GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:60
Tarih:23.03.2016

MEHMET TÜM (Balıkesir) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı hakkında grubum adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, biraz önce yine konuşma yapmıştım ama şimdi farklı bir konuşma yapacağım. Biraz önceki o "14 Maddede Faşizm" Doktor Lawrence Britt'e ait, onu bilmenizi istiyorum. Bu benim ürettiğim bir şey değil.

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Teşekkür ederim Mehmet Bey.

MEHMET TÜM (Devamla) - Değerli arkadaşlar, ülkemiz çok inançlı, çok kültürlü bir ülke. Yüzyıllar boyu bu ülkede birlikte yaşıyoruz; cumhuriyeti birlikte kurduk ama barış içinde, huzur içinde bu ülkede birlikte yaşayabiliriz. Önce bu çoğulculuğu kabul etmek zorundayız. Bu ülkede Kürt sorunu, Alevilerin sorunları, azınlıkların sorununu oturup kardeşçe çözebiliriz. O nedenle, bu kadar kavgaya, bu kadar kana ihtiyaç yok değerli arkadaşlar.

Bakın, ben Alevi bir aileden geliyorum. Bu ülkede yaklaşık 10-15 milyon Alevi var, bu ülkenin kurulmasında başta cumhuriyetin yanında, Mustafa Kemal Atatürk'ün yanında yer almışlardır ama ne yazık ki bu ülkede Aleviler yok sayılmaktadır. Aleviler bu devlete vergi veriyorlar, Aleviler bu ülkenin yurttaşları, askerlik yapıyorlar. On dört yıldan beri siz iktidardasınız, defalarca Alevi çalıştayı yaptınız, gündeme getirdiniz, Alevilerin şu andaki cemevine yasal statü vermediniz. Bu bir haksızlık, bu çağda demokratik bir ülkeye yakışmayan bir tavırdır. Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi 7-8 bakanlıktan daha fazladır. Burada Alevilere 1 kuruş verilmiyor. Diyanet İşlerinde çalışan 150 bin personelden 1 odacı bile Alevi değil. Bu bir haksızlık değil mi değerli arkadaşlar?

Her şeyden önce, eğer Müslüman'sak, inançlı insanlarsak bu toplumdaki adaletsizliği gidermek gerekiyor. Alevilerin sorunlarını, bu ülkede ezilenlerin sorunlarını dile getirmek için Alevi olmaya gerek yok değerli arkadaşlar, demokrat olacağız. Eğer bu ülkede birlikte yaşamayı savunuyorsak farklılıkları kabul edip demokratik bir şekilde eşit vatandaşlık temelinde birlikte bu sorunları çözmek zorundayız ama ne yazık ki AKP iktidarı hem içeride hem dışarıda mezhepçilik yapmaktadır.

Bakın, Orta Doğu'da bu duruma gelmemizde sizin payınız büyüktür. Neydi, Suriye'yle ne sorunumuz vardı? Esad'la ne sorununuz vardı? Çok rahat, o dönemin Başbakanı, şu andaki Cumhurbaşkanımız tatile çıkıyordu. Üç ayda Suriye'ye girecektiniz, Emevi Camisi'nde namaz kılacaktınız. Peki, biz Suriye'ye gittik mi? Tam tersine, Suriye Türkiye'ye geldi. 2,5 milyonun, 3 milyonun bu ülkeye gelmesindeki asıl neden biz miyiz arkadaşlar? Sizsiniz değerli arkadaşlar. O nedenle, savaş politikalarından vazgeçmemiz gerekiyor, sonuna kadar barışı savunmamız gerekiyor. Teröre ve şiddete sonuna kadar biz karşıyız değerli arkadaşlar ama bu sorunun da güvenlikçi önlemlerle çözülmeyeceğini sizler çok iyi biliyorsunuz. Bu sorunun adresi, çözüm yeri -Kürt sorunun da, Alevilerin sorunlarının da- Türkiye Büyük Millet Meclisidir çünkü şu anda Kürtlerin temsilcileri, Alevilerin temsilcileri, her kesimin temsilcileri Türkiye Büyük Millet Meclisindedir değerli arkadaşlar. O nedenle, oturup bu sorunları birlikte çözebiliriz ama önce demokrat olmak gerekiyor, önce demokrasiye inanmak gerekiyor ama şu anda siz demokratik bir anlayışa sahip olarak bu işlemleri yapmıyorsunuz.

Bakın, kendi düşüncelerini, Türkiye'deki gidişatı dile getiren ve bu konuda itirazlarını söyleyen aydınları hedef gösterdiniz ve birçok aydın şu anda işinden oldu, 3-4 aydın tutuklandı. Değerli arkadaşlar, hangi dönemde bunlar yaşanmıştır? Hitler Almanyası'nda yaşanmıştır. Bunu söylediğimiz zaman kızıyorsunuz. Ya, insanlar demokratik bir ülkede kendi düşüncelerini ifade edemezler mi? Bugün eğer onlara yasaklarsanız yarın aynı şey sizler için de geçerlidir.

Her fırsatta diyorsunuz ki "Biz yüzde 50 aldık." Evet, alabilirsiniz, buna saygı duyuyoruz. Yüzde 50 almışsanız, bu toplum bu yüzde 50'yi niçin verdi? Problemleri çözmek için. Yani, başkalarının üzerinde baskıyı ve şiddeti uygulamak için size bu oyları vermedi.

Demokrasi çoğunluğun azınlığa tahakkümü değildir, azınlığın haklarını savunmaktır. Bir kişi bile olsa onun düşüncesine, inancına saygı göstermek zorundasınız ama bugün, siz, çoğunluğa dayanarak en ufak bir tartışmada buraya hücum ediyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET TÜM (Devamla) - Bu doğru bir yaklaşım değil. Yani, bu güç güç değil değerli arkadaşlar; asıl güç, demokratik bir anlayışa saygı göstermektir ve birlikte yaşama kültürünü savunmaktır diyorum.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)