| Konu: | 10 Nisan Laiklik Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 13.04.2016 |
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Laikliğin kabulünün yıl dönümü nedeniyle söz aldım.
Tabii, Sayın Başkanım, eğer salondaki uğultu dinerse konuşmaya çalışacağım.
BAŞKAN - Evet, sayın milletvekilleri, Genel Kurulda bir uğultu var, kendi aramızda konuşmaları lütfen yapmayalım, sayın hatibi dinleyelim.
Buyurun Sayın Bozkurt.
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Sürem geçti ama Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Vereceğim, bir dakika daha vereceğim.
Buyurun, siz konuşun.
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Efendim, birtakım olaylar yaşıyoruz. Değerli Adalet ve Kalkınma Partili saygıdeğer üyelere de seslenmek istiyorum: Gerçekten burada bir parti farkı gözetmeksizin samimi duygularımla hitap ettiğimi kabul etmenizi istirham ediyorum. Pek çok olay yaşıyoruz, örneğin "Karaman olayı" diye siyasi literatürümüze giren vahim bir olayı yaşadık. Aynı günlerde sadece Karaman'la sınırlı olmayan, işte Rize'den Osmaniye'ye, Elâzığ Harput'tan Balıkesir'e, Aydın Nazilli'den Adana'ya, Kayseri'den Antalya'ya, Ankara'ya, Trabzon'a, Konya Selçuklu'ya, Afyonkarahisar'a, Kars'a, Bartın'a, Tokat'a, Konya Ereğli'ye kadar pek çok il ve ilçemizde ilköğretim okullarında, yurtlarda, vakıf evlerinde ya da yetiştirme yurtlarında kız ya da erkek çocuklarımızın tecavüze, cinsel istismara tabi olduklarını, uğradıklarını gördük.
Değerli arkadaşlar, altmış beş yıldır ülkemizi -1950'den beri- siyasi literatürde sağda tavsif edebileceğimiz partiler yönetiyor, on dört yıldır da Adalet ve Kalkınma Partimiz iktidarda. Tabii ki halkın oylarıyla geliyor, son derece saygıdeğer. Ama, özellikle son dört yıl, beş yıl içinde AKP iktidarlarının laikliği yok sayan, laik eğitimi ortadan kaldıran, yasalarımızın Millî Eğitim Bakanlığına verdiği ilk ve orta dereceli okul çocuklarımız için yurt açma görevini bilerek ortadan kaldırıp bu alanı vakıf ve derneklerin yurt ve evlerine açan, eğitimin laik temelini, bilimsel temelini yok eden ve laik cumhuriyet kurucularına savaş açan, laik cumhuriyeti tahrip eden bir anlayışıyla karşı karşıyayız. Bunun bilinçsiz yapıldığını söylemek mümkün değil.
Bakın, asla kişiselleştirmeden şunu görmemiz gerekiyor: Eğer bu coğrafyada, bin yıldır yurt edindiğimiz Anadolu'da laik cumhuriyet olarak devam edemezsek, yurttaşlarımızı öğretim birliği ilkesi içinde laik, özgür yurttaş bilinciyle yetiştiremezsek bu coğrafyada, inanın, ne ulusal birliğimizi ne millî birliğimizi ne de vatan bütünlüğümüzü tehdit altında kalmaktan kurtarma şansımız yoktur. Ben, bütün iyi niyetimle hepinize istirham ediyorum: Lütfen laik cumhuriyeti koruyalım, kollayalım. Türkiye Cumhuriyeti'nin kilit taşı, sevgili AKP'li kardeşlerim, Mustafa Kemal Atatürk'tür, laiklik ilkesidir. Atatürk'ü kötüleyerek...
Bakın, geçen hafta, Eskişehir'de İkinci İnönü Zaferi'nin 95'inci yıl kutlamalarına gittik, Twitter'da paylaştım, altına bir kardeşimiz "İnönü'nün neyini kutluyorsunuz?" diyor. Geçen gün bir şehit ailesi, şehit yakını Sayın İçişleri Bakanımıza sitem ediyor; bir başka arkadaşımız "Bu da paralelci, vikvikleyip duruyor, dışlansın." diyor. Bu şekilde toplumda kin ve nefret tohumları ekerek ve hele hele dindar ve kindar nesiller yetiştirme amacına yönelerek inanın bana varabileceğiniz hiçbir yer yok. Bu toplum bin yıldır Müslüman, bu toplum bin yıldır dindar, ilk defa AKP'yle dindar olmadı ama kin dinle bir arada telaffuz edilebilecek bir şey değil. O bakımdan, lütfen laik cumhuriyeti, cumhuriyetin kurucu babalarını asla ama asla yok ederek, aşağılayarak, onlara hakaret ederek varabileceğimiz bir nokta olmadığının bilinciyle gelin, gelin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Sayın Başkanım, bir dakika daha sözünüz vardı.
BAŞKAN - Ekliyoruz, tamam.
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) - Gelin, tekrar hepinizden rica ediyorum, şu Mecliste bir araya gelelim 4 parti; bakın ülkemiz kan revan içinde, gelin hep beraber bu sorunlara çözüm üretelim kardeşlerim. Bizi buraya gönderen halk iradesi hepimize bu cumhuriyetin Anayasası'na bağlı olduğumuz için bu kürsülerde hitap edebilme yetkisini verdi. "Bu Anayasa'yı tanımıyoruz." diyerek, "Bu yasalara uymayın." diyerek, kurucu babalara hakaret ederek varabileceğimiz hiçbir yer yok.
Türkiye Cumhuriyeti'nin -tekrar altını çizerek söylüyorum- kilit taşı, o kubbeyi bir arada tutan Mustafa Kemal Atatürk ve laikliktir. (CHP sıralarından alkışlar) Bunu burada çekersek inanın o yıkılacak kubbenin altında hep beraber kalacağız, bu kan deryasının içinde boğulacağız. Gelin, hep beraber lütfen bu ülkenin geleceğine sahip çıkalım diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)