GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:64
Tarih:31.03.2016

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Evet, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına bir önerge verdik, araştırma önergesi, inşallah, kabul edilmesini diliyorum çünkü hepimizi ilgilendiren bir konudan bahsedeceğim. Atık yağlar ve atık yağların neden olduğu çevre ve su kirliliğinin boyutlarının araştırılmasını istiyoruz.

Ülkemizde kişi başına yaklaşık 20 kilogram bitkisel yağ tüketiliyor. Peki, bu yağlar hangi kaynaklardan elde edilebilir? Öncelikle ayçiçeğinden, soyadan, kanoladan, aspirden, pamuktan, zeytinden ve margarinden elde edilebilir ama tüketim alışkanlığı olarak ayçiçek yağının ağırlıklı olduğunu söyleyebiliriz. Ne kadar yağ tüketiyoruz? Yılda 1,5 milyon tonun üzerinde bitkisel amaçlı yağ tüketiyoruz. Peki, bu yağın hepsini bünyemize alabiliyor muyuz ya da yemekler kızartıldığı zaman atık yağ oluşuyor mu? Evet, tam dörtte 3'ünü bünyemize alıyoruz, geri kalan dörtte 1'i -ne oluyor- yani 350 bin ton yağ atık oluyor. Bakın, aynen böyle -şimdi arkadaki fotoğraf başka, o da çiftliklerle ilgiliydi- bu şekilde bir restoranın önünden çekilmiş bir fotoğraf. Peki, bu ne oluyor, nereye gidiyor? Hemen başka bir fotoğrafla söyleyelim: 1 litre atık yağ tam 1 milyon litre temiz suyu batırıyor, buna dikkat çekmek istiyorum.

Peki, biz bunu atmasak da başka yerlerde kullanamaz mıyız? Evet, kullanabiliriz, biz bunu uygun tesislerde metil alkolle fiziksel ve kimyasal işlemlere sokarsak biyodizel yapabiliyoruz yani yakıt elde edebiliyoruz. Ayrıca, yan ürün olarak gliserin elde edebiliyoruz. Ürettiğimiz biyodizeli de motorinle harmanlamak suretiyle genel kullanıma sunmuş oluyoruz. Yani daha az da döviz ödemiş oluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bununla ilgili bir yasa çıkarmış mı? Evet, çıkarmış, demiş ki: Bunları yüzde 3'e kadar katabilirsiniz mazotun içerisine, hatta benzinin içerisine. Yani, benzinin içerisine yağ katamazsınız ama bunu katabilirsiniz. Bu ne? Şeker pancarı. Şeker pancarının posasını yüzde 3'e kadar katıyor muyuz? Evet, katıyoruz. Peki, bunu niye katmıyoruz? Bu da ayçiçek yağı ya da diğer bitkisel yağlar. Bunu niye katmıyoruz? Bugünkü konumuz bu. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz daha önce de 2012 yılında önerge vermişiz, katılması gerektiğini söylemişiz ama bir cevap alamamışız. Bugünkü konumuz aslında bu da değil. Neden? Çünkü benzine ya da mazota karışım yapmakla ilgili değil. Bu atık yağı ne yapacağız? Biz diyoruz ki: "350 bin ton atık yağın ne kadarını geri dönüşüme alabiliyoruz?" Evet, bazı belediyelerimiz bu yağları topluyorlar. Ne kadarını toplayabiliyorlar? Yaklaşık 20 bin tonunu toplayabiliyorlar. 330 bin ton yağ ne oluyor? Aynen tekrar gösteriyorum, bakın, bu şekilde gidiyor. Ya da bayanlar kızartma yaptıkları zaman döküyorlar, bu dökülenler nereye gidiyor? İşte, bugünkü konumuz bu. Toplanamayan bu yağlar dökülmekte, hem can hem mal kaybına neden olmaktadır; çevreye verdiği zararlar üzerinden su canlılarına, diğer taraftan kaçak olarak araçlara direkt olarak katılmaktadır.

Ülkemizde 17,5 milyon hane var, 20 kilogram atık yağ dökülerek denizler ve akarsularımız kirlenmektedir. Evsel atık sular su kirliliğinin yaklaşık yüzde 25'ini oluşturmakta, Türkiye'nin toprakları, gölleri ve akarsuları ciddi bir kirlenmeyle karşı karşıya kalmaktadır. Ayrıca, Tarım Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve tüm yerel yönetimler yeterince denetim yapmamakta, bu kirlenme insan sağlığını etkilemektedir. Yeterli denetim yapılmadığı için defalarca kez kullanılan yağlarda kanserojen madde miktarı artmakta ve bu yağları tüketen insanlarda daha çok kolon ve mide kanserleri görülmektedir. Buna neden olmamak için kızartma yağların en fazla 2 defa tüketilmesi yani 2 defa kızartılması öngörülmekte ama vahşi kapitalizm duruyor mu? Durmuyor. Ne kadar çok kızartırlarsa o kadar çok para kazanacaklar. Dolayısıyla, kızarttıkları kadar kızarttırıyorlar, biz de sürekli ne yapıyoruz? Hastalanıyoruz, mide hastalıklarına yakalanıyoruz.

