GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:59
Tarih:22.03.2016

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ grup önerisi lehinde partimiz adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Malumunuz, cuma günü 18 Martın yıl dönümüydü. 101'inci Deniz Zaferi'mizi büyük bir gururla, Cumhurbaşkanımızın da Çanakkale'ye teşrifleriyle, halkımızın da büyük teveccühüyle kutladık.

Çanakkale Türkiye'nin ön sözüdür; Çanakkale millî destanımızın, millî şuurumuzun başkentidir. Çanakkale'yi anlayamayan Türkiye'yi anlayamaz diye düşünüyorum.

Şu an Türkiye'mizi üzen, gündemimizi meşgul eden konuların birçoğunda, çözüm nedir diye baktığımızda, aslında Çanakkale'deki ruhun Türkiye'ye yansıması karşılığında bu iddiaların hepsinin temelsiz kalacağı görülecektir diye düşünüyorum. Çanakkale'ye bakan Türkiye'ye bakar, Çanakkale'yi gören Türkiye'yi görür diye düşünüyorum. Eğer içimizde Çanakkale'yi görmeyen, Çanakkale'ye gelmeyen, evladı Çanakkale'yi görmeyen varsa mutlaka ve ısrarla da Çanakkale'ye gidilmesini tavsiye ederim. Orada Türk ile Kürt'ün, Boşnak ile Arnavut'un, Arap ile Acem'in nasıl bir arada olduğunu, nasıl beraber emperyalizme karşı mücadele verdiğini, dosta düşmana, herkese gösterdiğini gururla, onurla görüyoruz.

Değerli arkadaşlarım, ben bu vesileyle tekrar Çanakkale'deki şehitlerimizi, gazilerimizi, emeği geçenlerimizi canıgönülden kutluyorum, rahmetle anıyorum.

Grup önerimizin konusuna gelince: AK PARTİ grup önerisinde, bugünden itibaren eğer gündemi bitiremezsek cuma günü dâhil olmak üzere, hepinizin bildiği gibi, geçen haftalarda başladığımız, 6'ncı maddesini bitirdiğimiz Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı'nın görüşmelerine devam etmeyi ümit ediyoruz. Gönlümüz ister ki daha makul saatlerde, daha anlamlı saatlerde gündemi bitirebilelim ancak çok geç gündeme girebilmek, grup önerilerinin yoğun olmasından yola çıkarak mecburen biz çalışma saatlerimizi "günün bitimi" diye revize ediyoruz. Hatta, İç Tüzük gereği, perşembe günü olan çalışma saatine cuma gününü de ekliyoruz.

Haftaya da aynı şekilde, insan hakları kurumunun kurulmasıyla ilgili kanun tasarısının görüşülmesini ve yine aynı şekilde, salıdan cuma gününe kadar ve günün bitimine kadar çalışılmasını öngörüyoruz. Bu 2 kanunun -biliyorsunuz- Avrupa Birliği vizesiz seyahat kapsamı çerçevesinde kıymetli olduğunu ve bir an önce yasalaşması gerektiğine inanıyoruz.

Onun dışında, bu 2 önemli kanunun devamında, esnek çalışmayla ilgili kanun tasarısını görüşmek istiyoruz. O da çalışma hayatımıza çok büyük bir kıymet katacak.

Dolayısıyla, Avrupa Birliği vizesiz seyahat başlığında değerlendireceğimiz bu 2 kanun tasarısının ve çalışma hayatıyla ilgili kanun tasarımızın önemi olduğunu düşündüğümüzden dolayı da bugün ve on beş gün boyunca "bitimine kadar" diye ifade ettiğimiz çalışma saatlerini öngörüyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çok kıymetli CHP Genel Başkan Yardımcısı arkadaşımız az önce dokunulmazlıklarla ilgili kendi kanaatlerini aktardı. İzin verirseniz bende bununla ilgili birkaç cümle etmek istiyorum.

