| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Tasarısı Maddelerinin görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 08.03.2016 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, bugün 8 Mart nedeniyle arkadaşlarımız açılışta dilek ve temennilerini ilettiler ama tabii, Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle ben de bu Gazi Meclisin kurulmasında, cumhuriyetimizin kurulmasında önemli yeri olan kadınlarımızla ilgili Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözüyle onları hatırlamak ve kutlamak istiyorum; diyor ki Ulu Önder Atatürk: "Dünyada hiçbir milletin kadını 'Ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim.' diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işlemiştir. Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusuyla yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakâr, o ilahî Anadolu kadını olmuştur. Bundan ötürü, hepimiz, bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim." diyor. Ben de onun sözleriyle kadınlarımızı tekrar kutluyorum.
Şimdi, bunun arkasından, önceki tartışmada söze girmedim, konuşma sıram olduğu için ama Sayın Bakanın söylediklerinden sonra da dün özür dileyeceğimi söylemiştim; Sayın Bakan, artık, sonunda, zorlaya zorlaya da olsa bu borçların hukuka uygun bir şekilde silindiğini kabul etmiş oldu. Yani biz de soruyorduk. Biz hukuka uygun mu, değil mi demedik, defalarca sorduğumuz, "Bu şirketlerin borçları silindi mi, silinmedi mi?" idi. Olur ya, İnternet'te, siz, birçok şeye "montaj" dediniz, "şantaj" dediniz, TÜBİTAK'ta... Davalar açıldı, görevden alındı, buna da "montaj" dersiniz diye... Dolaşan bir Uzlaşma Komisyonu tutanağı var; sayenizde tüm bu tutanakların doğru olduğunu ve o uzlaşmaların Merkezî Uzlaşma Komisyonu tarafından tutanağa geçirildiğini ve bunların doğru olduğunu bize söylemiş oldunuz. Teşekkür ediyoruz. bugün itibarıyla bunu öğrendik.
Yalnız, burada bir husus var Sayın Bakan düzeltmemiz gereken. Ben size önceki günkü konuşmamda "Sayın Bakan, o zaman bu vergi cezasını yazan vergi denetmenleri, müfettişlerimiz, maliyeciler yanlış mı yapıyorlar, bu raporları düzenleyenler yanlış mı yapıyorlar? Onları töhmet altında bırakıyorsunuz böyle söyleyerek." demiştim, siz çok daha net bir şekilde, bugün, Merkezî Uzlaşma Komisyonundaki arkadaşlarımızın hepsinin şerefiyle, namusuyla işi yaptığını söylemişsiniz, Allah razı olsun. Ama sonucunda diyorsunuz ki: "Yazılan bir raporun değerlendirilmesi sonucunda idare ile mükellef arasında bir noktada uzlaşmayı sağlamaktır." Bakın, ne diyor Sayın Bakan: "İdare ile mükellef arasında bir noktada." O nokta sıfıra gidiyor; mükelleften tarafa gitmiş, idareyle alakası kalmamış. Sıfırladığınız zaman, o arada bir nokta mı oluyor, yoksa en uçta bir nokta mı oluyor, onu sizin takdirlerinize bırakıyorum.
Bir de şimdi "Bu söylediğiniz bütün iddialar geçersizdir. Rapora bakar idare; kararlara, tebliğlere uygun mu." diyor. Ama en vahim yeri burada, az önce söylediğim kısmı. Tutanaktan okuyorum, bunu aynen okuyorum yani yorum yapmadan okuyorum. Sayın Bakan diyor ki: "Eğer mevzuata uygun olsaydı bu vergi alınırdı. Mevzuata uygun olduğunu kim iddia ediyordu? Kendi kendinize hem savcı hem de hâkim olup da burada hüküm kuruyorsunuz. Dolayısıyla, temcit pilavı gibi, aynı konuyu bir şey olmadığı hâlde buraya getiriyorsunuz. "
Sayın Bakan, o vergi cezalarını biz kesmedik. Tutanağa koyduğunuz, yukarıdan aşağıya, 2005 yılından 2009'a kadar olan 2-3 sayfalık vergi ziyaı anapara cezalarını biz kesmedik, onu da Maliyeciler kesti. Şimdi, siz, Merkezî Uzlaşma Kurulundaki arkadaşlarınızı aklıyorsunuz; bunu hazırlayan bütün maliyecileri, vergi denetmenlerini, vergi müfettişlerini -o zaman- hukuka uyarsız rapor hazırlamakla suçluyorsunuz. Oldu mu şimdi bu? Yani, ben anlamıyorum. O raporların hepsini yıllardır bu memlekete hizmet eden vergi müfettişleri kesiyor yani biz kesmedik. Biz sadece size bu dolaşan belgelerin, Uzlaşma Kuruluyla ilgili rakamların doğru olup olmadığını sorduk.
