğu alanların başında çevre gelmektedir. AKP iktidarı, "sanayileşme" adı altında rant çevreleriyle iş birliği yapmış ve çevrenin yok olmasını görmezden gelmiştir. Çevrecileri her türlü baskı ve şiddet kullanarak susturmaya çalışıyorlar. Daha üç hafta önce Cerattepe'de Artvin halkıyla beraberdik, coplandık, ıslandık, biber gazı yedik. Buradan yiğitçe direnen Artvin halkına bir kez daha selam olsun diyorum.
Değerli milletvekilleri, AKP iktidarının üzerinde en çok oynadığı bakanlık, Çevre Bakanlığıdır. Aslında bu Bakanlığı temelli kapatacaklar ancak Avrupa Birliği mevzuatı buna engel olmaktadır. AKP'nin çevreyi korumak gibi bir derdi yoktur, parklara "Çimlere basmayınız." levhası asmayı, çevreyi korumak olarak görmektedir.
Değerli milletvekillerim, çevre, doğanın tümüdür. Biz, doğaya "ana" diyoruz, yaşam kaynağımızı ondan alıyoruz. Veysel'in dediği gibi "Bizim sadık yârimiz, kara topraktır." (CHP sıralarından alkışlar) Bizler, sizin HES'lerle kuruttuğunuz derelere, delik deşik ettiğiniz dağlara ve ovalara sevdalıyız çünkü dağları, dereleri özgür olmayan bir ülkenin insanları asla özgür olamazlar. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Sizler, havuz şirketlerinize para kazandırmak uğruna yerin altını üstüne çevirmek istiyorsunuz ama unutmayın ki Artvin halkı gibi, artık Türkiye'nin hiçbir yerinde halk, sizin bu talan ve yalan politikalarınıza asla izin vermeyecektir. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Evet, altın aramak istiyorsanız ben size söyleyeyim, altını Antalya'da portakalda, Balıkesir'de zeytin dalında, Kaz Dağlarında oksijende, Marmara Denizi'nde balıkta, Akkuyu'da yok etmek istediğiniz ormanda görürsünüz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Eğer doğayı seviyorsanız, dağlarımızı maden aramak bahanesiyle delik deşik etmekten vazgeçiniz.
3213 sayılı Maden Yasası'nı ortadan kaldırın çünkü bu yasayla doğal kaynaklarımızı iç ve dış rant çevrelerine peşkeş çekiyorsunuz. Kaz Dağlarını delik deşik etmeyin, Manyas Kuş Gölü'nü ölümden kurtarın, Kapıdağ Yarımadası'na ve Balıkesir'in güzelliklerine sahip çıkın, İstanbul'un suyunu içtiği Melen Çayı'nı kanalizasyon sularıyla zehirlemekten vazgeçin.
Değerli milletvekilleri, barışın yolu, doğayı sevmekten geçer. Barış isteyen hiçbir insan, tabiata asla zarar veremez. Savaş, tüm evrene yapılan en büyük düşmanlıktır. İnsanlık, bu düşmanlığın ve kinin sonucunu Hiroşima'da gördü. Atom bombası atılan bu topraklarda yetmiş yıldır ot bitmiyor, canlılar yaşamıyor. Oraya "atom" diye attıkları, aslında kinleri ve nefretleriydi. Onun için, doğa yeşermiyor, yaşam burada devam etmiyor.
Değerli milletvekillerim, AKP iktidarı, hırslarına ve kinine yenik düşmüştür. Rant uğruna hepimizin ortak yaşam alanı olan doğayı yok etmektedir. Vahşi kapitalizmin dayattığı büyüme politikalarını havuz şirketlerinin yararına acımasızca yaşama geçirmektedir.