Dokunulmazlık, anayasal bir hak olarak milletvekillerine tanınmış bir zırh tabiri caizse. Dokunulmazlık, parlamenter rejimde milletvekilinin görevini endişesiz yapması için, rahat yapması için, kürsüye ulaşabilmesi ve kürsüde de istediğini konuşabilmesi için verilmiş bir hak. Altını defaatle çiziyorum, "Parlamenter rejimde dokunulmazlık olmasın." diye bir yaklaşımın parlamenter rejimi zayıflatan bir adım olduğunu düşüyorum. O yüzden, dokunulmazlık müessesesinin kalkması gibi bir talep, aslında parlamenter rejimi çökerten, Mecliste milletvekilinin iş yapmasını zayıflatan, mümkün olan riskleri de çok daha fazla artıran bir yaklaşım. O yüzden, dokunulmazlığın kalkması değil ancak kamuoyunun beklediği, sizlerin de defaatle bizlerden talep ettiğiniz, "Dokunulmazlık olmasın." diye ifade ettiğiniz konu bizim tarafımızdan, Başbakanımız tarafından tartışılıp kamuoyuna aktarıldığı hâliyle baktığımızda, şu an gündemde olan fezlekelerin gündeme gelmesi meselesi. Yani, prensip olarak parlamenter rejimlerde yasama dokunulmazlığı çerçevesinden bakıldığında, vekilin görevini yapması için dokunulmazlık bir haktır. Ancak, dokunulmazlık milletvekilliği görevini yapmak için bir haktır yoksa milletvekilliği dışındaki görevlerde, aracında silah taşıyan, "PYD'ye komşu olacağız." diyen, onun dışında, terörle arasına mesafe koyamayan ilişkilere zemin hazırlasın diye bir zırh değildir. Altını defaatle çiziyorum: Bize vergi veren insanlar, bize maaş veren insanlar... Vekillik görevini yerine getir, sen buraya gelirken polis sana engel olmasın, yargı sana engel olmasın, vekillikte hakkını yerine ver diye bu görevi veriyor Anayasa bize.

Ama onun dışında, milletvekilliğinin dışındaki görevlerden kaynaklı birtakım iddiaların bir an önce netleşmesi, bir an önce yargıya intikal etmesi için de bu talebin, Sayın Başbakanımızın "Hodri meydan." diye ifade ettiği talebin biz arkasındayız. Eğer sizler de bu konuda "Olur." derseniz, elimize el verirseniz, bir an önce ilgili komisyonda bu konu görüşülüp mevcut dokunulmazlık dosyalarının kalkmasını öngörüyoruz.

İddia şu: Bundan sonra bir daha dokunulmazlıkla ilgili iddia olursa ne olur? Evet, o da bir iddia, o da bir gerçeklik. O zaman oturur komisyon, bunları belirtmeden gerekli adımları atar zaten ihtiyaç görüyorsa ama dokunulmazlığı olmayan bir milletvekilliği milletvekilliğinin yapılması aşamasında büyük bir engeldir diye düşünüyorum. Siz bir öğretmeni, bir memuru valinin izni olmadan yargılamayacaksınız ancak milletvekilini hiçbir zırha büründürmeden "Hemen git, yargılan." diyeceksiniz. O yüzden bir daha diyorum: Bu ontolojik bir meseledir, 3 tane sacayağı olan kuvvetler ayrılığının temel esaslarından bir tanesidir. Milletvekili varsa dokunulmazlık olur ama istismar varsa da bunun istisnası olur yani biz kuralı değil, istisnayı konuşacağız diyorum.

O yüzden, derdimiz üzüm yemekse, bağcıyı dövmek diye bir iddiamız yoksa gelin, bunu bir an önce, hemen komisyonda konuşalım bir gün, ikinci gün de Genel Kurulda görüşelim. Eğer derdimiz bunun ötesinde ipe un sermek değilse hemen gelin, bu işi yapalım, el mi yaman, bey mi yaman görelim. Biz kendi dosyalarımızın ne olduğunu biliyoruz, biz hangi konularda eksiğimiz olduğunu veya olmadığını biliyoruz, hiçbir çekincemiz, hiçbir konuda gizli kapaklı hesabımız yok. İstiyoruz ki kamuoyunun beklediği dokunulmazlıklar bir an önce kalksın.

Dolayısıyla, ben tekrar bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyor, hepinize teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)