Ben bu konuyu gerçekten önemsiyorum. Hukuka -tabii ki- uydurulmuş bir şekilde Sayın Bakan söylüyor ama bu bize normal gelmiyor, bunu anlayışla karşılamanızı söylüyoruz. Biz, size bunda nasıl uzlaştığınızı soruyoruz. Sıfırlamışsınız idareyle arasında ama şimdi, biz, burada, günlerce, saatlerce yolsuzluk dosyalarını konuştuk; burada oylandı, aklandı. Bunun içerisinde Sabah-ATV grubu fezlekeleri önemli bir yer tutuyordu. Bunun içerisinde de adı geçen şahıslardan bir tanesinin bir havuza 100 milyon dolarlık para attığı söyleniyor. Şimdi, bakıyoruz, aynı kişinin ismi orada geçince biz bundan şüphelenmeyelim mi yani? Siz hukuka uygun olarak silmiş olabilirsiniz ama bir savcının iddianamesi içerisinde aynı kişinin, başka yerde, bu havuza para attığı iddia ediliyorsa bu 100 milyon doları acaba nereden buldu bu adam? "Bankadan kredi alacakmış, vazgeçmiş." diye bir iddia vardı. Vergide de, eğer, silindiğini görürsek "Burada ne var?" diye sorgulamamız milletin bize verdiği muhalefet görevinin bir gereğidir Sayın Bakan. Nasıl yapacağız? Şimdi, o zaman, şöyle söylememiz lazım: Ben tekrar özür diliyorum kendisinden, hukuka uygun olarak silinmiş!
Bir daha söylüyorum: Hukuka uygun olarak silinen şeyleri soralım bakalım. Cengiz'i kabul etti Sayın Bakan. ELEKTROMED firmasının... Ben adını verdim artık, adını da veriyorum, benim hakkımda dava açılırsa artık... Onların vergi mahremiyeti varmış ya, onun için. Ben nasıl olsa vergi incelemecisi değilim, müfettiş de değilim. Ben bulduğum bilgiyi kamuoyuna, açık kaynaklardan bulduğum için, herhâlde, orada da yine medyayı yargılarlar. Tekrar ediyorum: Hukuka uygun olarak alınan vergiler, bunlar, silinen vergiler doğru mudur?
ELEKTROMED deyince, ilave ediyorum: Kanal A'nın... Bunları da söyleyelim ki, hani, niye şüphelendiğimizi bilsin Sayın Bakan diye. Dün de sordum, bu da hukuka uygun bir şekilde silinmiş olabilir: Tutanaklar doğru mudur? 57,4 milyon anapara. 81,7 milyon ceza kesilmiş; alınan sadece 5,8 milyon, anaparası. Yani, 135 küsur milyonluk bir silme. Peki, Türkerleri de söyledim. Ben "Uygun." ya da "Uygun değil." demiyorum, Sayın Bakan hukuka uydurduklarını söylüyor. 23,9-24 milyon, alınan 6,9 milyon; 39,9-40 milyon tamamen sıfırlanmış. Hani, idare ile mükellef arasında bir noktaymış ya, geldiği yer yine sıfır, ibrenin sağ tarafına geçmiş.
Dün ecza deposunu söyledik, dedik ki: "Bir incelemeciyi, bir vergi denetmenini, vergi müfettişini, denetim elemanını tam rapor hazırlarken bütün denetimi yaptıktan sonra değiştirdiniz mi, değiştirmediniz mi?", "İstediğimiz anda değiştirebiliriz." diyorlar. İyi de yani bittikten sonra, her şeyi inceleyen bir müfettiş sağlık sorunu yoksa, yurt dışı görev yoksa, başka bir şey yoksa... Onu da anlamadık, mantığı varsa, bize anlatırlarsa seviniriz.
Aynı şekilde söyledik dün, Akfen'le ilgili de aynı bu tutanaklarda vardı. Başka bir şey: Albayraklar, yine medyayla ilgili kısımda Hükûmete yakın bir şey. Bizim bundan şüphelenmemizden daha doğal ne olabilir ki? Aynı şekilde sordum. 54,6 silinenle 55,7 milyarlık ceza 1,2'ye düşmüş. Bak bunda birazcık idare ile mükellef arasında bir nokta. Yine sıfır değil ama 55'ten 1,2'ye düşmüş arkadaşlar, uzlaşma bu. E, peki, ne yapacağız? Ben 420 küsur diyordum, sağ olsun, dün itibarıyla Sayın Bakan kabul ettiğine göre, hepimize söven Cengiz İnşaatınki 424,4 milyon. Yani, biz bundan şüphelenmeyelim mi? Şimdi, siz 100 milyonluk havuza dolar olarak para isteyin, sonrasında bunlar... Efendim, bize şunu demeyin: "Yargılandı, yargılanmadı, haklı..." O da hukuka uyduruluyor ama bunlar gerçek mi, değil mi dedik. E, gerçekmiş. Biz hukuka uygun değil dememiştik.
Sayın Bakana açıklamalarından dolayı teşekkür ediyorum. Bu bütçenin başında demiştim ki: Sayın Başbakan konuşunca hayal kırıklığına uğradım. Yine ona Mevlâna'nın sözleriyle seslenecektim, diyor ki Mevlâna: "Ne olursan ol, yine gel." Biz hukuka uygun olarak yaptıklarını kabul edelim. "Yolumuz insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur." diyen Hacı Bektaş'ın ve "Sevelim, sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz." diyen Yunus Emre'nin dizeleriyle sizlere veda ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)