| Konu: | Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 23.03.2016 |
ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı'nın 17'nci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Bugün, Hacettepe Üniversitesinde öğrenim gören ülkücü kardeşlerimiz, PKK sempatizanı bir grup tarafından saldırıya uğramıştır ve 2 gencimiz yaralanmıştır. Kardeşlerime acil şifalar diliyorum. Terörün üniversitelerde olmayacağına dair mücadelemizin devam edeceğini de bildirmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, kişisel verilerimizin korunması milletimizin huzur ve refahı için çok önemlidir mutlaka. Bu konuda yeteri kadar konuştuğumuzu düşünüyorum.
Ülkemiz, cumhuriyet tarihine kara bir leke olarak geçecek toplu çocuk tecavüzleri ve tacizleriyle sarsılmaktadır. Aylardır kürsüden çocuk istismarları ve çocuk tecavüzleriyle ilgili kalıcı önlemler alınması gerektiğine ilişkin konuştuk. Konuştuk da ne oldu, bir arpa boyu yol alamadık. Alamamışız ki bugün verdiğimiz araştırma önergesi ret oylarınızla kabul edilmemiştir. Aksine, durum daha da vahim bir hâl almaya başladı. Kendi canımızı, kanımızı, evlatlarımızı koruyamıyoruz ya da korumuyoruz. Mağdur çocuklarımız hayatları boyunca taşıyacakları yaralarla yaşamaya devam etmeye çalışırken ne yazık ki bu konunun diğer konular gibi üstü kapatılmaya çalışılmaktadır. 45 çocuktan durumu belgelenen 10 çocuk -8'i KAİMDER, 2'si Ensar Vakfı olmak üzere- iğrenç bir şekilde tecavüze uğramışlardır. İlgili tecavüz olayının ortaya çıkmasının ardından Ensar Vakfı birileri tarafından savunulmuştur ve koruma altına alınmıştır. Ne yazık ki savunan kişiler, çocuk yaşta tecavüze uğrayan evlatlarımızı bir kenara atıp vakfın haysiyetini koruma derdine düşmüşlerdir.
Değerli milletvekilleri, anne babaların çocuklarını teslim ettiği bu kurumda çocuklarının uzun süre tacize maruz kalması bir anne olarak benim uykularımı kaçırmıştır dün gece. İlginç olan, tecavüzlerin ortaya çıkış biçimi. Tecavüzü fark eden vakıf yöneticileri değildir. Bir ailenin durumu fark ederek yargıya başvurması ve o ana kadar hiçbir vakıf yöneticisinin durumu fark etmemesi normal midir, onaylanması gereken bir durum mudur? Bunu sizin vicdanınıza bırakıyorum. Bu korkunç olayın güzel ahlaklı olmayı ilke edindiğini söyleyen bir kurumda geçiyor olması daha vahim bir durumdur. 1 değil, 45 çocuktan bahsediyoruz.
Bilinçaltında Cumhurbaşkanının Ensar Vakfıyla ilgili övgü dolu sözleri olan ülkemizin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı çok talihsiz açıklamalarda bulunmuştur. Sözlerini bire bir hatırlatmak istiyorum: "Tabii ki bu olay, bizim hizmetleriyle her zaman gurur duyduğumuz bir vakıfla ilişkilendirmek istendi ki bu vakfımızda bir süre görev yapmış, onun da ne kadar olduğu vakıf çalışanları tarafından açıklandı. Her zaman kötü niyetli insanlar, bazı işleri suistimal edebilen insanlar olabiliyor. Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için bir gerekçe olamaz."
Bakanın bu açıklaması pek anlaşılmamaktadır, ben tercüme edeceğim. "Ensar Vakfının hizmetleri bir kere meydana gelmiş olan tecavüz olaylarıyla gölgelenemez." demiştir Bakan Hanım. Biz 1 çocuğumuzun tecavüze uğramasından bahsetmiyoruz ki. Bu bile utanç verici ve milletimizin ve hiçbirimizin unutamayacağı ve affedemeyeceği vahim bir olaydır. Biz 10 çocuğumuzun kesin olarak tecavüze uğramasından bahsediyoruz. Yani bu kurumda 1 çocuğumuz tecavüze uğramamıştır, olay bir kez yaşanmamıştır -kaldı ki bunu söylerken bile utanıyorum ve içim yanıyor- 10 çocuğumuz defalarca tecavüze uğramıştır. Bakanın dünkü açıklamasından sonra milletimizden özür dileyip sözlerinin yanlış olduğunu kabul etmesini bir anne ve bir kadın olarak bekledim, lakin bugün gördüm ki kararlı ve fikrinde sabit.
Hatırlatmak istiyorum: Sizler belki milletimizin unutacağını düşünüyorsunuz ama bu olay, cumhuriyet tarihine ve AKP'nin siciline kara leke olarak işlenecektir ve unutulmayacaktır. Hâlbuki Bakan Hanım "Cinsel suçların takipçisi olacağız." dediğinde aziz milletimiz belki de çok ümitlenmişti. Belli ki çocukların ömür boyu yaşayacağı bu büyük travma iktidar partisinin savunduğu politikaların yanında kocaman bir hiç.
Tacize boyun eğmeyip yargıya giden ve diğer çocuklara uygulanan bu zulmü sonlandıran o aileye buradan teşekkür etmek istiyorum ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyorum. Gelin, çocuklarımızın yüzü suyu hürmetine bu konuya açıklık getirmek için hep birlikte mücadele edelim. Gelin, geleceğimiz olan evlatlarımız için elimizden ne geliyorsa yapalım. Unutmayalım ki her kızımız kahraman bir Türk kızı, her oğlumuz kahraman bir Türk askeridir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ARZU ERDEM (Devamla) - Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizler için, aziz milletimizin ve geleceğimizin neferleri olan evlatlarımıza yapılan bu vahim olayların biri de aynıdır, birçoğu da aynıdır.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)