| Konu: | Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 23.03.2016 |
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi öncelikle sevgiyle saygıyla selamlıyorum. 117 sıra sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı'nın 16'ncı maddesinde verdiğimiz önerge üzerine söz aldım.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, gerçekten, ülkede öyle bir ortamda bu kanunları görüşüyoruz ki Ankara'nın göbeğinde terör canlarımızı yakıyor, her taraftan şehitlerimiz geliyor, insanlar korkudan sokaklara çıkamıyor, insanların canları yanıyor, analar yine ağlıyor, çocuklar ağlıyor, vatandaş da "Türkiye nereye gidiyor? Bu ülkenin hâli ne olacak?" diye Anadolu'ya gittiğimiz zaman da soruyor.
Değerli arkadaşlarım, böyle bir ortamda bu kanunu görüşmeye devam ediyoruz. Ben şimdiye kadar vefat etmiş olan şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, ailelerine de başsağlığı diliyorum.
Şimdi, öyle bir noktaya geldi ki Türkiye, siyasi iktidar on dört seneden beri iş başında olduğu hâlde, sanki bugünkü gelinen noktada hiçbir kusuru yok, hiçbir hatası yok, bugüne kadar yapılanların hepsi doğruymuş gibi, geldiğimiz noktayı sorgulamadan, muhalefete çatarak, başka kesimlere çatarak kendilerini arındırmaya ve kendilerini sorumsuz hâle getirmeye çalışıyorlar. Kesinlikle böyle bir duruma imkân yoktur, bugünkü duruma gelinmesinin temel sebebi siyasi iktidardır. Ülkesini koruyamayan, vatandaşını koruyamayan, can ve mal güvenliğini sağlayamayan bir iktidarın kişisel verilerin korunmasını yapması imkânı da yoktur. (CHP sıralarından alkışlar) Ama yasa bugün önümüze gelmiştir, elbette görüşüyoruz, çoğunluğunuz var. Biz birçok noktalarda görüşlerimizi söylesek de siz yine bildiklerinizi okumaya, yine kanunu kendi istediğiniz gibi çıkarmaya devam edeceksiniz, bu görünüyor.
Ama değerli arkadaşlarım, bakın, ülkenin her yanı kan gölüne dönmüş durumda. Sayın Başbakan çıkmış geçen gün "Cumhuriyet Halk Partisi terörist sevicisi." diyebiliyor. İnsan utanır, Allah'tan utanır insan.
MUSA ÇAM (İzmir) - Elini vicdanına koyar.
KAZIM ARSLAN (Devamla) - Neden biliyor musunuz? Üç seneden beri teröristlerle beraber olan, aynı masada oturan, Kandil'le görüşen, Oslo'da sözler veren, taahhütler veren, Dolmabahçe'de görüşmeler yapan, taahhütler veren ve "Her şeyi verdik ve biz her şeyi vermemize rağmen bizim iyi niyetimizi suistimal etti." diyen ve sonra da bu PKK'nın silahlanmasına, dağdan şehre inmesine, hendeklerin kazılmasına sebep olan bu iktidarın başında olan Sayın Davutoğlu'nun böyle bir sözü söylemeye hakkı var mı arkadaşlar? Üç seneden beri kucak kucağa olan, onlarla gerçekten masada oturan, pazarlık eden ve Bakanı da açıklıkla "Biz görüşüyoruz." diyen, "MİT görüşüyor." diyen, "Devletin makamları görüşüyor." diyen bir Hükûmetin başı bunu nasıl söyleyebiliyor arkadaşlar? Bunu söylemeye hakkı var mı? İnsanın biraz vicdanı olur diye belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, bakın, bir sorunumuz da şu, vatandaşın sorusu şu: Bakın, "Ekonomik sıkıntılar bir yanda, terör bir yanda, bu Suriyeliler ne olacak?" diyorlar. 3 milyona yakın Suriyeliyi aldık, kabul ettik, bir de yurt dışından Suriyeli getireceğiz, bunlara bakacağız.
Değerli arkadaşlarım, elbette bu işin insani yönü var ama önce vatandaşımıza bakacağız, yoksulumuza bakacağız, insanımıza bakacağız, ondan sonra bunlara bakma taahhüdünde bulunacağız değerli arkadaşlarım.
Onun için, Suriye'den gelen mültecilerle birlikte PKK'lı da geldi bu ülkeye, IŞİD'ci de geldi, PYD'lisi de geldi, YPG'lisi de geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAZIM ARSLAN (Devamla) - Buna müsaade eden, bu kayıtları tutmayan kim arkadaşlar? Bugünkü iktidar. Onun için bunları lütfen kayıt altına alalım, takip edelim, ülkenin her yerine yayılan bu insanları iyi bir şekilde tespit edelim ve bunların mutlak suretle, suç işlemesini, terör olayı yapmasını da önleyelim diyorum.
Hepinize çok teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)