| Konu: | Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 05.04.2016 |
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 149 sıra sayılı insan hakları ve eşitlik kurumu kurulmasıyla ilgili Kanun Tasarısı'nın 21'inci maddesi üzerinde MHP önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle siz değerli milletvekilleri ve bizleri izleyen yüce milletimizi selam ve saygıyla selamlıyorum.
21'inci maddenin özü: Münhasıran ayrımcılık yasağının ihlal iddiası başvurularında iddianın gerçek olduğuna ilişkin kuvvetli emareler varsa karşı tarafın, ayrımcılık yasağını ihlal etmediğini ispat etmesi gerekmektedir. Burada üzerinde durulacak, durulması gereken en önemli konu "münhasıran" kelimesidir. Münhasıran kelimesi kanunun amacına terstir.
Değerli milletvekilleri, tabii, bu konuyu değerlendirmeye geçmeden önce bazı konulara değinmek istiyorum. Kanun tasarısının genel gerekçesini okudum, genel gerekçede güzel ifadeler yer almaktadır. Örneğin: "İnsanlık onuruna yaraşır bir hayatın çerçevesini çizen temel hak ve hürriyetlerin korunması, geliştirilmesi, bunlardan yararlanma bakımından hiç kimsenin ayrımcılığa maruz kalmaması, eşit muamele görmesi, evrensel normlar kadar toplumumuzun dayandığı kök değerlerin ve ortak medeniyet mirasımızın asli bir unsurudur." Çok güzel ifadeler bunlar. Genel gerekçenin devamında da benzer ifadeler vardır. İnsan haklarını koruma mekanizmalarının etkinleştirilmesinin ana hedef olduğu da açıklanmıştır.
Hiçbir şey tasarılarda, kanunlarda, Anayasa'da yazıldığı şekilde yürümemektedir, önemli olan zihniyettir. Siz ne kadar kanun çıkarırsanız çıkarın, ne kadar düzenleme yaparsanız yapın, ne kadar kurum kurarsanız kurun, hatta ayrımcılık yapanları cezalandırın, kafalardaki ayrımcılığı, kayırmacılığı yok etmediğiniz müddetçe sonuç değişmeyecektir. Nasıl olacak bu iş? Tabii ki eğitimle olacak. Eğitimin süresini ve kalitesini artırmadığınız müddetçe, ne yaparsanız yapın tam bir başarı sağlanamayacaktır.
Bakınız, Türkiye'de ortalama eğitim süresi altı buçuk yıldır. Ankara ve Eskişehir'de bu sekiz yıldan fazla olduğu hâlde, bazı illerimizde maalesef beş yılın altındadır. 2000 yılında bu oran 5,5 iken sonra sadece 6,5 olmuştur. Kadınlara baktığımızda bu ortalama beş yılın da altındadır. Bir gerçek ki ortalama eğitim süresi fevkalade azdır. Aynı yıllarda Norveç, Almanya, İtalya, Fransa'da ortalama süre göreli olarak ciddi artışlar kaydetmiştir. Norveç'te ortalama süre 12,6 yıl, Almanya'da 12,2 yıl, İtalya'da 10,1 yıl, İsviçre'de 11 yıl, Fransa'da 10,6 yıldır.
Eğitimin kalitesi de işin bir başka yönüdür. Burada işe buradan başlanmalıdır. Siz eğitimin süresini ve kalitesini artırmadığınız takdirde bu konuda ülke küme düşmeye devam edecektir. Fakirliğin yoğun olduğu ülkede, işsizliğin büyük boyutlarda olduğu ülkelerde siz insan haklarından, adaletten ve eşitlikten çok zor bahsedersiniz.
Değerli milletvekilleri, bakınız, Anayasa'nın başlangıcında eşitlik ve adaletten, onurlu bir hayat sürmekten bahsedilmektedir; devletin temel amaç ve görevleri açıklanırken kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamaktan bahsedilmektedir. Kanun önünde herkes eşittir ve devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. Anayasa böyle diyor, yasalar böyle diyor, yüce Mevla da böyle diyor. 657 sayılı Yasa'nın 3, 7, 8, 9, 10'uncu maddeleri de benzer hükümler içermektedir. Böyle mi oldu? Hayır. Yasalarda ayrımcılıkla ilgili bir eksiklik var mıdır? Hayır, yoktur. Şunu söylemek istiyorum: Problem uygulamadan kaynaklanmaktadır, kurduğunuz kurumun adı İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumudur.
Şimdi, ben "İnşallah, diyorum ben, kanunun uygulanmasına Türkiye Büyük Millet Meclisinden başlarız." diyorum. İnsan haklarının tesisine en yakınımızda olan, bizimle birlikte çalışan kıymetli, fedakâr stenograf arkadaşlardan başlayalım derim, çalışma ofislerini görürseniz ne kadar haklı olduğumuzu göreceksiniz. Kıymetli milletvekilleri, evet, ben öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisinden, insan haklarının tesisine başlayalım diyorum. Bu işe de stenograf arkadaşlardan başlamak istiyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle iyi akşamlar diliyorum, herkesi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)