| Konu: | Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 23.03.2016 |
DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı'nın 16'ncı maddesiyle ilgili konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım. Her birinizi saygıyla selamlıyorum.
Çok değerli vekil arkadaşlarım, bazen, ki özellikle oylama sıralarında muhalefet sıralarından Adalet ve Kalkınma Partisi sıralarını şöyle bir takip ediyoruz. Burada araştırma önergelerinin gerekçeleri okunuyor, konuşmacı, saygıdeğer hatip arkadaşlar çıkıyor konuşma yapıyor ama çoğunu duymuyorsunuz, burada olan birkaç arkadaştan başka takip eden olmuyor. Sonra oylama sırası geldiğinde bir bakıyoruz, dışarıdan koşa koşa geliyor arkadaşlar. Neyi oyladığını bilmiyorsunuz, bu oyladığınız önergelerin gerekçesini de bilmiyorsunuz, "ret" oyu, "hayır" oyu verip çıkıyorsunuz.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Neye oy verdiklerini bilmiyorlar hiç!
DENİZ DEPBOYLU (Devamla) - Şimdi, güzel, burada kişisel verileri korumayı taahhüt ediyorsunuz ama kişileri korumuyorsanız. Çocuklarımızı koruyalım diye önerge verdiğimizde bunu reddediyorsanız siz kişisel verileri nasıl koruyacaksınız, biz size nasıl güveneceğiz?
Bugün bir araştırma önergesi verdik Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak çocuk istismarına yönelik ve sizler bunu reddettiniz. Ben bunun gerekçesini dinleyemeyen çok sayıda arkadaş olduğu için aranızda okumak istiyorum. Neye "hayır" dediğinizi bilin, neden "hayır" dediğinizi bir daha sorgulayın diye izninizle bu gerekçeyi okuyacağım.
"Çocuk istismarı, geniş anlamda, 0-18 yaş grubundaki çocuğun belli bir zaman dilimi içerisinde kendisine bakmakla yükümlü yetişkin kişiler, diğer yetişkin kişiler veya başka bir çocuk tarafından büyüme ve gelişmesini olumsuz yönde etkileyen, kaza dışı ve önlenebilir her türlü davranışa maruz bırakılması şeklinde tanımlanabilir. Çocuklara bir yetişkin, toplum, devlet veya başka bir çocuk tarafından bedensel, duygusal, zihinsel ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkileyen kasıtlı bir davranış uygulaması olarak tanımlanan çocuk istismarı, çocuklardaki hastalanma ve ölümün en önemli sebeplerinden birini oluşturmaktadır."
Meclisimizin literatürü araştırıldığında konuyla ilgili olarak 2010 yılının Mart ayında kayıp çocuklar başta olmak üzere çocukların mağdur olduğu sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması komisyonunun kurulduğunu ve bu komisyonun 2006-2010 yılları arasındaki mağduriyetle ilgili olarak rapor sunduğunu görmekteyiz ama bakıyoruz 2010'dan 2016'ya, doğru giden hiçbir şey yok, her şey kötü gitmiş.
Size Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınızın paylaştığı verilerden bahsetmiştim. Bu gerekçede ise TÜİK verilerinden bahsediyorum. TÜİK verilerine göre 2011 yılında güvenlik birimlerine getirilen çocukların sayısı 204 bin iken, 2013 yılında bu sayı 273.571, 2014 yılında 280.414 olmuştur. 2011 yılında suça sürüklenen çocuk sayısı 84.416 iken bu sayı 2014 yılında 115.436 olmuştur. Mağdur çocuk sayısı 88.532 iken 2014 yılında bu sayı 121.717'ye yükselmiştir. Bugün otoritelerce, mağdur, fiziksel, cinsel ve duygusal istismar şeklinde bir ayrıma tabi tutulan çocuk istismarlarına yeni bir boyut daha eklenerek "çocuğun siyasi ve ideolojik amaçlara ulaşmak için kullanılması" şeklinde ifade edebileceğimiz çocuğun siyasi ve ideolojik amaçlı istismarı ortaya çıkmıştır.
Çocuk istismarı toplumun her kesimi etkileyen sosyal bir sorundur. Özellikle son yıllarda ülkemizde ve komşu ülkelerde yaşanan sorunlar iç ve dış göçleri artırmış, çocuk istismarı da bu sorunlara paralel olarak artmıştır. Sadece Türk çocukları değil, sığınmacı, mülteci ailelerin çocukları da işlenen suçların mağduru olmuştur.
Çocukları korumada en önemli hususlardan biri de yasaların çocukları ne kadar koruma altına aldığının belirlenmesidir. Bu sayede, çocuklarla ilgili görevleri ve sorumlulukları olan her birey kendine düşen görevi daha iyi kavrayabilecek, gerektiği yerde müdahale edecek ve tüm istismara uğramış çocukları yasal organlara bildirebileceklerdir. Bunun sağlanabilmesi için en etkili ve işlevselliği yüksek kanun, yönetmeliklerin oluşturulması gerekmektedir. Ve sırf bu sorunlar içinde araştırma gerekçesi sunarak bir araştırma komisyonu oluşturulmasını istedik ve reddettiniz. Lütfen, şimdi bir kez daha düşünün. Önce çocuklarımızı nasıl koruyacağımıza, vatandaşlarımızı nasıl koruyacağımıza karar verelim. Sizler de lütfen, sürekli burada olarak, Türk milletinin temsiliyet hakkını koruyun, onların söz hakkını koruyun, onların karar verme hakkını koruyun ve sonra kişisel verileri koruyun diye rica ediyorum.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)