GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:71
Tarih:12.04.2016

AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son günlerde ve son haftalarda, bu kürsüden -bugün de birkaç defa olduğu üzere- sıklıkla, özellikle ülkenin bir bölümünde cereyan eden savaşta yaşamını yitiren güvenlik güçleriyle alakalı olarak başsağlığı dilekleri ifade edilmektedir. Evet, bu son günlerde ve son haftalarda sıklaşan ve taziye dileklerini, Allah'tan rahmet dileme dileklerini sıklıkla duyduğumuz bu olayla ilgili olarak bir bütün olarak, parti farkı olmaksızın, Meclis aslında bir sorumluluğunu bu dilekleriyle gözden kaçırtamaz, bu sorumluluğundan kurtulamaz. Burası ülkenin yasama organı ise ve ülkenin yürütmesi de buranın içerisinden çıkmışsa biz, sadece yaşamını yitiren güvenlik güçlerine başsağlığı dileklerimizi ileterek toplumun bize yüklemiş olduğu sorumluluktan kurtulamayız, sıyrılamayız. Burası, bu ölümlerin engellenmesi için çalışmalar yürütmesi gereken bir kurum olma vasfını giderek yitirmektedir. Akan kanın, gençlerin, çocukların, yaşlıların, sivillerin, güvenlik güçlerinin yaşamını yitirmesinin sıradanlaştırıldığı bugünlerde sadece çıkıp bu kürsüde, farklı yerlerde, Hani'de, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de, Yüksekova'da, Şırnak'ta yaşamını yitiren güvenlik güçlerine de indirgeyerek, diğer ölen sivilleri ve gençleri görmeyerek, onlar için bir cümle etmeyerek toplumdaki adalet duygusunu da zedelemiş bulunmaktayız. Tekrar söylüyorum: Bu Meclis, yalnız başına, sadece taziye dilekleriyle bu süreçleri geçiştirebilecek ve bu konudaki sorumluluğunu üzerinden atabilecek noktada değildir.

Bu temelde bu düşüncelerimi paylaştıktan sonra 273 sıra sayılı -torba- Yasa Tasarısı'nın özellikle 7'nci maddesi üzerine vermiş olduğumuz önergeyle ilgili düşüncelerimizi paylaşmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bundan yaklaşık üç ay önce 11 Ocak 2016 günü, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, NTV'ye verdiği bir mülakatta zorunlu trafik sigortaları primlerindeki artışa ilişkin şu cümleleri kullanmıştır: "Kasko ile zorunlu trafik sigortaları birleştirilebilir mi veya kasko yapana zorunlu trafik sigortası yükümlülüğünü kaldırabilir miyiz, bu konuda bir çalışma yürütmekteyiz." Üç ay önce kaskolar ile zorunlu trafik sigortalarının birleştirilmesi ya da ikisinden birinin yapılması durumunda diğerinden muafiyet sağlanabileceği bir hazırlığı ülkenin Başbakan Yardımcısı gündeme getirirken, bugün, gele gele iki hafta önce Plan ve Bütçe Komisyonuna sadece zorunlu trafik sigortalarıyla ilgili mevzuatta bir değişiklik önümüze getirilmiş bulunmaktadır.

Burada Başbakan Yardımcısı bir şey söylemekte, Maliye Bakanı başka bir yasa tasarısı hazırlamakta veya Hazine Müsteşarlığının çalışması ile Ulaştırma Bakanlığının başka beyanları arasında bir tutarlılık yoktur. Hükûmetin bir bütün olarak, aynı konuyla alakalı olarak beyan ve uygulamaları arasındaki bu farklılığı anlamakta güçlük çekiyoruz.

Yine, Sayın Şimşek'in bir hafta önce bir soru önergesine verdiği cevapta, trafik sigortalarının zorunlu olması primlerin makul seviyeye çekilmesini zorunlu kılıyor. Yine, primler araç sahipleri için ödenilebilir olmak durumundadır ama bu yasa maddesiyle alakalı olarak Plan ve Bütçe Komisyonunda ve alt komisyonda yaptığımız çalışmalarda, trafik sigorta şirketlerinin adına bir meslek örgütünün genel sekreteri gelerek özellikle sermayeye, sigorta şirketlerinin lehine olabilecek bu maddeyi savunmuştur. Ama, poliçe sahiplerinin lehine herhangi bir düzenleme görmediğimiz bu yasa maddesi için aleyhte oy kullanacağımızı ifade etmek isterim.

Bütün Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)