Peki, Avrupa ne yapıyor, bunu da araştırdık, girmeye çalıştığımız Avrupa'da neler oluyor? Bu tehditleri gören Avrupa Birliği yani çevre kirliliğinin ileri boyutlara ulaştığını gören Avrupa Birliği 2003 yılında demişti ki: "Biz evsel atık yağları sulara ve toprağa dökmeyelim, biyolojik yakıtlara dönüştürelim." Ve 31 Aralık 2005'te yani bundan on bir yıl önce yönetmeliğini hazırlamış ve yüzde 5,75 düzeyinde, biz yüzde 3 demişiz, onlar 2 katını önermişler ve kullanıyorlar. Diğer ülkeleri de araştırdım; özellikle, Brezilya ve Arjantin'de yüzde 15'lere, yüzde 20'lere kadar yakıtlara katılıyor bunlar. Bu ne demek? Geri dönüşüm sağlanıyor. Hani hep kaynak arıyoruz ya "Nerede kaynak? Türkiye'de kaynak yok." Ben her çıktığımda burada size kaynak söylüyorum, işte bu da bir kaynak. (CHP sıralarından alkışlar)

AB ülkeleri böyle hedeflere doğru kararlılıkla ilerlerken Türkiye'de bu konuda bir girişim yoktur, AKP Hükûmeti bu konuda üzerine düşen görevi yapmamıştır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ülkemizde bitkisel atık yağlardan elde edilen biyodizelin motorinle harmanlanarak bertaraf edilmesi konusunda taslak bir metin hazırlayıp kamuoyunun görüşüne sunmuştur. 1 Ocak 2016'dan itibaren yani dört ay önce binde 1 oranında motorine katma zorunluluğu getirilmiştir; iyi ama hâlen katılmıyor. Binde 1 de son derece az bir rakam. Bu kadar yağı biz nasıl tolere edeceğiz arkadaşlar? Yani, 330 bin ton atık yağdan bahsediyoruz. Uzmanlar bunun en fazla 70-80 bin tonunun toplanabileceğini söylüyorlar. 70-80 bini toplayalım da çevreye zarar vermeyelim, insan sağlığına zarar vermeyelim, akarsularımıza, toprağımıza zarar vermeyelim; bunu yakıta kullanalım, bu şekilde az döviz ödeyelim. Mazotumuz da az... (CHP sıralarından alkışlar)

Evet, biz binde 2 olarak öneriyoruz. Bakın, onu da hesapladım, 18 milyon ton mazot kullanıyoruz, binde 2 kullanırsak yaklaşık 700 bin ton tasarruf ediyoruz. Biz çok zengin bir ülke değiliz arkadaşlar ve bir adaletsizlik söz konusu. Benzinde neden yüzde 3'e kadar kullanıyoruz da mazotta binde 1 kullanma zorunluluğu getirmişiz? Bunu bile yapmıyoruz.

Bilindiği üzere Anayasa'nın 56'ncı maddesi, herkesin temiz bir çevrede yaşama hakkı olduğunu ifade etmekte. Yine aynı madde, çevrenin korunması ödevini devlete görev olarak vermektedir.

Türkiye'de daha başka çok kaynak vardır arkadaşlar. Bakın, bugün sadece bitkisel yağları söyledim ama başka hayvansal yağlar var. Kemik, deri, iç yağ gibi yağlar, tavuk yağları var. Bunlarla birlikte 150 bin ton daha hayvansal yağ var. Biz bu kadar zengin bir ülke değiliz. Bunların hepsini toplayacak tesisler kuralım.

Burada diyorsunuz ki, yapıcı muhalefet yapmıyorsunuz. İşte size yapıcı bir muhalefet. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Toplayalım, hep beraber çalıştıralım Meclisi, yasalarımızı çıkartalım.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Demek ki, hakaret etmeden de muhalefet yapılıyormuş.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Evet, bu kadar çok kaynağımız varken biz bunları atıyoruz, hem kendimizi hem de çevreyi zarara uğratıyoruz. Biyoyakıt olarak kullanılacak çok kaynaktan bahsettim, Avrupa Birliğinde bunlar var; dolayısıyla, biz bunları çıkartmak zorundayız.

Son olarak şunu söylüyorum: Türkiye'de atık yağların neden olduğu su ve çevre kirliliğinin boyutlarının araştırılması ve bu konuda alınabilecek önlemlerin belirlenmesi amacıyla, hep beraber gelin ele ele verelim bir Meclis araştırması komisyonu kuralım. Neler yapabiliriz, hangi tesisleri gezebiliriz, yerli sermayeyi nasıl yüceltebiliriz, kaynaklarımızı nasıl etkin ve etkili kullanabiliriz? "Kaynak" diyorsunuz, ben size dünya kadar kaynak gösterdim, hem de atık olan kaynakları söylüyorum, ekonomiye kâr getirmeyen kaynakları söylüyorum, atıl kaynaklardan bahsediyorum.

Dinlediğiniz için teşekkür ederim. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)