Değerli milletvekillerim, hepimiz insanız, yüreğimizde sevgi taşıyoruz, kaynağını doğadan almayan bir sevgi asla düşünemeyiz. Bizler dağın kışını, yazın yağışını, kartalın bakışını seviyoruz. Babasının şapkasını başına koymuş çocuklar gibi, yerde çıkan göbelekleri seviyoruz. Ağaçların kovuğunda yaşam mücadelesi veren böcekleri seviyoruz. Kumsaldan denize doğru umuda giden kaplumbağaları seviyoruz. Bunlar, bu toprakların zenginliği, güzelliği ve ayrılmaz birer parçalarıdır. Geleceğimiz olan çocuklarımızın bu güzelliklerle büyümesini istiyoruz. AKP iktidarı ise çevre eylemi yapan çocuklarımızı TOMA'larla ezmekte, biber gazıyla zehirlemektedir. Bu yüzden gençlerimiz ölüyor veya sakat bırakılıyor.
Değerli milletvekillerim, AKP iktidarı, barıştan nefret ediyor. Bakınız, daha geçen hafta Cerattepe'de Sayın Başbakan, ilk kez barış dilini kullandı, "Yargının sonucunu bekleyeceğiz." dedi. Bu açıklamanın üzerinden daha bir hafta bile geçmeden Sayın Cumhurbaşkanı çıktı, "Bunlar 'yavru Geziciler'." dedi; Artvin halkını hedef gösterdi, terörist ilan etti. Sayın Cumhurbaşkanının Gezi ruhundan korktuğunu hepimiz biliyoruz çünkü ilk kez Gezi'de korkunun ne olduğunu hissetti ve anladı. Geziciler ve "yavru Geziciler", ülkemizde zalimlerin ve yasa tanımazların korkulu rüyası olmaya devam edeceklerdir. (CHP sıralarından alkışlar) Bundan kimsenin asla şüphesi olmasın çünkü Geziciler, gücü halktan ve Hak'tan alıyor.
MURAT DEMİR (Kastamonu) - Taksim bölgesini gördük.
MEHMET TÜM (Devamla) - Gezi hareketi, ülkemiz gençliğinin zulme ve yasaklara başkaldırışıdır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HASAN TURAN (İstanbul) - Yurt dışından almasın.
MEHMET TÜM (Devamla) - Dinleyin önce.
Gezi olaylarında yaşamı yitiren Ali İsmail'den Berkin Elvan'a kadar 8 gencimizi buradan bir kez daha saygı ve sevgiyle anıyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
ABDULLAH BAŞÇI (İstanbul) - Polisleri de an, polisleri. Orada ölen polisleri de an.
MEHMET TÜM (Devamla) - Dinleyin.
Değerli milletvekillerim, çevre mücadelesi, aynı zamanda bir demokrasi mücadelesidir. Sayın Cumhurbaşkanı, eğer 78 milyonun Cumhurbaşkanı olmak istiyorsa önce demokrasiyi içine sindirecek arkadaşlar; bu ayrıştırıcı ve ötekileştirici dilden vazgeçip barış dilini kullanacak. Yaptığı tarafsızlık yemini bunu gerektiriyor, tüm Türkiye halkı ondan bunu beklemektedir. Cumhurbaşkanı, bu yasa tanımaz tavrını devam ettirdikçe sadece AKP ve yandaşlarının Cumhurbaşkanı olarak tarihteki yerini alacaktır.
Değerli milletvekilleri, AKP iktidarını bir kez daha buradan uyarıyorum. Bu ülkeyi on dört yıldır siz yönetiyorsunuz. Halkımızla, doğayla barışın; aydınlarla, gazetecilerle barışın; komşularımızla barışın; daha önemlisi, yargıyla, demokrasiyle, cumhuriyetin değerleriyle barışın.
Değerli milletvekilleri, tarih boyunca kötülerin elindeki en büyük silah, savaş olmuştur. Bu silahı insana ve doğaya karşı kullanmışlardır. Sizler doğamıza savaş açmışken bu bütçeye "Evet" dememizi asla beklemeyin, bu rant ve savaş bütçesine "Hayır" diyoruz.
Değerli milletvekilleri, "Saraylar, saltanatlar çöker/ kan susar bir gün/zulüm biter/ Menekşeler de açılır üstümüzde/ leylaklar da güler/ Bu günlerden geriye/ bir yarına gidenler kalır/ bir de yarınlar için direnenler..."
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)