GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:67
Tarih:05.04.2016

SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı'nın 23'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, kurumun mali özerkliğe sahip olması yanında, şeffaf ve denetlenebilir olması, kurumun kim tarafından denetleneceği ve Sayıştay denetimine tabi olup olmayacağının bilinmesi gerekir. Kuruluş felsefesi gereği her yönden bağımsız olması gereken kurum, daha kurulurken bağımlı hâlde kurulmaktadır. Kurumun 8 üyesini Bakanlar Kurulu, 3 üyesini ise Cumhurbaşkanı atamaktadır yani kısaca, üyelerin tamamı AKP tarafından atanacak ve bunun adı da İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olacaktır. Maalesef, bu bize hiç de inandırıcı ve eşitlikçi gelmiyor.

Değerli milletvekilleri, gerekçesinde, insan haklarının korunması, ayrımcılıkla mücadele, işkence ve kötü muameleye karşı ulusal önleme mekanizması görevlerini görecek tek ve güçlü bir kurumsal çatı oluşturacak etkin bir yapının amaçlandığı tasarının hazırlanma aşamasında danışma süreçleri işletilmemiş, hiçbir sivil toplum kuruluşunun görüşü de alınmamıştır. Bu nedenle, çıkarılacak olan yasanın samimi olmadığı ve iktidarın insan hakları ve eşitlik ilkelerinden yana bir düşüncesinin olmadığını açıkça göstermektedir.

On üç yıldır ülkeyi yöneten AKP döneminde cinsel istismara uğrayan çocuk sayısında çok ciddi artışlar olmuş, suçlu olanlar ise ya korunmuş ya da çok az cezalara çarptırılmıştır. Özellikle Karaman'da yaşananlardan sonraki gelişmeler düşündürücüdür. Sadece Karaman'da değil, diğer birçok ilimizde de benzer vakaların yaşandığı vakıfla ilgili takınılan korumacı tutum bizleri şaşırtmıştır. Söz konusu çocuklar olduğunda akan suların durması gerekirken, yapılan açıklamalar ve yaşanılanlar âdeta özendirici bir hâle gelmiştir. Kim bu konuda bir eleştiri getirse iktidar mensuplarının tepkisiyle karşılaşmakta, susturulmaya çalışılmakta ya da polis baskısına maruz kalmaktadır.

Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet önlenemediği gibi, her geçen gün daha da artmaktadır. Irka, etnik kökene, dinî inanca ve cinsiyete dayalı ayrımcılıkta rekorlar kırılmakta, insanlar dinî inancı, mezhebi veya etnik kökeni nedeniyle dışlanmaktadır, meydanlarda "Alevi, Zerdüşt" diye yuhalatılmaktadır. Okullarda din dersleri zorunlu hâle getirilmekte, kız ve erkek öğrenciler ayrı okul ve sınıflara alınmaya çalışılmaktadır. Engellilerimiz istihdamda ve günlük yaşamlarında ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Yargı siyasallaştırılmış, herkesin insan hakları ve eşitlik temelinde adaletten ve hukuktan eşit yararlanmasının önüne geçilmiştir.

Değerli milletvekilleri, AKP döneminde azınlıkların hak ve özgürlükleri korunmadığı gibi, eğitim hakkına erişimde yapılan ayrımcılık devam etmektedir.

Son olarak, Mersin'de gündeme gelen olay eğitimde ve ayrımcılıkta ne durumda olduğumuzu göstermektedir. İl millî eğitim müdürlüğü ile il müftülüğü arasında yapılan protokolle ilkokul öğrencilerimize cami imamlarının camide ders vermesi kararlaştırılmıştır. Birçok farklı inanış ve mezhebin bir arada yaşadığı Mersin'de yapılan böyle bir uygulamaya onay verilmesi ayrımcılık değil de nedir? İktidar, bir an önce ayrımcı ve eşitliği bozan bu ve benzeri yaklaşımların önüne geçmeli ve sorumlularını cezalandırmalıdır.

Anayasa Mahkemesi kararlarının tanınmadığı, doktorların öldürüldüğü, yeşilin, doğanın katledildiği, gazetecilerin düşüncelerinden dolayı hapse atıldığı, muhalif iş adamlarının, gazetelerin, televizyonların uyduruk nedenlerle kayyumlara teslim edilip batırıldığı, sanatçıların özgür olmadığı ülkemizde on üç yıl sonra kurulacak ve üyeleri AKP tarafından atanacak olan kurumun doğru şeyler yapacağı bize inandırıcı gelmemektedir.

Değerli arkadaşlar, her hâliyle Hükûmete bağlı olarak çalışacak olan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun kurulmasının mantığı doğru olmakla birlikte, AKP'nin yaklaşımıyla amacına ulaşması mümkün değildir. Bu nedenle, tasarıyı bu hâliyle samimi bulmadığımızı ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)